Erdoğan yargılanmamak için diktatörlüğünü kurmak istiyor

Halkların Dayanışma ve Kültür Derneği Eşbaşkanı Hasan Alıcı, yolsuzluklara bulaşan ve DAİŞ çetelerini silahlandıran Erdoğan'ın yargılamaktan kurtulmak için yeni anayasayla diktatörlüğünü kurmak istediğini söyledi.

Halkların Dayanışma ve Kültür Derneği Eşbaşkanı Hasan Alıcı, yolsuzluklara bulaşan ve DAİŞ çetelerini silahlandırarak yüzbinlerce insanın yaşamını yitirmesine katkıda bulunan Recep Tayyip Erdoğan'ın yargılamaktan kurtulmak için yeni anayasayla diktatörlüğünü kurmak istediğini söyledi.

12 Eylül askeri faşist darbesinden sonra İsveç'e gelen siyasi ilticacılar tarafından 1980'li yılların başında kurulan ve “Dayanışma” olarak tanınan Halkların Dayanışma ve Kültür Derneği Eşbaşkanı Hasan Alıcı'yla referanduma gitmeye hazırlanan Türkiye'deki siyasi gelişmeleri ve İsveç'te 8-9 Nisan tarihlerinde yapılacak referandumu konuştuk.

Alıcı, yeni anayasa için yapılacak halk oylamasının ülkenin, emekçilerin, Alevilerin, Kürt ve diğer azınlık halkların kaderi için belirleyici bir öneme sahip olduğunu, ülkenin diktatörlüğe mi yoksa demokrasiye doğru mu evrileceğini göstermesi açısından özel bir önem taşıdığını söylüyor.

EVET ÇIKARSA 1915 TEKRARLANABİLİR

Yeni anayasanın kabul edilmesi durumunda Erdoğan ve AKP Hükümeti'nin 15 yıldan beri sürekli tekrarladıkları 'Halk bizi destekliyor' argümanı daha fazla kullanarak daha baskıcı ve otoriter bir süreci başlatacaklarını söyledikten sonra şunları kaydediyor:

“1915'te Ermeni, Asuri-Süryanilerin başlarına gelen bu kez ötekilerin; Kürtler, Aleviler, sosyalistlerin, AKP ile kan uyuşmazılığı ve anlayış farklılığı olan tüm kesimlerin başlarına gelebilir. Büyük bir temizlik hareketi başlatıp AKP ve Erdoğan diktatörlüğünü kurabilirler.”

Diktatörlüğün engellenmesi için herkese görev düştüğünü söyleyen Alıcı, “Referandumda eğer Hayır sonucu çıkarsa esas olarak Türkiye'de fazla bir şey değişmeyecek, devrim olmayacak ama böylesi bir sonuç milliyetçi, dinci cephede moral bozukluğu yaratacak. En önemlisi de artık halk bizim arkamızda gibi laflar edemeyecekler ki bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum” diyor.

Referandumda Hayır çıkmasının AKP ve MHP'ye büyük bir darbe vuracağı ve ülkeyi yönetmekte zorlanan AKP'nin çözülme süreci içine gireceği değerlendirmesini yapıyor.

AKP'nin böylesi bir hezimeti engellemek için her türlü hile ve sahtekarlığa başvuracağı uyarısında bulunan Alıcı, olağanüstü hal koşullarında yapılacak bir halk oylamasının meşruiyeti hakkında şunları söylüyor:

TÜRKİYE'DE SİVİL BİR DİKTATÖRLÜK VAR

“12 Eylül'ü yaşamış kuşaktan bir kişi olarak, bugün, askeri diktatörlüğün uygulamalarından daha kötü uygulamalarla karşı karşıya kaldığımızı görüyorum. Askerler daha temkinli davranıyor ve daha ileri gitmeleri durumunda halkın karşı çıkabileceğinden çekiniyordu. Çok zulüm yapmalarına rağmen dengeye dikkat ediyorlardı. AKP'de denge yok. Şimdi halkın %50'sinin desteğini arkasına alan sivil bir diktatörlük var. Kitle desteğinden dolayı daha pervasız davranıyor. Kendi silahlı ordusunu kuruyor. AKP'li yöneticiler kitleleri silahlanmaya teşvik ediyor. Kendi milis güçlerini oluşturuyor. Tüm bunlar oldukça tehlikeli. Bu koşullarda yapılacak bir halk oylamasının demokratik olması mümkün değil.”

Erdoğan'ın hedeflediği İslamcı, milliyetçi sistemi gerçekleştirmek için kademeli olarak önündeki tüm engelleri ortadan kaldırmaya çalıştığını söyleyen Alıcı, “Ergenekoncuları temizlemek için Fethullah Gülen'le işbirliği yaptı. Orduda temizlik yaptıktan sonra da Ergenekoncularla işbirliği yaparak Gülen'cileri tasfiye ediyor. Ama bu yapının siyasi ayağına dokunmuyor” diyor.

UMUDU ÇOĞALTMAMIZ GEREKİR

AKP ile Gülen'in Türk-İslam anlayışları arasında bir farklılığın olmadığına dikkat çeken Alıcı, iki gerici güç arasındaki çatışmanın iktidarı paylaşamamaktan çıktığını söyledikten sonra referandum süreci hakkında şunları kaydediyor:

“Sırrı Süreyya Önder'in dediği gibi yapılacak referandumda Hayır oyu kullanmamız için 31 milyon nedenimiz var. İşsizlik, ayrımcılık, farklı yaşam tarzına sahip insanların dışlanması, yoksulluk, ifade ve düşünce özgürlüğüne yönelik saldırılar ve hükümetin dış politikasının iflası gibi pek çok neden var. Ama sadece Hayır demek yetmiyor. Umudu çoğaltmamız gerekiyor. HDP başta olmak üzere Hayır'ı savunanların nasıl bir gelecek istediklerini somut olarak kitlelere açıklamaları gerekir. Şu anda ülkenin en büyük sorunu güvenlik sorunudur ve bunun kaynağında da Kürt sorunu var.”

Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye'de hiç kimsenin güvenliğinin sağlanamayacağını söyleyen Alıcı, çözüm önerilerini “Bence bu sorun anayasaya konulacak ve herkesin haklarını güvence altına alabilecek bir yurttaşlık tanımıyla çözülebilir. İkinci olarak da gerçek anlamda bağımsız, tarafsız bir hukuk sisteminin getirilmesidir” diyerek sıralıyor.

İSVEÇ DİKTATÖRLÜĞE HAYIR DİYECEK

Dayanışma Derneği geçtiğimiz ay İsveç'te oluşturulan Hayır Platformu içinde yer alıyor. Alıcı, platforma bağlı örgütlerin ayrı ayrı çalışmalar yürüttükleri gibi panel, gösteri gibi ortak eylemler gerçekleştirme kararı aldığını söyledikten sonra 8-9 Nisan günleri İsveç'te yapılacak referandum için “İsveç'te demokratik bir ortamda yaşayanlar tek bir kişiye yönetimin verilmesinin diktatörlüğe yol açacağının bilincindeler. AKP'ye destek verenler bile gerçekleştirilmek istenen rejimin ne türlü felaketlere yol açabileceğini görüyor. Bu nedenle de İsveç bu referandumda güçlü bir biçimde diktatörlüğe Hayır diyecek” şeklinde konuşuyor.