Erdoğan 'tek millet tek bayrak'ta ısrarlı
Erdoğan 'tek millet tek bayrak'ta ısrarlı
Erdoğan 'tek millet tek bayrak'ta ısrarlı
Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecini sabote etmek isteyen çevrelerin olduğunu savunarak, "Bu saldırılar karşısında tek yürek olduğumuz sürece başarıya ulaşamayacaktır" dedi. 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' anlayışına göre politika yapacaklarını söyleyen Erdoğan, "Bir parti teröre karşı net tavır sergilemiyor, mesafe koymuyor, açık şekilde kınayamıyorsa milli iradeyi, siyaseti, kendini inkar ediyor demektir" dedi. Erdoğan, "Meclis dışında hiç kimse, hiçbir kurum, Allah’tan başka hiçbir güç, bu ülkeye ve bu millete istikamet veremez'' ifadelerini de kullandı.
Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulunda 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşülürken söz aldı. Konuşmasında çözüm sürecine de değinen Erdoğan, "Doğu, Güneydoğu'daki halkımızı 1 yıldır süren huzuru sabote etmek isteyenlere karşı uyanık olmaya davet ediyorum" dedi.
Sorunların çözüm yeri olarak Meclis'i işaret eden Erdoğan, "Bu salonun dışında, bu salondaki vekillerin dışında hiç kimse, hiçbir kurum, Allah'tan başka hiçbir güç, bu ülkeye ve bu millete istikamet veremez. Hiçbir vekil, hiçbir siyasi parti, milli iradeyi hedef alan; milli iradeyi, Meclis iradesini zayıflatmaya çalışan saldırılar karşısında kayıtsız kalamaz. Geçmişte bu salonun içinde kimi vekiller, partiler milli iradeye, Meclis'e yönelik saldırılara karşı dik durmamış, hatta zemin hazırlamış, hatta alkışlamış, onaylamıştır" dedi.
Milli iradeye yönelik tehdidin sadece düşmanlardan gelemeyeceğini ifade eden Erdoğan, "milli iradeye sadece silahlı güçlerden tehdit gelmez" diyerek, sermaye, medya, mafya ve karanlık yapıları da örnek gösterdi.
'BAŞKA GÜCE İHTİYACIMIZ YOK'
"Bir parti teröre karşı net tavır sergilemiyor, mesafe koymuyor, açık şekilde kınayamıyorsa milli iradeyi, siyaseti, kendini inkar ediyor demektir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Eğer bir siyasi parti, şiddet içeren sokak eylemlerini aleni destekliyorsa, oradan medet umuyorsa, hatta kendi vekilleri polise taş atıyorsa, hakaret ediyorsa, o siyasi parti, Meclis'in, milli iradenin, siyasetin saygınlığını önemsemiyor demektir. Milletten değil de terörden, şiddet içeren sokak eylemlerinden, sermaye ve medyadan güç devşirmeye çalışanlar meşruluklarını kaybeder.
Sandık hiçbir hatayı hesapsız bırakmadı. Elbette sivil toplum, medya, sokağın sesi demokrasilerde önemlidir ancak eline silah alan ya da gücünü silah gibi kullananlar demokrasiye zarar verirler. Milli iradenin dışında fani hiçbir güç tanınamaz. Siyaset için milletin desteği yeterlidir; başka hiçbir güce gerek yoktur. Bunu herkes anlamalı kabullenmelidir."
'SÜRECİ ETKİLEMEYE ÇALIŞANLAR VAR'
Erdoğan, 'Kürt sorunu' yerine sık sık 'terör' kavramını kullanarak, Kürt sorununun çözümü için 30 yıldır ortak bir irade oluşturulamadığını söyledi: "Geçmişte hükümetler terör karşısında risk almaktan vazgeçti, cesaretle gidemedi üzerine... Biz bu riskten kaçınmadık. Milli irade, ekonomi, demokrasi, sosyal barış, kardeşlik üzerindeki terör karşısında cesur, kararlı duruş sergiledik. Terörsüz bir ortam inşa etmeyi başardık. Terörün yeniden canlanması, can alması için ciddi gayretlerin olduğunu görüyoruz. 1 yıldır süren huzur süreci için tahriklerin devreye sokulduğunu iyi biliyor, görüyoruz. Terör 30 yıldır her seçim öncesinde seçimleri etkilemek için ihale almıştır."
Erdoğan, son günlerde milli irade, huzur, barış ve seçim sürecini etkilemeye yönelik tahriklerin geliştirildiğini savunarak, "Bu saldırılar karşısında tek yürek olduğumuz sürece başarıya ulaşamayacaktır. Aziz milletimizi sağduyulu, dikkatli olmaya davet ediyorum. Özellikle Doğu, Güneydoğu'daki halkımızı 1 yıldır süren huzuru sabote etmek isteyenlere karşı uyanık olmaya davet ediyorum" dedi.
'BAHAR HAVASINA KASTEDENLER HESAP VEREMEZ'
Son bir yıldır anne ve babaların oğullarının şehadet haberini almadığını belirten Erdoğan, şunları ifade etti: "Türkiye’de yaşanan bahar havasını tehdit etmeye kimsenin hakkı yoktur. Bunun tehdit edilmesi karşısında susanlar, sevinenler tarih ve millet karşısında hesap veremezler. Bu bahar havasına kastedenler tarih önünde hesap veremezler. Açık açık bir kez daha söylüyorum; yeter ki bir damla kan akmasın, annelerin gözyaşı akmasın, Türkiye kazansın, biz kaybetmeye razıyız. Hiçbir taviz vermeyeceğiz. Şehitlerin ruhunu incitecek hiçbir girişimde bulunmayacağız. Türkiye normalleşiyor, adalet güç kazanıyor. Türkiye'yi yasaklardan kurtardık, bugünlere taşıdık. Korkmadan geleceğe yürüyeceğiz. Türkiye çok büyük devlettir. Türkiye özgürlüklerden korkacak kadar küçük bir ülke değildir. İnançlardan, dillerden, şarkı, türkü, kelime ve kavramlardan korkacak kadar küçük değildir. Türkiye öz vatandaşından korkacak, onu kendisine tehdit görecek kadar küçük değildir. Bizim 2001 yılında Afyonkarahisardan yola çıktığımızda 4 tane kırmızı çizgimiz vardı; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Biz yola böyle çıktık ve millet anlayışımız Türkiye'deki tüm etnik unsurları kapsar; hepsini kucaklarız. Millet tanımı budur. Biz hiçbir ırka hizmet etmiyoruz. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu anlayışla çalışıyoruz."
TUTUKLU GAZETECİLER VE KADINA ŞİDDETİ GÖRMEZDEN GELDİ
Erdoğan, Türkiye'nin kendi hükümetlik dönemlerinde demokratikleşme açısından önemli mesafe katettiğini iddia ederek, ideal noktada olmadıklarını ancak geçmiş yıllarla kıyaslanamayacak konumda olduklarını söyledi.
Erdoğan tutuklu, işten atılan gazetecilere rağmen, "Bugün bizi özgürce eleştirebilenler birkaç yıl öncesine kadar belli kurumlara, çevrelere tek söz söyleyemiyordu. Dün yazamadıklarınızı bugün dilediğiniz gibi yazıyor, dün atamadığınız manşetleri dilediğiniz gibi atıyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, kadına yönelik artan şiddet ve cinayetleri de gözardı ederek, sadece başörtü özgürlüğüne değindi: "11 yıl önce bir kadının bırakın kamuda başörtüsüyle çalışmasını, okuması bile ihtimal dışıydı. '99'da bir kadın vekil başörtülü olduğu için, işte bu salonda lince uğradı. 14 yıl sonra kızlarımız üniversitelerde başörtülerle okuyor, kadınlar başörtüyle kamuda çalışıyor, kadın vekiller bu salonda özgürce başlarını örtebiliyorlar."
Erdoğan, konuşmasının devamında, hükümet olarak Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunduğunu iddia ederek, bazı rakamlar verdi.