AKP İktidarının 14 gazeteciyi Türkiye’de 5 gün süreyle misafir etmesi ve tüm masraflarını karşılamasının İsveç medyasına yansımasından sonra başlayan gazetecilik etiği tartışmalarının yaygınlaşması üzerine bir açıklama yapan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EJF) Başkanı Arne König ve İsveç Gazeteciler Federasyonu (SJF) Başkanı Jonas Nordlig geziye katılan gazetecilerin “Meslek Etik Kurulu”na bildirilmelerini istedi.

Gezi sadece medyada değil, gazeteci meslek örgütleri ve sendikalar içinde de gazeteci-iktidar ilişkilerininin sorgulanması ve meslek etiğinin öneminin tartışılmasını da beraberinde getirdi.

AKP’nin lobi çalışmasının bir parçası olarak örgütlenen gezi Türk basınında geniş yer bulmuş, Hükümet ve AKP’nin resmi sitesinde “Egemen Bağış İsveç Yabancı Gazeteciler Heyetini kabul etti” başlığıyla kamuoyuna duyurulmuştu.

Gezinin “İsveç Yabancı Gazeteciler Derneği”nin bir gezisiymiş  gibi kamuoyuna duyurulması tepkilere yol açmış, sırf bu konuyu ele almak için toplanan dernek yönetimi  Hükümet ve AKP’nin sitelerindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını, derneğin yapılan geziyle hiç bir biçimde ilişkisi bulunmadığını belirlemiş ve bu durumu Egemen Bağış ve AKP Hükümeti’ne bir mektupla iletmeyi kararlaştırmıştı.

Bu tartışmaların hemen ardından Gazeteci-Yazar Kurdo Baksi ve Murat Kuseyri’nin Expressen gazetesinde yayımlanan Türkiye’de ifade ve insan hakları ihlallerini ele alan ve geziye katılanları eleştiren makaleleri İsveç’te gazetecilik etiği tartışmasını başlatmıştı. Makalede geziye katılan gazetecilerin “davetleri kabul etmeme” kuralını çiğnedikleri hatırlatıyor,  İsveç Gazeteciler Federasyonu (SJF) yöneticilerine geziye katılan üyeleri hakkında ne düşündükleri sorusu da yöneltiliyordu.

Konunun yazılı medyanın yanı sıra İsveç Radyosu’nda da tartışılmasının ardından Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EJF) Başkanı Arne König ve İsveç Gazeteciler Federasyonu (SFJ) Başkanı Jonas Nordling “Basın özgürlüğü konusunda tavrımız nettir” başlıklı ortak bir açıklama yaptı.

820 bin tirajlı Expressen gazetesinin tamamını yayımladığı açıklamada König ve Nordling SJF’nin geziyle hiç bir biçimde ilişkisi bulunmadığını, böyle bir geziye yalnızca Türkiye’deki insan hakları ihlallerinden dolayı değil, aynı zamanda gazetecilik etiği açısından gazetecilerin özgürce ve bağımsız gazetecilik yapmalarına gölge düşüreceği için karşı olduklarını ifade ediyorlar.Herkesin bu ilkeleri çiğneyen gazetecileriMeslek Etik Kuruluna bildirme hakkı olduğuna vurgu yapıyorlar.

Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü konusundaki tavırlarının net olmadığını hiç kimseninin söyleyemeyeceğini belirten König ve Nordling “SJF Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun cezaevlerindeki gazetecilerin serbest bırakılmaları için sürdürdüğü kampanyayı aktif olarak destekledi. Evlatlık edinme kampanyaları düzenledi. Bir çok şubemiz cezaevlerindeki meslekdaşlarımızın durumlarını kamuoyunun gündemine getirdi. Bazı durumlarda çabalarımız cezaevindeki meslekdaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmalarına katkıda bulundu. SJF ayrıca Memur Sendikaları Konfederasyonu (TCO) ile birlikte sendikal hak ihlallerine dikkat çekmek için geçen ay Türkiye’ye gitti” diyorlar. Türk Hükümetine her zaman gönderdikleri mesajın çok basit olduğunu söylüyorlar:  “Demokrasilerde gazeteciler hapsedilemez”