Ezidi bir kadının gözüyle Şengal trajedisi

Ezidi bir kadının gözüyle Şengal trajedisi

DAİŞ çetelerinin Şengal’e geçmelerinden sonra medyaya yansıyan vahşet ve barbarlıkların medyaya yansıması dünyanın her tarafında yaşayan Kürtleri olduğu gibi İsveç’tekileri de harekete geçirdi. Yapılan gösteri ve mitinglerde, örgütlenen yardım kampanyalarında bir Ezidi kadının öne çıktığı görülüyordu. 21 yaşındaki Ezidi kadını Noshen Shokor gösterilere katılmakla ve yardım toplamakla yetinmedi. Anne ve babasının karşı çıkmasına rağmen Güney Kürdistan’a giderek Ezidilere yardım etmeyi orada da sürdürdü.

3 hafta süreyle Güney Kürdistan’da kalıp Ezidi kadın ve çocuklarına yardım eden Noshen Shokor, duygu, düşünce ve tanıklık ettiği trajedileri ANF’e anlattı.

DAİŞ’ın saldırılarından sonra Güney Kürdistan’a neden ve nasıl gittiniz?

Ben çocuk oyuncakları satan büyük bir mağazada çalışıyorum. Ezidilere daha fazla yardım edebilmek için Güney Kürdistan’a gitmenin daha yaralı olacağını düşündüm. Ben siyasi bir insan değilim. Bu nedenle de politika dışı kalan insani bir yardım örgütü aracaılığıyla gitmek istedim. Çok değişik uluslararası örgütlere başvurmama rağmen sonuç alamadım. Sonunda Kürdistan Diaspora adlı bir yardım kuruluşuyla birlikte 9 Eylül günü Güney Kürdistan’a gittik. Toplam 8 kişiydik. Aramızda 2 doktor, bir diş doktoru, bir hemşire ve 4 sosyal hizmet personeli  bulunuyordu.

Ben Kürtçenin üç lehçesini bildiğim için daha çok tercümanlık yaptım.  Destek vermek için kadın ve çocuklarla konuştum. Gelen yardım malzemeleri ve yiyecekleri kamplarda kalanlara dağıttık. Hareketli bir tim olarak çalıştık. Zaho’da kamplar, okullar ve henüz inşa halinde olan evlerde kalan Ezidileri ziyaret ediyorduk.

Yaşamınızda derin izler bırakacak olaylara tanıklık ettiğiniz mi?

Orada insanların değil yetkililer ve kurumların ayrımcılık yaptıklarına tanık oldum. Hükümet ve kurumlar Ezidiler ve Müslümanlar arasında ayrım yapıyor. Bir Ezidi ve Müslümanın hasta olduğu kampa bir ambulans geliyor ve daha ağır hasta olmasına rağmen Ezidiyi değil Müslümanı alıp hastaneye götürüyor. Bu olay bile tek başına orada nasıl bir ayrımcılık yapıldığını gösteriyor. Orada zor durumda bulunan Ezidilere ayrımcılık yapılması beni çok etkiledi.

Hastane’de çalışırken kucağında çocuğu olan bir kadın geldi. Çocuk çok zayıftı ve yüzü sarıydı. Çocuğun nasıl bu hale geldiğini hala bilmiyorum ama gıdasızlıktan olduğunu tahmin ediyorum. Aradan çok geçmeden çocuk öldü. Çocuğu götürürlerken daha fazla dayanamadım. Tam ağlayacakken  başka bir kadının ‘Çocuğum öldü’ diyerek ağlamaya başladığını gördüm. Kadını teselli etmek için yanına gittim ve çocuğun akrabası olup olmadığını sordum. ‘Benim oğlum’ diye cevap verince şaşırdım. Kadının ‘Benim oğlum’ derken tüm Kürt ve Ezidi çocuklarını kendi çocuğu olarak gördüğünü daha sonra anlayabildim.

Ben de oradayken hep aynı duyguları yaşadım. Çocukları görüğümde bunlar benim kardeşlerim, kadınları gördüğümde bunlar benim annem ve teyzelerim diye düşündüm. Karşılaştığım 10 yaşında psikolojisi bozulmuş bir kız çocuğu ile kardeşim arasında bir fark görmedim. Bu benim kardeşim diye düşündüm. Bu duyguları anlatmak oldukça güç. Burada yaşayan insanlar çok üzülüyorlar ama orada yaşanan trajedileri ve o insanların duygularını anlayabildiklerini sanmıyorum. Onların bana anlattıklarını benim de tam olarak anlamam mümkün değil. İnsanlar korkunç şeyler yaşamışlar. Oraya gitmeden önce psikolojik olarak kendimi hazırladığımı sanıyordum. Ama orada hazır olmadığımı anladım. Güçlü olduğumu ve pedagojik olarak doğru şeyler söyleyebileceğimi düşünüyordum. Ama anlatılanları dinleyince çaresiz kaldım ve onları dinlemekle yetindim. Onlarla birlikte ağladım.

İnsan onlara sahip olduğu her şeyi vermek, dünyanın bütün olanaklarını onlar için kullanmak istiyor ama bunu yapamadığınız için karamsarlığa kapılıyorsunuz. 

Ezidi ilticacılara yerel yöneticiler tarafından yeterli desteğin verildiğini düşünüyor musunuz?

Kesinlikle düşünmüyorum.  Ama bu benim kişisel görüşüm. Şengal’den kaçıp gelen insanlara yeterli gıda malzemeleri verilmedi. 50 kilo prinçin 131 kişiye verildiğini ve 15 gün bununla geçinmelerini istediklerini gördüm. Kürdistan Federal Bölge yöneticilerinin Ezidilere yardım etmek istemediklerine inanıyorum.

Neden yardımcı olmak istemezsinler?

Bence bunun nedeni din. Ezidilerin farklı bir inanca sahip olmaları. Ben politikacı değilim ama oradaki politikacıların Ezidilere yeterli yardımı yapmadıklarını gördüm. Bu sadece Kürt yöneticiler için değil, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve İsveç hükümeti için geçerli. Ezidilere yeterli yardımları yapmıyorlar.

Burada Ezidiler için bağış kampanyaları örgütlendi. Yardımlar yerine ulaşmıyor mu?

Ben oraya gittiğimde kampta kalan Ezidiler çok miktarda yardım malzemesinin geldiğini ve depolandığını gördüklerini söylediler. Ama bu malzemelerin kendilerine verilmemesinden şikayet ettiler. Bundan bir kaç gün önce You tube’de bu malzemelerin satıldığını gördüm. Gönderilen yardımlar yerine ulaşmıyor. Karaborsada satılıyor. Bu nedenle oraya para ve bağış yardımı yapacakların bunu çok güvendikleri bir kurum ve kuruluş yoksa kendilerinin gidip teslim etmelerini öneriyorum.

Batı medyasında peşmergelerin Şengal’deki Ezidileri savunmadıkları yönünde haberler yayımlandı. Oradaki Ezidiler bu konudan söz ediyorlar mı?

Bu konuyu sürekli konuşuyorlar. Çok sayıda insanın yüz üstü bırakıldıklarını, kandırıldıklarını ve inanete uğradıklarını söylediğini duydum. Kendilerini canavarların ellerine bırakıldıklarını düşünüyorlar. Şengal’in kurban edildiğini söylüyorlar. Bugün hala dağlarda 7 bin Ezidi var. Dağı terk etmek istemiyorlar.

Oradaki insanlar için peşmergenin bir anlamı yok. Bir balon olduğunu düşünüyorlar. Peşmergeye güvenlerini tamamen kaybetmişler. PKK ve YPG’nin kendilerine yardım etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını anlatıyorlar. Bu konulara fazla girmediğim için daha ayrıntılı şeyler söyleyemem.

Kürt örgütleri ve batılı ülkeler bölgedeki Ezidilere nasıl yardım edebilir?

Çok şey yapabilirler. Yardım örgütleri oraya gidebilir ve yardım edebilirler. Orada sağlık araçlarına, doktor ve hemşirelere ihtiyaç var. Toplanan yardımların oradakilere ulaşmasını sağlamaları gerekir. Batılılar çok yardım yapabilir. Şengal’de DAİŞ ile savaşanlara silah yardımı yapabilirler. Hafif silahlarla DAİŞ’a karşı savaşıyorlar. Ben her şeyden önce DAİŞ çetelerinin yenilgiye uğratmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu çok zor ama bu oradaki insanların güven içinde yaşayabilmeleri için gerekli.

Kobanê’de iki aydan bu yana bir direniş sürüyor ve kadınlar DAİŞ çetelerine karşı direniyor? Bir Ezidi olarak Kobanê’deki direnişi nasıl değerlendiriyor sunuz?

Şengal’de kadınların da DAİŞ çetelerine karşı savaştıklarını unutmayalım. Sayılarını bilmiyorum ama Ezidi ve Kürt kadınlarının savaştıklarını biliyorum. Kobanê’de DAİŞ’e karşı gösterilen direnişi ve orada kadınların savaşmalarını çok önemsiyorum. Bunun dünya medyasında yer alması çok önemli ama Şengal’deki savaş unutulmamalı. Bugün Kobanê’deki direnişten onur duymayan tek bir Kürt bile olduğunu sanmıyorum. Onlar gerçek savaşcılar ve onlarla onur duyuyoruz. Ama Şengal’deki savaşı ve Şengal’den kaçırılan kadınları unutmamamız gerekiyor.

Kaçırılan Ezidi kadınların kurtarılmaları için ne yapılabilir? Kamplarda yaşayan Ezidilerin bu konudaki beklentilerinden söz eder misiniz?

Ben medyanın Şengal’de kaçırılan Ezidi kadınların durumlarını ön plana çıkarmalarından yanayım. Bu kadınların yardıma ihtiyaçları var. Bu kadınlar imza kampanyaları ve demeç vermekle kurtarılamaz. Bu kadınlar ancak askeri yöntemlerle ve fiili müdahallelerle kurtarılabilirler. Bugün bir tim oluşturacak kaynaklar var. 50 ila 100 kişiden oluşan bir askeri tim bu kadınların kaldıkları yerleri belirleyebilir ve onları özgürleştirebilir.

Eklemek istediğiniz veya kamuoyuna duyurmak istediğiniz bir mesaj var mı?

DAİŞ çetelerinin diğer bölgelere saldırıları Şengal’i unutturmamalı. Artık herkes Ezidilerin Kürdistan’ın yerli halkı olduğunu kabul etmeli. 3 Ağustos’tan önce bizlerden hep şeytana tapanlar olarak söz edildi. Bizlere yönelik bu tür saçma suçlamalara son verilmesini istiyorum. Ezidiler hakkında gerçekleri öğrenmek isteyenler bir Ezidiye sorsunlar. Tanıdıkları bir Ezidi yoksa internette Ezidiler hakkında pek çok bilgiler var. Onları okusunlar ve Ezidilere önyargıyla yaklaşmaktan vazgeçsinler.  Biz barışcıl bir halkız. Ölümlerle sorunların çözülmeyeceğine inanıyoruz. Ben, benim başkalarına davrandığım gibi başkalarının da bana davranmasını istiyorum.