En entelektüel 'teröristlerin' davalarına bakıyoruz!

En entelektüel 'teröristlerin' davalarına bakıyoruz!

KCK davalarının avukatlarından Ramazan Demir ve Hüseyin Boğatekin Berlin’de Alman meslektaşlarıyla bir araya geldi. Alman Avukatlar Birliği’nde düzenlenen “Türkiye’de avukatlara açılan siyasi davalar” panelinde konuşan Demir ve Boğatekin “Avukatların tutuklanmasıyla Türk hükümeti here yere dokunabileceğini gösterdi. Dünyanın en entelektüel teröristlerin davalarına bakıyoruz” dediler.

Almanya’nın başkenti Berlin’de Alman Avukatlar Birliği (DAV), Cumhuriyetçi Avukatlar Birliği (RAV) ve Demokrat Hukukçular Birliği (VDJ) ‘nin organizesiyle “Türkiye’de avukatlara açılan siyasi davalar” konulu bir panel düzenlendi. Panele Türkiye’deki KCK davalarının savunma avukatlarından Ramazan Demir ve Hüseyin Boğatekin, Alman avukatlar adına KCK davalarını izleyen avukat Gilda Schönberg konuşmacı olarak katıldı.

Çok sayıda Alman hukukçu ve avukatın dinlediği panelde ilk söz alan Schöneberg KCK davaları hakkında bilgiler verdi. Başta siyasetçiler, sendikacılar, akademisyenler, avukatlar ve gazeteciler olmak üzere toplumun hemen hemen her kesimden insanların KCK davalarında yargılandığını belirten Schöneberg “Bütün meslek grupları hedef alınmış durumda, yargılamalar ve davalar seriye bağlandı” diye konuştu.

'TÜRKİYE’DE İKİ CEZA HUKUKU VAR'

KCK operasyonlarının ilk dalgasında 8 avukatın tutuklandığını ve bu sayının gittikçe arttığına dikkat çeken Schöneberg “Yargılanan avukatlar hakkında hiçbir belge yok, müvekkilleriyle yaptıkları görüşmeler, yazışımlar suç sayılıyor” dedi. Avukat Gül Pınar’ın modaratörlüğünü yaptığı panelde daha sonra söz alan avukat Hüseyin Boğatekin ise Türkiye’de iki tür ceza hukukunun olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Birinci ceza hukuku genel yurttaşlar için geçerli. Diğeri ise toplumun ötekileri; Kürtler, Aleviler, Ermeniler, sosyalistler ve hükümetin muhalifleri için geçerli. Bu kesimler için gözaltı süreleri uzatılır, ilk 24 saatte müvekkilinizle görüştürülmezsiniz, kısacası bütün hukuksuzluklar karşı karşıya gelirsiniz. Bunun Ortaçağ’da uygulanan engizisyon mahkemelerinden hiç farkı yoktur.

Gözaltına alınmasına rağmen dosyası hala gösterilmeyen müvekkilinize gördüğü hukuksuzluk karşısında susma hakkını kullanmayı önerirsiniz, fakat bu sefer size dava açılır. Avukatlık cüppesi üstümüzdeyken darp edildik, mahkeme salonlarında kelepçelendik, polisin coplu saldırısına maruz kaldık. Bize saldırıyla hükümet toplumun her yerine dokunabileceğini gösterdi.”

‘MÜVEKKİLLERLE YAZIŞMALAR SUÇ SAYILDI’

Avukatların müvekkilleriyle yazışmalarının suç sayıldığını ve bunların avukatlara karşı açılan davaların dosyalara konulduğunu söyleyen Boğatekin Alman ve Avrupalı meslektaşlarına şu çağrıyı yaptı: “Tutuklu meslektaşlarımız duruşmalarda izleyici listesine bakarken ailelerinden önce yabancı heyetlerin isimlerine bakıyor. Vereceğiniz mesleki dayanışma çok önemli. Şayet davaları izleyemezseniz göndereceğiniz bir mektup bile onları mutlu etmeye yetecektir.”

Avukat Ramazan Demir ise KCK davasından yargılanan avukatlar hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. Avukatların yanı sıra gazeteciler, sendikacılar, akademisyenlerle birlikte ‘terörist’ olarak görülen söz konusu kişiler hakkında yapılan yargılamaları “Dünyanın en iyi entelektüel davaları” olarak nitelendiren Demir “KCK davalarındaki en ilginç ayrıntı ise bizim avukatlık yaptıkları için tutuklananlara avukatlık yaptığımızdır. Meslektaşlarımızın müvekkilleri sayın Öcalan ile yaptıkları görüşmeler kayıt altına alınarak suç sayılmış. Ancak avukat-müvekkil görüşmesinin dinlenmesi suçtur, mahkemelerde bu suçu anlatamıyoruz” dedi.

Dün akşam saatlerinde Alman Avukatlar Birliği (DAV)’ın binasında gerçekleşen panel, soru-cevap bölümüyle sona erdi. Panelden önce Federal Meclis’te bir grup parlamenterle biraraya gelen avukatlar Demir ve Boğatekin bugün ise Düsseldorf’ta düzenlenecek benzer konulu bir sempozyuma daha katılacaklar.