Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoðan, Kürt din adamlarına aðır hakaretlerde bulunurken, BDP’nin başörtüsü yasaðının kaldırılması için verdiði önergelerin kendi partisi tarafından reddedildiðini unutarak, “Güneydoðu'da başörtüsü yasaðını savunduðunu” ileri sürdü.
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen MÜSÝAD Genel Kurulu'nda konuşan Başbakan Erdoðan, bu kez Kürt din adamlarını hedef aldı.
AKP’YE ÝTTAAT ETMEYEN ÝMAMLARA HAKARET
AKP iktidarının istediði ve çerçevesini çizdiði şekilde ibadet etmeyenleri “sahtekarlıkla” suçlayan Erdoðan, “28 Şubat'ta olduðu gibi bugün de devşirme, sahte ve sahtekar din adamlarıyla iş yapmaya çalışan birileri var, özellikle Güneydoðu'da. Cuma namazı kılınıyor. Gitmiş ikinci bir cemaat oluşturmuşlar orada kılıyorlar, neymiş o devletin imamıymış, öbürü ne? O da Kürtlerin imamıymış, bizim dinimizde Kürt, Türk, Laz, Çerkez ayrımı var mı?” dedi.
Oysa bölgede açık bir şekilde Türkçü bir din anlayışı çerçevesinde asimilasyonist bir faaliyet yürüten tek cemaatin Gülen Cemaati olduðunu bilmeyen yok. Ýktidarının ortaðı olan Cemaat, her dönemde iktidarların hoşgörüsünden yararlanarak Kürdistan’da devletin asimilasyon politikalarının temel aktörlerinden biri oldu.
SAHÝ ERDOÐAN 28 ŞUBAT’TA NE YAŞADI?
Erdoðan, “28 Şubat döneminden yaşadıðımızı bir ben, bir de Allah biliyor” diye sözlerine ekledi. Bahsedilen dönemde Erdoðan ve ekibinin sıkıntı yaşadıðına dair herhangi bir tanık yok. Ortaðı Fethullah Gülen, 28 Şubat post-modern darbesini savunduðunu gösteren yazılı ve görsel kanıtlar var ama.
Konuşmasında BDP’yi de hedef alan Erdoðan, BDP’nin ABD ziyaretinden duyduðu rahatsızlıðı da ortaya koydu. PKK ile aralarına mesafe koymaları halinde müzakerelere açık olduðunu savunan Erdoðan, "Bugün yaptıkları gibi tahriklere devam ederlerse, nifak sokma girişimlerine devam ederlerse, terör örgütüyle arasına mesafe koymazlarsa kaybeden kendileri olur” dedi.
BAŞARISIZLIÐI BAŞARI DÝYE ANLATTI
Erdoðan, sık sık dile getirdiði ancak hangileri olduðunu belirtmediði “Kürt kardeşlerinin” temsilcisinin BPD olmadıðını da savundu: “Biz bu meseleyi PKK'ya ve uzantılarına raðmen çözeceðiz. Benim Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi BDP deðildir. Partimin bölgeden aldıðı oy, BDP'nin oyunun çok çok üzerindedir."
2002’de iktidara gelen AKP rejimi, Erdoðan’ın iddiasının aksini Kürdistan’da sürekli oy kaybına uðradı. Buna karşın BDP’nin oyları ise her seçimde daha da yükseldi. Erdoðan sürekli oy kaybını başarı, belediye ve milletvekili sayısını da bugüne kadar görülmemiş bir düzeyde arttıran BDP’yi ise başarısız sayıyor.
BDP’YÝ SUÇLAYAN ERDOÐAN ESAD’IN DOSTU OLDUÐUNU UNUTTU
"BDP bu sürece katkı vermek isterse çözümde olumlu rol oynamak isterse oturur konuşuruz" diyen Erdoðan, şöyle konuştu: "Müzakereye açık olduðumuzu daha önce söylemiştik. Ama biz bölücü terör örgütüyle asla müzakere etmeyiz, onlarla mücadele etmeye devam ederiz. Bölücü terör örgütüne düşen görev; elindeki silahı bırakmasıdır. Güvenlik güçlerinden silah bırakılmasını isteyenler gaflet içindedir. Güvenlik güçlerinin görevi; o silahla hem terörle mücadele etmek, hem asayişi mazlum maðduru korumaktır. Bakıyorsunuz, terör örgütü ile Suriye'deki direnişçileri aynı kefeye koyacak kadar gaflet içerisindeler. Suriye'de parlamentoya girmek isteyen insanlara seçilme hakkı verilmediði gibi Baas rejiminin oradaki zulmü karşısında kalkıp bu insanlar acımasızca öldürülüyor. Türkiye'de bir Baas rejimi yok. Eðer varsa bunun tek numunesi CHP'dir. Ve uzantısı olan BDP Parlamento'da, önü açık. Ama ne yazık ki bugün yaptıkları gibi tahriklere devam ederlerse, nifak sokma girişimlerine devam ederlerse, terör örgütüyle arasına mesafe koymazsa kaybeden kendileri olur. Bölücü terör örgütünü terör örgütü olarak tanımayanlar, örgütün kanlı eylemlerinde suç ortaklıðı içindedir."
BDP’nin parlamentoda önünün açık olduðunu iddia eden Erdoðan, vekilliði gasp edilen Hatip Dicle ile cezaevlerindeki diðer beş BDP’li vekilden bahsetmedi. Ayrıca 32’si belediye başkanı olmak üzere BDP’nin 7 bine yakın aktif üyesinin cezaevlerinde olduðunu da unutan Erdoðan, onlarca yıldır katliamlarda bulunan Esad rejimin daha düne kadar en yakın dostu olduðunu da anlatmadı.
ERDOÐAN’IN BÖLGEYE ÝMKAN YALANI
Devletin tüm imkanlarıyla bölge insanının yanında olduðunu iddia eden Erdoðan’ın insan hakları örgütlerinin raporları yalanlıyor. ÝHD’nin son raporuna göre sadece 2011 yılı içerisinde 12 bin 600’den fazla kişi gözaltına alındı, 3 bin 252 işkence ve kötü muamele vakası yaşandı. 2007 yılına göre gözaltılar ikiye katlanırken, işkence vakaları neredeye beş kat arttı. BDP’li belediyeler de sık sık projelerinin reddedildiðini ifade ederken, 32 belediye başkanının cezaevlerinde olması, Erdoðan’ın devletin imkanını nasıl kullandıðını gözler önüne seriyor.
ANF NEWS AGENCY