'Eylemlerin amacı barışa giden yolu açmak'

Açlık grevi eylemlerinin amacının toplumsal barışa giden demokratik yolunun açılması olduğunu söyleyen Av. Newroz Uysal, tecridin biran önce sonlandırılması gerektiğini belirtti.

İmralı Cezaevi'nde bulunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Tecridin sona ermesi için Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemleri de 5 ayı geride bıraktı. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal, İmralı'daki tecrit ve işkence sistemine ilişkin ANF'ye değerlendirmelerde bulundu. Öcalan'ın İmralı Cezaevi'nde tutulmasının üzerinden 20 yıl geçtiğini hatırlatan Uysal, son 4 yılda tecridin daha da derinleştiğine dikkat çekti.

Öcalan ile görüşmek için yaptıkları her başvurunun ret edilmesinin ardından iç hukukun da tüketildiğini vurgulayan Uysal, "Anayasa Mahkemesi, AİHM ya da diğer uluslararası kurumlar nezdindeki başvurularımız devam ediyor. Bu noktada İmralı'nın Türkiye ve Avrupa hukuku bakımından bir istisnai hukuk alanına dönüştüğünü her seferinde anlatmaya çalışıyoruz. Tecridin devam etmesi ile amaçlanan Kürt sorunundaki çözümsüzlükte ısrardır. Bu ısrar aynı zamanda barışın değil, savaşın sürdürülmesindeki ısrardır" diye konuştu.

DEVLET TOPLUM İÇERİSİNDE AYRIŞTIRMAYI DERİNLEŞTİRDİ

Kürt Halk Önderi Öcalan'ın hem AİHM savunmalarında, hem de 2013-2015 sürecinde devlet heyetiyle göndermiş olduğu mektuplarda açıkça çözümün olmazsa olmaz başlıklarından bahsettiğini hatırlatan Uysal, en önemli başlıklardan bir tanesinin toplumsal barış olduğunu ifade etti. Gerçekleşecek yasal değişiklerin, hasta tutsakların bırakılmasının, bir çok kültürel, siyasal hakkın tanınmasının yanında toplumsal barışın olmazsa olmaz bir nokta olduğunu söyleyen Uysal sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Öcalan'ın ifade ettiği gibi gerçekleşecek birçok adımdan sonra toplumsal düzeyde sağlanabilecek barış, daha hakikate uygun bir biçimde yüzleşmeyi de doğurur.

Ancak, biz sayın Öcalan'ın tariflediği kesin ve net çizginin aynı zamanda devlet tarafından aksi yönde düşmanlaştırma, bölme, toplum içerisinde ayrıştırmayı hızlandırdığını ve derinleştirdiğini görüyoruz. Sayın Öcalan'ın bu süreçte söylemiş olduğu çok net bir şey vardı onurlu bir barış, ya da bir çözüm olacaksa demokratik bir çözüm. Ancak geldiğimiz noktada böylesi bir iradeyi, muhataplığı devletin görmezden gelmesi ve tecridi derinleştirmesi toplumdan çok tepki gördü."

'EN BÜYÜK MUHATAP ÖCALAN'DIR'

Açlık grevi direnişlerine ilişkin değerlendirme yapan Uysal, "Leyla Güven'in başlatmış olduğu açlık grevleri Strasbourg'da, Hewler'de, Galler'de, Maxmur'da ve cezaevlerinde 1 Mart'tan itibaren tüm tutsakların katılımı ile sürüyor. Açlık grevleri ve halkın dışarıda yaptığı eylemlerin amacı toplumsal barışa giden demokratik yolunun açılmasıdır. Bu noktada en büyük muhatap bu halkın önderi olarak gördüğü sayın Abdullah Öcalan'dır.

Biz avukatlar olarak, hem hukuki bir hak, hem insan hakları alanında bir gereklilik, hem de tabi ki de toplumsal olarak bu sahiplenmenin görülerek biran önce tecridin her anlamıyla kaldırılmasını talep ediyoruz. Bu 20 yıllık süreçte gördük ki İmralı kendini üreten bir sistem ve sadece İmralı'da değil, sayın Öcalan'ın yanına götürülen tutsakların da aynı şekilde tecrit koşullarına dahil edildiğini görüyoruz. İmarlı'dan haber alamama, bilge vermeme, temas kuramama halinin sonlandırılması gerektiğini yineliyoruz" şeklinde konuştu.