EHB'li avukatlar: Faşist yasalara karşı ezilenlerin yanındayız

Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş hakkında MİT'in raporuyla başlayan soruşturma sonucunda açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.

Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş hakkında açılan dava bugün başladı. Avukatlar, suç olarak gösterilen "müvekkillerinin cenaze törenlerine katılma, serbest bırakılmalarını isteme" eylemlerinin tamamını sahiplendi, "Politik avukatlığı savunuyoruz, yapmaya devam edeceğiz" dedi.

Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş hakkında MİT'in raporuyla başlayan soruşturma sonucunda açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, avukatlar Uçar ve Gümüştaş'ı çok sayıda meslektaşı savundu. İddianamede tanık olarak yer alan Gülsuyu Mahallesi çetecilerinden tutuklu Mesut Turhan, "tanık" sıfatıyla ifade verdi.

Duruşmayı ÖHD, Adalet İçin Hukukçular, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, ESP, SGD, ÖTSP, Suruç Aileleri İnisiyatifi, DİSK/Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı da izledi.

'BU DAVA DÜŞMELİ'

Kimlik bilgilerinin ardından savunma makamı adına söz alan Ercan Kanar, "Bu dava düşmeli, derhal beraat kararı verilmelidir" dedi.

5 Nisan Dünya Avukatlar Günü haftasında yargılanan ve tutuklanan avukatlara dikkat çeken Kanar, "AKP ile birlikte avukatlar da yargılanmaya başlandı, 500'e yakın avukat arkadaşımız hakkında soruşturma açıldı" diye konuştu.

'MİT'İN ADLİ GÖREVİ YOKTUR'

Dava dosyasındaki hukuksuzluklara dikkat çeken Kanar, davanın MİT raporuyla açıldığını belirtti, "MİT'in adli bir görevi yoktur. Mahkemelere fezleke sunamaz. Bu görevi üstlenmesi suçtur" dedi.

Adalet Bakanlığı'nın avukatlar hakkında soruşturma için izin vermesi gerektiğine dikkat çeken Avukat Kanar, davada yer alan "gizli tanık" beyanlarını "sis bombası" olarak tanımladı, dürüst yargılama ilkelerinin ortadan kaldırıldığını belirtti.

'CUMARTESİ EYLEMLERİNE HEPİMİZ KATILDIK'

Avukatların müvekkillerinin cenazesi törenine katıldıkları için MLKP ile ilişkilendirilmeye çalışıldığını belirten Kanar, şöyle konuştu: "Avukatların tek işi müvekkilini mahkemede savunmak değildir. Hasan Ocak gözaltında öldürüldü. Onun cenazesine hepimiz katıldık. Gözaltında kaybedenlerin ortaya çıkartılması için Cumartesi eylemlerine hepimiz katıldı. Avukatlar şiddet içerikli olmayan eylemler yaparlar. Bu onların hakkıdır. Avukatlar sadece geçinmek için değil, hak ve hukuku savunmak için bu mesleği yaparlar."

Kanar'ın ardından avukat İbrahim Bilmez söz aldı, Adalet Bakanlığı'ndan gerekli izinler alınmadığı için davanın durdurulmasını istedi.

Avukat Züleyha Gülüm, hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkartılmasını istedi.

Savcı, hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkartılması ve derhal beraat kararı verilmesi yönündeki taleplerin reddini istedi.

'DENİZ MAHKEMEYE DÜŞMÜŞ AVUKATI BEN OLAYDIM'

Avukatların savunmalarının ardından yargılanan avukat Özlem Gümüştaş söz aldı. Gümüştaş dün tutuklanan avukatlar Ramazan Demir ve Ayşe Acinikli'yi hatırlattı, "İki avukatım burada değil. İki meslektaşımı selamlıyorum" diyerek savunmasına başladı. Ezilenlerin Hukuk Bürosu'nun kuruluş ilkelerini anlatan Gümüştaş, "Deniz, mahkemeye düşmüş, avukatı ben olaydım' diyen bir geleneğe sahip çıkmaya çalışıyoruz" dedi.

Gümüştaş şöyle konuştu: "Avukatlık mesleğinde kendimizi konumlandırdığımız yer ezilenlere yönelmiş faşist kanunlarla mücadeleye yöneliktir. Sokakta, gözaltında kayıplarda, ölenlerin cenazesinde, Cizre'de kıyımdan geçirilen halkın yanında olduk. İktidar tarafından avukatlığın, gazeteciliğin, akademisyenliğin yapılacağı 'başka' tarifler gösteriliyor. Bunu reddediyoruz."

Gülsuyu'nda Hasan Ferit Gedik'i öldüren kişilere "çeteci" dediği için yargılanan Gümüştaş, "Gülsuyu'nda uyuşturucu satan, kurumlara ve halka kurşun yağdıran, Hasan Ferit Gedik'i katledenlere 'çeteci' dediğim doğrudur" dedi.

"Yargı elimizde, diyenler varken avukatlığı mahkeme salonlarından ibaret görmüyoruz" diyen Gümüştaş, "örgüt üyeliği"ne delil olarak gösterilen mesleki görevleri ve eylemleri savundu.

Sosyalist Osman Nuri Ocaklı'nın avukatlığını yaptığı için MİT tarafından soruşturulduğuna dikkat çeken Gümüştaş, "Bir avukatın en temel görevi müvekkilinin özgürlüğüdür ve doktrin ağır yaptırımlar karşısında avukatların müvekkillerini kaçırma yetkisi olduğunu söyler. Müvekkilim hukuka aykırı yargılanmasaydı belki de yurtdışına çıkmak zorunda kalmazdı" dedi.

ESP eylemlerine katılmasının da iddianamede suç olarak gösterilmesine itiraz eden Gümüştaş, "ESP yasal bir partidir. Kimseden talimat almadan fiili meşru mücadele hattından yürümektedir" diye konuştu.

Çok sayıda müvekkilinin cenaze törenine katıldığını hatırlatan Gümüştaş, Serkan Tosun, Suphi Nejat Ağırnaslı, Emre Aslan, Özgür Tektaş ve Yılmaz Selçuk'u anımsattı, "Onlar kendilerini ortaya koymaktan çekinmeyen müvekkillerimdi. Onları özlemle anıyorum" dedi.

Gümüştaş'ın ardından yargılanan avukat Sezin Uçar, Diyarbakır'da katledilen Baro Başkanı Tahir Elçi'yi anarak savunmasına başladı.

'MÜVEKKİLLERİMİZİ GURURLA SAVUNUYORUZ'

Duruşmada bulunan Suruç aileleri ile gazilerine dikkat çeken Uçar, "Onları gururla savunuyoruz" dedi. Avukatlara yönelik saldırıları hatırlatan Uçar, mesleki faaliyetleri nedeniyle kendisi hakkında 3 dava açıldığını hatırlattı. Erkek egemen yargıya karşı Çağlayan'da oturma eylemi yaptıkları için hakkında "terör" soruşturması açıldığını anımsatan Uçar, Ankara katliamını protesto ettiği ve Gezi direnişi sırasında adliyeye eylem yaptıkları için da hakkında açılan soruşturma ve davalara dikkat çekti.

Dosyada yer alan ve hukuksuz bir şekilde toplanan delillere yanıt vermeyeceğini belirten Avukat Uçar, EHB olarak kadına yönelik şiddet davalarını yakından takip ettiklerini vurguladı. Uçar, "Kadın beyanını esas almayan savcıları, tahrik indirimi veren yargıyı eleştirmeye devam edeceğiz. 20 Nisan'da Karaman'da Ensar Vakfı'nın duruşmasında olacağız. Denizle H.İ. davasında olduğu gibi bu davaya da çağrı yapacağız. Ayrıca şimdiye kadar kaçırdığım 8 Mart olmadı. O gün sokakta kadınlarla olmak, dayanışmayı büyütmek benim için bir görevdir" dedi.

Avukatlığını "politik avukatlık" olarak tanımlayan Uçar, "Hak arama özgürlüğünü ve avukatlık mesleğini bir tehlike olarak gören bir siyasetle karşı karşıyayız" dedi.

Polis şefi Sedat Selim Ay hakkındaki suç duyurularını da kendisinin yaptığını belirten Uçar, "Sedat Selim Ay tecavüzcüdür, işkencecidir" diye konuştu.

Serkan Tosun ve Yılmaz Selçuk'un cenaze törenlerine katıldığını belirten Sezin Uçar, şöyle konuştu: "Avukat-müvekkil ilişkim olmayan kişilerin de cenaze törenlerine katıldım, Aziz Güler ve Kader Ortakaya bunlardan biridir. Bu benim dünya görüşümdür. Babar örgüt DAİŞ'e karşı savaşan kadınların cenazesine katılmak da benim için onurdur. Neden katıldığımızı soruyorsunuz. Bu soruları artık bize sormayın. Aynı dünya görüşüne katıldığımız insanların cenazesine katılmamızı sorgulamanız yersiz. Bundan sonra da özgürlükçü hukukçu avukat kimliğimden, tavrımdan taviz vermeyeceğim."

ÇETE SANIĞI 'TANIK' OLDU

Duruşmaya, çete davasında tutuklu olan Mesut Turhan "tanık" olarak getirildi. Çete sanığı Turhan, yargılanan avukatları tanımadığını söyledi.

Çete sanığının ardından avukat Taylan Savran söz aldı, "Eğer avukat müvekkilini tahliye etmekten yargılanıyorsa, tahliye kararı veren mahkemenin de yargılanması gerekmez mi?" diye sordu.

Büro avukatlarından Gülhan Kaya da savunma yaptı.

Dosyada yer alan ETHA haberlerine dikkat çeken Kaya, "ETHA yasal bir haber ajansıdır. Akşam haberlerinde çıkmayacak haberleri yaparak söz verilmeyenlere söz hakkı veren bir ajanstır" dedi.

Avukat Kaya şu savunmayı yaptı: "Sosyalistlerin, işçilerin, kadınların, Kürtlerin, ezilen ulusların, kentsel dönüşüm mağdurlarının, LGBTİ'lerin avukatlarıyız. Ezilenlerin Hukuk Bürosu olarak tabii ki çetelerin, tecavüzcülerin, işkencecilerin karşısında ezilenlerin safındayız. Sözlerimi büromuzun kuruluş şiarını okuyarak bitirmek istiyorum: İnsanların kendi deneyimleri üzerinden hukuku anlamaya çalışmaları bir grup körün bir fili tanımaya çalışmasını anlatan eski hikayeye benzer. Elbette sırtında yolculuk edenlerin fil hakkında deneyimleri ile kapitalizmin hukuku altında ezilenlerin deneyimi farklıdır ve biz ona karşı direnenlerin safındayız."

DURUŞMA SIRASINDA HEYET ÜYESİ SAVCI İLE GÖRÜŞTÜ

Duruşma sırasında heyet üyelerinden biri savcı ile görüştü. Avukatlar bu durumun, mahkemenin tarafsızlığını şüpheye düşürdüğünü belirtti, reddi hakim talebinde bulundu.

Mahkeme, reddi hakim talebinin değerlendirilmesi için duruşmayı 12 Haziran'a erteledi.