Yazılı açıklama yapan ESP, "Dillerin özgür olmadığı yerde özgürlükten bahsedilemez" diyerek, şunları belirtti:

"Anadolu ve Mezopotamya, dil ve kültür bakımından en zengin coğrafyalardan biridir. Başka ülkelerde ana diller yasal güvence altına alınır ve korunurken Türkiye’de farklı dillere ve farklı halklara karşı hoyratlık hakimdir. Farklı diller ve kültürler, farklı halkların varlığı bir zenginlik olarak kabul edilmesi yerine yasaklanan, yok edilmesi gereken, asimile edilmesi gereken bir durum olarak algılanmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tek dil dayatması sonucu kadim diller birer birer yok olmaya yüz tutmuştur. Bugün halklar ve diller bakımından zengin olan coğrafyamızda 20 milyon civarında Kürt halkı anadilini özgürce kullanamamaktadır. Kürt halkı anadillerinde eğitim görmek ve bunu yasal bir güvenceye kavuşturmak için büyük bedeller ödemek zorunda kalıyorlar."

'HERKES ANADİLİNE SAHİP ÇIKMALI'

Halkların özgürlüğünün yolunun, anadillerinde eğitim ve öğretim yapmaktan da geçtiğine vurgu yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Türkiye ve Kürdistan halklar bahçesidir. Bu bahçede yaşayan halklar farklı dilleriyle ve kültürleriyle yan yana birlikte yaşayabilirler. Yeter ki, baskı zulüm ve yasaklar olmasın. Anadil hakkının güvencesi demokrasi ve politik özgürlüklerin kazanılmasından geçmektedir.

Bugün anadil hakkını istedikleri için Cizre’ Sur, İdil, Silvan’da Kürt halkı kitlesel katliamlara uğramaktadır. 'Tek dil, tek millet' AKP iktidarının temel bir politikası olarak sürdürülmektedir.

Dillerin özgürlüğü ve halkların eşitliği için birleşmekten başka bir seçenek yoktur. Bütün farklı halklar ve dillerin birlikte yan yana kardeşçe yaşaması için demokrasi ekseninde birleşmekten başka bir yol yoktur. Halklarımızın 21 Şubat Dünya Anadil Günü'nü kutluyor, herkesi anadiline sahip çıkmaya çağırıyoruz."