Fetihtepe halkı: Bize Kerbela’yı yaşattılar

AKP’li Beyoğlu Belediyesi’nin kentsel dönüşüm zorbalığı nedeniyle bayramı da elektriksiz ve susuz geçiren Fetihtepe Mahallesi halkı, “Bize Kerbela’yı yaşattılar burada. Unutmayacağız” dedi.

AKP’li Beyoğlu Belediyesi’nin kentsel dönüşüm zorbalığına karşı bir ayı aşkın bir süredir elektriksiz, susuz ve doğalgazsız direnen Fetihtepe Mahallesi halkı için bu bayram kara bayram oldu. Bomboş sokaklarıyla savaş sonrası terk edilmiş bölgeleri andıran mahallede, bayram coşkusu yerini sessizliğe ve yıkıntılara bırakmış, molozlar etrafında oynayan birkaç çocuk dışında kimse yok. Tek tük kapı önlerinde oturan mahalle halkı ise eski günlerin özlemini diri tutarak, “Bu da geçer” diye acılarını dindirmeye çalışıyor.

ANF’ye konuşan halk, evlerine göz dikip kendilerine bu kara bayramı reva görenleri unutmayacaklarını vurguladı.

‘BAYRAMI DÜŞÜNECEK HAL BIRAKMADILAR’

Moloz yığınının yanındaki evinin bahçesinde oturan 78 yaşındaki Giresunlu Döndü Aygün, 60 yıldır bu mahallede oturduğunu ve hiç bu kadar sönük bir bayram yaşamadığını dile getirdi. “Eskiden gelen, giden misafirlerimiz olurdu” diye hayıflanan Aygün, kentsel dönüşüm belası başladığından beri mahalledeki huzurun tamamen yok olduğunu vurguladı.

Oturduğu evin 40 yıldır tapulu olduğunu anlatan Aygün, “Evlerimizi zorla elimizden almak istemelerinin tedirginliğini yaşıyoruz her gün. Bayramı düşünecek hal bırakmadılar, herkes kendi derdine düştü” dedi.

 İmza atmadığını ve atmayacağını vurgulayan Aygün, 136 metrekare yerine 70 metrekare vermek istediklerini, bunu kabul etmenin mümkün olmadığını kaydetti. Bacaklarından ve belinden rahatsız olduğu için yürüyemeyen Aygün, “Belimden 7 kez ameliyat oldum, iki bacağımdaki platinler kaydı. Şu an zaten zor yürüyorum, hiçbir yere gidemem. Buradan artık ancak cenazem çıkar” diye konuştu.

‘İÇECEK BİR BARDAK SU BULAMADIK’

Adalet Kavlak, hiçbir bayram bu kadar mağdur olmadıklarını ifade etti. Bir ayı aşkın bir süredir elektriksiz, susuz ve doğalgazsız yaşadıklarına dikkat çeken Kavlak, “Bu mübarek günde bir tatlı su getirip millete vermediler. Kimse uğramadı bile. İçmek için bir bardak su bulamadık. Bırakın bizi bu hale sokan Beyoğlu Belediyesi’ni, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bu bayram buraya uğramadı. Banyomuzu da yapamadık, bulaşığımızı da yıkayamadık. Su yok. Ama demek ki kimsenin de pek umurunda değil” dedi.

Bu mahallede 35 senedir oturduğunu ve kendini hiç bu kadar çaresiz hissetmediğini belirten Kavlak, “Komşularımızın hemen hemen hepsi gitti. Yıkıntılar arasında karanlığa mahkum edildik. Eskiden hamur işi yapardık, misafirlerimiz gelirdi. Bu sokak cıvıl cıvıldı, çocuklar oynardı ama bugün sadece yıkıntılar var” diye konuştu.

BELEDİYE MOLOZLARI KALDIRMADIĞI İÇİN EVİNİ SU BASTI

Latife Özcan, belediyenin kendilerini elektriksiz, susuz ve doğalgazsız bırakması yetmiyormuş gibi, molozları ısrarla kaldırmadığı için son yağışlarda evini su bastığını anlattı. “Bize resmen kara bayram yaşattılar bunlar” diye tepki gösteren Özcan, “54 senedir bu mahallede yaşıyorum ve böyle bir zulüm görmedim. Eskiden bayramlardan bir hafta önce hazırlıklara başlardık. Tatlı, börek, sarma yapardık. Gelenimiz, gidenimiz çok olurdu. Otururduk, yerdik, içerdik, bayram olduğu belli olurdu. Şimdi belli değil. Yastayız. Elimiz, kolumuz bağlı. Kara bir bayram. Ne bir tatlı, ne bir dolma yaptık, ne bir misafir geldi, ne biz gittik. Su yok, elektrik yok. Her gece mum ışığında yaşıyoruz” dedi.

Belediye molozları kaldırmadığı için evi farelerin istila ettiğini belirten Özcan, bayram günü hiç kimsenin uğrayıp, bir bardak su dahi getirmediğine dikkat çekti. Basının gözü mahallede olunca herkesin burayla ilgilendiğini ama kameralar çekilince unutulduklarını ifade eden Özcan, “İBB bir hafta tankerle su getirdi, sandviç, çorba gibi yemekler dağıttı. Sonra çekildi. Düşenin dostu olmaz derler ya tam o duruma düştük. Ama hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz, direneceğiz; bu böyle biline. Vermeyeceğiz imza mimza, bizim çektiğimizi onlar da çeksin” şeklinde konuştu. Evinden çok 35 yıldır bahçede yetiştirdiği ağaçlara üzüldüğünü belirten Özcan, “Evimin yıkılması değil içimi acıtan, çocuk gibi büyüttüğüm bu ağaçlar. Dut, nar, armut, incir ağaçları diktim. Bunları nasıl bırakıp giderim? Bizi perişan ettiler, Allah da onlara sorsun” dedi.

‘SUYUN OLMAMASI HAYATI KİLİTLİYOR’

14 yaşından beri burada oturduğunu anlatan 30 yaşındaki Abdülselam Yıldırım, oturduğu evin ise 60 senelik olduğunu belirtti. Hiç bu kadar soğuk ve ruhsuz bir bayram yaşamadığını ifade eden Yıldırım, yıkıntılar nedeniyle dışarıya çıkmak bile istemediklerini dile getirdi.

Bu bir ay boyunca büyük sıkıntı çektiklerini, özellikle susuzluğun sorunların başında geldiğini vurgulayan Yıldırım, “Su yok, elektrik yok, doğalgaz yok. Bizim evin doğal gazı yok. Elektriksiz, susuz hayat çok zormuş. Özellikle su. Suyun olmaması gerçekten hayatı kilitliyor. Boşuna bütün medeniyetler suların kenarına kurulmamış. Ben bir hafta boyunca namaz kılmadım mesela” diye konuştu. Bir haftadır İBB’nin de tankerle su getirmediğini, suyu cami veya çeşmelerden almak zorunda kaldıklarını anlatan Yıldırım, İBB’ye de bu konuda baskı yapılmış olabileceğini söyledi.

Bu yaşananların ne vicdanla, ne adaletle ne de insanlıkla alakası olduğunu kaydeden Yıldırım, bir aydır ya polisle ya da komşularıyla karşı karşıya getirildiklerini söyledi. Bu süreçte en büyük sıkıntıyı müstakil hak sahipleri olarak kendilerinin yaşadığına işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu: “Koca bir bahçe var etrafımızda. Burası en az 500 metrekare ama bunun karşılığında bir daire vermeyi dayatıyorlar. Ada içinde daire vereceklerini söylüyorlar ama bu tabii ki sözden ibaret. Muvafakatnameyi imzalayan komşularımız da var ama onlarla konuştuğumda haklarının nerede verileceğini onlar da bilmiyor. Evlere yakın verileceği söyleniyor ama hangi cephe, kaçıncı kat, kaç metrekare olacağı belli değil. Borçlanma bile belli değil. Bu kandırmaca baştan beri var zaten. Belediye kentsel dönüşüm için çoğunluğu elde etmemesine rağmen bir yıl önce bizi kandırıp eğer imza atmazsak haklarımızı kaybedeceğimizi söylemişlerdi. Bizim evimize 50 bin TL değer biçmişler. İmza vermediğimiz takdirde haklarımızın yanacağını ve sadece bu paranın yatırılacağını söylediler. Dürüst, şeffaf, samimi değiller. Bunu kabul etmek mümkün değil ve zaten imza atmadık.”

Hakları için sonuna kadar direneceklerini vurgulayan Yıldırım, bütün mahkemelerde haklarını arayacaklarını kaydetti.

‘BUNDAN DAHA KÖTÜSÜ OLMAZ!’

Son bir aydır çok kötü günler yaşadıklarını hatırlatan Medine Oral, böyle bir atmosferde bayramı bile unuttuklarını söyledi. Bu zulüm sarmalında her günün bir diğerine benzemeye başladığını ifade eden Oral, “Evlerimiz yıkılıyor, haklarımız verilmiyor. Bayram bayram olmaktan çıktı. Eskiden komşularımız gelirdi, çocuklara bayram harçlığı ve şeker verirdik ama bak şimdi hiç kimse kalmadı. Polis zoruyla insanları kovdular. Elektriğimiz, suyumuz kesildi. Çok kötüyüz, bundan daha kötüsü olmaz. Bize Kerbela’yı yaşattılar burada. Unutmayacağız” vurgusunda bulundu.

‘HİÇ KİMSE KALMADI’

Bu bayram en çok da çocuklar mağdur edildi. Yıkıntılar içinde oynayan çocuklardan 11 yaşındaki Adem, önceden bayram ziyaretine gittikleri evlerin hiçbirinin yerinde olmadığını, hepsinin yıkıldığını söyledi. Babaannesinin evinin de yıkıldığını anlatan Adem, “Eskiden babaannemin evi vardı, oraya giderdim hep. Ama artık yoklar, taşındılar. Hiç kimse kalmadı, o yüzden bayram çok sönük geçiyor. Su ve elektrik olmadığı için başkalarının evine gidip yıkanıyoruz” dedi.