EHP adayı Akman: İstanbul emek verenlerin olmalı

İstanbul'u kentsel büyümeye ve rant savaşlarına mahkum edenlerden alacaklarını söyleyen EHP’nin bağımsız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Özge Akman, "İstanbul emek verenlerin olmalı" dedi.

Ekonomik ve siyasi kriz yaşandığında Türkiye, yerel seçime yaklaşıyor. Ülkenin en büyük şehri olan İstanbul’da seçim çalışmaları adaylar tarafından çeşitli etkinliklerle devam ediyor. CHP-İYİ-Saadet Parti’nin ortak adayı Ekrem İmamoğlu, AKP-MHP’nin adayı ise eski başbakan ve meclis başkanı Binali Yıldırım.

HDP ise İstanbul’dan bir aday göstermemesine rağmen İstanbul'un 15 ilçesinde belediye eş başkan adayı çıkaracak. Bu ilçeler, Arnavutköy, Bağcılar, Başakşehir, Bayrampaşa, Beykoz, Çekmeköy, Esenler, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kağıthane, Pendik, Sultanbeyli, Sultangazi, Ümraniye. HDP, İstanbul'un bazı ilçelerinde ise sadece belediye meclis üyelikleri için aday çıkaracak. Bu ilçeler, Beyoğlu, Bahçelievler, Bakırköy, Beylikdüzü, Eyüp, Kartal, Sarıyer, Şile, Şişli, Tuzla, Üsküdar, Zeytinburnu.

Emekçi Hareket Partisi (EHP) ise, 31 Mart seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için bağımsız adayı olarak Özge Akman’ı ilan etti. Bağımsız aday Akman sorularımızı yanıtladı.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1989, İstanbul doğumlu, Tekel işçisi bir ailenin 3. çocuğuyum. Üniversite yıllarımdan bu yana sosyalist mücadelenin içerisindeyim . Yıllardır İstanbul’da süren mücadelemiz sonucunda, en son Genel Sekreterliği’ni yürüttüğüm Emekçi Hareket Partisi olarak aldığımız karar doğrultusunda, emeğin başkentinde adaylığımızı koyduk.

Bütün seçimlerden önce Erdoğan ‘beka mücadelesi’ yorumunu yapıyor ve seçim çalışmalarına bizzat katılıyor. İstanbul Büyükşehir belediyesine başkan adayı olmanız sizin açınızdan neden önemli?

Biz İstanbul’un emek verenlerin olması gerektiğini düşünüyoruz. Bugün ülkede tüm emek verenlerin buram buram yaşadığı bir iktisadi kriz var ve bu kriz iktidar tarafından reddedildiği gibi, muhalefet tarafından da erteleniyor. İşsizler artık stadyumları dolduruyor, her gün iş kuyruklarını görünüyoruz rakamlar yeniden 7 milyona ulaştı. Üretimi yıllardır ortadan kaldırdılar KİT’leri özelleştirdiler, bütün geliri betona yatırıp kendilerini zenginleştirdiller, halk artık kışlık sebzeye dahi ulaşamıyor. Kaldı ki güncel örneği tanzim satışlardan ucuza alabiliyor olması küçümseniyor, bu da lütuf gibi sadece seçime kadar düzenleniyor.

Partimiz emek verenlerin, bu şehri üretenlerin partisidir. Bu açıdan böylesi krizli bir dönemde, emekçileri ne beka yalanlarına ne de rant kapışmalarına bırakamazdık. Biz emek verenlerin politik programının, şu an ortaya koyulanlardan tamamen ayrı olduğunu düşünüyoruz ve bu politik programı emek verenlerle buluşturmak için, yani bu gidişatı tersine çevirmek için toplumun ilgisine sunuyoruz. Bu ülkede ne kriz, ne demokrasi sorunu, ne de AKP iktidarının savaş politikaları, naif, etkisiz ve sadece sağcılığı, milliyetçiliği esas alan bir siyaset tarzı ile sürdürülemez. Bunun karşısında emekçilerin, ezilenlerin, yok sayılanların yani bu şehre emek verenlerin programı ve adayları var diyoruz.

Bitmeyen metro çalışmaları, yeşil alanların ranta, imara açılması bu seçimde adaylar tarafından sık sık gündeme getirilen bir konu. İstanbul’un sizce yerel yönetimler açısından temel sorunu nedir?

Aslında şuanda tüm toplumun ortak sorunu olduğu gibi, İstanbullunun da yaşadığı, yoksulluk, işsizlik, pahalılık sorunu var. Bu genel sorunun elbette yerel yönetimlerle çözülebilecek bir çok yolu var. Öncelikle üretim, tıpkı halk ekmek gibi temel ihtiyaçların doğrudan üretilmesi ve halka ucuza ulaştırılması. Bu sayede istihdam olanaklarının artması. Bugün seçime kadar lütuf gibi sundukları tanzim satışlar bile halkın ucuz gıda ulaşmasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Tanzim satış, seçime kadar değil sonuna kadar olmalı. Kaldı ki biz üretimi yapacağız, bir yönetim programı olarak üretim yapan belediye her zaman halka ihtiyaçları doğrudan ulaştıracak.

Bunun dışında İstanbul maalesef kentsel büyümeye mahkum edilmiş bir beton şehri. İstanbul’da bu yeşile hasret ortamı tersine çevireceğiz. İstanbul çevresinde yeşil alanlara Kuzey Ormanlarına asla dokunulmasına izin vermeyeceğiz, bitki örtüsünü şehrin içerisine taşıyacağız. Tüm kullanılmayan beton yığınlarını yıkıp yeşil alan yaratacağız. Ayrıca kaldırımlardan, açılan kamu arazilerine herkesin oksijenle buluşmasını sağlayacağız. Kanal İstanbul gibi İstanbulluların hiç birinden duyamayacağınız ekolojik felaketler derhal iptal edilecek, kent yeşile ve ekolojik alanlara bürünecek.

HALKIN ÇIKARLARINI ESAS ALACAĞIZ

İstanbul’un can yakan yıllardır nedense çözülmeyen sorunu trafik. Yıllardır bitirmedikleri her seçimde yeni bir vaat gibi sundukları metro ağlarını tamamlamıyorlar. Mesela bazı metro projeleri 4-5 seçim gördü, hepsinin önünde seçim mitingi yapıldı, kaçıncı seçimi görecek hala tamamlamış. Biz İstanbul’u metro ağları ile donatacağız, trafiği azaltacağız. Ayrıca deniz ulaşımını geliştireceğiz. Eğitim, sağlık ve ulaşımın tamamen ücretsiz olmasını sağlamamız gerekiyor.

Bu belediyeler ne idüğü belirsiz onlarca vakfa bu kadar büyük bütçeleri yatırıyorsa, bunların hepsini ücretsiz temel ihtiyaçlara kullanacağız. Bir belediye bütçesinin neye kullanılacağı bunu tamamen belirler, bahsettiklerimiz hayal değil, yapılamaz olaylar değil. Sadece siyasi irade ile, o bütçelerin neye harcanacağına karar verilmesi ile değişebilir. Biz kar amacı güden şirket gibi çalışanların değil, sadece halkın çıkarlarını esas alanların adayıyız. Bu kenti sadece kentsel büyümeye ve rant savaşlarına mahkum edenlerden alacağız, İstanbul’u emek verenlerle yöneteceğiz.

Vaatlerinizi sıraladınız, sağlık, eğitim, ranta son vermek... Peki seçilmeniz durumunda ilk düzenleyeceğiniz eksiklik ne olacak?

Önce halk meclislerini oluşturmaya başlamak, yani belediye işleyişini değiştirmek. Bunu da dilek ve temenni dilenen meclisler değil, halkın katıldığı, karar aldığı ve organlaştığı meclisler olarak yapacağız. Yani şehri meclislerde organlaşan halkımızın kendisi yönetecek. Sonra yatırım planını tersine çevirip, hızla Kamu İktisadi Teşebbüslerini kurmak ve yeşilin İstanbul’un içerisine yaymak.

Seçim çalışmalarını nasıl yürütüyorsunuz?

Öncelikle en önemli sorun krizi gündemde tutmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda, hem belediyenin doğrudan üretim yapmasını gündeme aldığımız bir Halk ekmek önünde açıklama ve yıllardır tüm Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin satılmasının günümüzde üretimi ortadan kaldırdığı olduğunu gündeme getirdiğimiz açıklamalar yaptık. Bunun gibi, bu şehrin temel sorunlarını çeşitli açıklamalarla sürdüreceğiz.

Her sorunun nasıl çözebileceğimizi dile getireceğiz. Tabi bunun büyük bir bölümünü parti örgütümüz yürüyor. Yoldaşlarımız İstanbul’un her bir yerine, emek verenlerin yerel seçim programını ulaştırmak için canla başla çalışıyor. Kent meydanlarında stantlardan, her ilçede emek verenlerle buluşmak üzere çalışmalarımız sürüyor. Elimizden gelen tüm imkanları bu seçim sürecinde ve devamında kullanacağız.

Miting düzenleyecek misiniz?

Şu an böyle bir planımız yok, nihayetinde biz kısa bir süreyi İstanbul’a emek verenlere ulaşmaya çalışarak geçirmeyi planlıyoruz şu aşamada. Ama önümüzdeki günlerde çalışmalar geliştikçe şekillenebilir.

Diğer partiler ile bire bir diyalog içerisinde misiniz?

Biz İstanbul’a emek verenlerin politik programını çıkarttık onu emek verenlerle buluşturma çabası içerisindeyiz. Çeşitli diyaloglar ve değerlendirmeler çeşitli zamanlarda oluyor ama biz çalışmalarımızı doğrudan Emekçi Hareket Partisi olarak yürütüyoruz.