Kızılay'ın kan baðışı dışında bir görevi daha var: Esirlerin serbest bırakılmasını saðlamak. Kızılay bu görevini sadece Ýsrailli asker Şalid'in serbest bırakılmasında yerine getirdi. Kızılay, HPG'nin elinde esir bulunan asker ve polisler için bugüne kadar hiçbir girişimde bulunmadı. Kızılay ile ilgili bir başka gerçek ise şu: Türkiye'nin 1977 yılından bu yana imzalamadıðı Cenevre Sözleşmesi'nin ek protokollerinin Ýstanbul toplantılarına ev sahipliði yapan da Kızılay'dı.
HPG gerillaları 18 Mayıs'ta gözaltına aldıkları 6 korucuyu serbest bıraktı. Ancak, AKP Kulp ilçe başkanı Veysel Çelik'in yanı sıra, astsubay Abdulah Söpçeler, uzman çavuş Zihni Koç, Kaymakam adayı Kenan Erenoðlu ve Er Aykut Çelik, polis Nadir Özgen ve uzman çavuş Kemal Ekinci HPG'nin elinde bulunuyor.
KCK ve HPG ellerindeki esirleri serbest bırakmanın koşullarını birçok kez kamuoyuna duyurdular. Devlet, esir asker ve polislerin serbest bırakılması için hiçbir girişimde bulunmazken, oluşturulan heyetlerin, "Askeri operasyonları durdurarak esirlerin serbest bırakılmasının koşullarını yaratın" çaðrısını da duymazdan geliyor.
Esirlerin serbest bırakılması için girişimde bulunması gereken kurumlardan biri Kızılay.
1868 yılından bu yana var olan ve 1947 yılında Türk Kızılay Derneði adını alan kuruma, tüzüðü, esir askerlerin serbest bırakılması için girişimde bulunma görevini yüklüyor. Tüzüðün 7. maddesinin f fıkrası şöyle: "Türk dost ve düşman savaş esirleri ile gözaltına alınanlarla, sıðınmacı veya mültecilerin deðiştirilmesine, aileleriyle haberleşmelerine, kayıpların aranmasına ve bu kişilere ait para, eşya ve diðer kıymetli evrakın ulaştırılmasına aracılık etmek ve bu hizmetleri yürütmek amacıyla gerekli haberleşme sistemleri ve birimleri oluşturmak."
ŞALÝD ÝÇÝN GÝRÝŞÝMDE BULUNMUŞTU
Kızılay, Hamas tarafından esir alınan Ýsrailli asker Şalid'in serbest bırakılması için girişimlerde bulunmuştu. Hamas'la ilk teması kuran Kızılay'ın Gazze'deki temsilciliði olmuştu. 25 Haziran 2006ta esir alınan Şalide karşılık Hamas 1000 (bin) Filistinli tutsaðın serbest bırakılmasını istemişti. Şalid, eş yıl sonra 18 Ekim 2011de serbest bırakıldı. Ýsrail bunun karşılıðında ilk olarak çoðunluðu ömür boyu hapse mahkum edilmiş, aralarında 27 kadının olduðu 477 kişilik Filistinli tutsak grubu bıraktı.
EK PROTOKOLÜN SAHÝBÝ DE KIZILAY
Uluslararası alanda savaş hukukunu düzenleyen Cenevre Sözleşmesi'nin iki ek protokolünü Türkiye hala imzalamış deðil. "Uluslararası Silahlı Çatışmaların Maðdurlarının Korunması" ve "Uluslararası Nitelik Taşımalan Çatışmaların Maðdurlarının Korunması" ismini taşıyan protokoller ile ilgili dikkat çeken nokta ise, protokollerin ilk taslaklarının Ýstanbul'da hazırlanması.
1969 yılındaki Ýstanbul toplantılarına ev sahipliði yapan kurum ise Kızılay.
EK PROTOKOL NE DÝYOR?
1. Ek Protokol, savaş kurbanlarının korunmasına ilişkin düzenlemeler içeriyor. Buna göre, protokol, "Bu düzenleme sömürge egemenliðine, işgale ve ırkçılıða karşı yapılan silahlı çatışmalarda geçerlidir" ifadesi yer alıyor.
Protokolün 96. maddesine göre ise, devlete karsı yapılan silahlı çatışma durumlarında protokol, kanunları uygulama yetkisini kendi üzerine alıyor. Ayrıca, "savaşanlar" kategorisi yasal olarak genişletiyor. Buna göre yasal savaşan olmamasına raðmen, gerilla hareketleri de bu kategori içerisine dahil ediliyor. Esir alan devletlere, esir düşen gerillaya da savaşanların sahip olduðu temel hakları tanıma yükümlülüðünü getiriyor.
HÜKÜMET DE SESSÝZ
Kızılay tüzüðünün kendisine yüklediði görevlerini yerine getirmezken, AKP hükümeti de esirler konusundaki sessizliðini sürdürüyor. Hükümet esir asker ve polislere ilişkin henüz kamuoyuna resmi bir açıklamada bulunmadı.