Kürdistan’da Barış İnisiyatifi,  BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a açık bir mektup yazarak 23-24 Mayıs’ta Türkiye’de yapılacak olan ilk Dünya İnsani Zirvesi için Türkiye’nin uygunsuz bir yer olduğunu belirtti.

Aralarında Noam Chomsky, Dr Thomas Jeffrey Miley, Dr Derek Wall, Mark Thomas, Michael Rubin, David Romano, Dr. Zaradachet Hajo, Roger Mckenzie, Dimitri Roussopoulos’un da bulunduğu Kürt halkının dostları, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a Türkiye’nin ilk Dünya İnsani Zirvesi için uygun bir yer olmadığına dikkat çekti.

Uluslararası alanda bilinen birçok ismin de imzacı olarak destek verdiği kampanya, Ban Ki-Moon'u Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliği yapacağı Dünya İnsani Zirvesi üzerine yeniden düşünmeye davet etti.

Şu an bütün dünyayı saran bir insani kriz yaşandığına dikkat çeken çağrı metni, barışın teşvik edilmesi, çatışmanın azaltılması ve ülkeleri gerçek anlamda ayıran toplumsal bölünmelerin önüne geçilmesi için uluslararası düzeyde girişimlerde bulunulması gerektiğinin altını çizdi.

Kuzey Kürdistan'da son aylarda devam eden çatışmalı duruma dikkat çeken mektup, bu sorunun acilen çözülmesi gerektiğine vurgu yaparak, Türk hükümetinin Kürt sorunu ile ilgili “kazanılamaz askeri bir çözüm” yoluna döndüğünü belirtti. Kampanya, devam eden çatışma durumundan dolayı BM Dünya İnsani Zirvesi'nin İstanbul'da yapılmasının tamamen uygunsuz olduğunun altını çizdi.

Ban Ki-Moon'a ithafen yazılan açık mektup bunun yanı sıra Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı AKP hükümetinin HDP'nin büyük bir demokratik atılım yaparak AKP'nin çoğunluğu elde etmesine engel olduğu Haziran seçimlerinden sonra bilinçli olarak Kürt halkına yönelik çatışmayı şiddetlendirme yoluna gittiğini hatırlattı.

Kürt halkının şu anda mezhepsel çatışmaları körükleyip toplumsal gerilimi derinleştiren düşmancıl bir devlet politikası sonucu katledildiği hatırlatılan çağrı metninde şunlar belirtildi: “Barış yapmanın Türkiye gündeminden düşürülmesiyle birlikte bütün ülke şu an bu durumun sonuçlarına katlanıyor. Ankara hükümetinin böyle önemli bir uluslararası girişime ev sahipliği yapma onuruyla ödüllendirilmesini anlamak bu yüzden çok zor.”

Zirve'de tartışılacak konulardan birisinin de “Çatışma bölgelerindeki insanların ihtiyaçlarını karşılama” başlığı olduğunu belirten mektup, Türkiye'nin şu anda Güneydoğu bölgesinde devlet güçlerinin sokağa çıkma yasağı, bombardıman ve kasıtlı yıkımı altında devam eden insani facia göz önünde bulundurulduğunda, Zirve'nin İstanbul'da yapılmasının tamamen uygunsuz olduğunun bir kez daha altını çizdi.

'TÜRKİYE, BASKINLARIN YOĞUNLAŞTIĞI BİR ÜLKE'

Türk devletinin "PKK ile savaş" adı altında kendi halkı olan Kürtlere karşı savaş yürüttüğünü belirten açıklama ayrıca ülke genelinde şu anda devam eden temel sorunlara da dikkat çekti:

"Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkedeki topluluklar arasında korku ve çatışmayı alevleyerek bölücü adımlar atmaya devam ettiği bir süreçte,

Bağımsız Türk gazeteciler, akademisyenler, avukatlar ve yaratıcı sanatçıların özgür ifade haklarını kullandıkları için baskı gördüğü, gözdağı verildiği ve mahkemeye verildiği bir süreçte,

Temel demokratik, politik ve insan haklarının AKP'nin her geçen gün daha da otoriterleşen yönetimi altında ciddi saldırılarla karşı karşıya olduğu bir süreçte,

Kürt halkının PKK'ye yardım ettikleri iddiası üzerinden bir bütün olarak hedef alındığı ve acımasızca cezalandırıldığı bir süreçte,

Kürt erkekleri, kadınları, çocukları ve yaşlılarının ayrım gözetilmeksizin köy ve kentlere saldıran Türk askeri güçleri tarafından bombalandığı; yüzbinlerce tamamen masum insanın korku içinde evlerinden ayrılmaya zorlandığı; Kürt halkının terörizmin destekleyecisi olarak yaftalanmasına yönelik asılsız iddiaların Türk hükümeti tarafından artırıldığı bir süreçte bu zirve kesinlikle İstanbul'da yapılmamalıdır.

Bugün Türkiye'de daha da kötüleşen durumu göz önünde bulundurarak, BM'ye bu önemli etkinlik için İstanbul'u seçme kararını yeniden gözden geçirmeye çağırmalıyız."

Türkiye'nin DAİŞ ile ilişkileri ve devam eden işbirliği iddialarına da değinen çağrı metni, Türkiye ve sicili ilgili böyle bir soru işaretinin olduğu bir durumda Türk devletinin BM'ye ve özgürlük ile demokrasiyi savunan bütün herkese ciddi endişe vermesi gerektiğini belirterek, böyle insani bir zirveye ev sahipliği yapmak için uygun olmadığına dikkat çekti.

Çağrı metni, bu zirvenin İstanbul'da yapılması durumunda ise bu durumun sadece Erdoğan tarafından yaydığı propagandasına yeni bir ek olarak kullanılacağına ve bağlı durumda olan Türk medyası tarafından Erdoğan'a ve AKP'ye, bunun yanı sıra da ülke içinde ve dışında yürüttüğü bölücü siyasetine verilen önemli bir destek olarak yorumlanacağı uyarısı yaptı.

Metinde şunlara belirtildi: "Özellikle de, Kürtlerle devam eden bu tarihi çatışma sürecinin kalıcı bir barışın sağlanması için tarafsız bir aracılık gerektirdiği bu süreçte, savaş ortamının devam etmesine yardımcı olacaktır. İnsani bir zirveyi Türkiye'de gerçekleştirmek, başkanlık yetkileri arayışında olan Erdoğan hükümetinin yürüttüğü baskıcı önlemlere maruz kalan Kürt halkı ve tüm diğer kesimlere bir hakaret olacaktır.

Bu insani zirvenin potansiyel başarısını en üste çıkarmak ve evrensel destek sağlamak adına, sizi tekrar düşünmeye ve zirveyi daha uygun başka bir yere taşımaya çağırıyoruz."

İMZACILAR

Noam Chomsky, Dr Thomas Jeffrey Miley, Dr Derek Wall, Mark Thomas, Michael Rubin, David Romano, Dr. Zaradachet Hajo, Roger Mckenzie, Dimitri Roussopoulos, Janet Biehl, Federico Venturini, Eirik Eiglad, Michael Gunter, Debbie Bookchin, Tove Skutnabb-Kangas, Robert Phillipson, Liz Saville-Roberts, Dr. Johanna Riha, Dr. Manali Desai, Prof. Sarah Franklin, Prof. Lawrence P. King, Dr. Monica Moreno, Margaret Owen, Dr Carol Mann, Peter Tatchell, Ara Sarafian, Stephen Smellie, Bert Schouwenburg, Steve Hedley, Roger McKenzie, Nick Hildyard, Stefano Squarcina, Kariane Westrheim, Cynthia Cockburn, Zaher Baher, Jonathan Bloch, Bronwen Jones, Sarah Parker, Steve Sweeney, Paul Bullock, Lisa Marie-Taylor.