GÖRÜNTÜLÜ

Gayrimeşruluğa 'Hayır'la itiraz edelim

Barış bildirisine imza attığı için üniversiteden ihraç edilen akademisyen Galip Deniz Altınay, AKP-MHP iktidarının referandum dayatmasının meşru olmadığını, mutlaka sandığa gidip 'Hayır'la itiraz edilmesi gerektiğini söyledi.

 

Maalesef bu anayasa değişikliği metninin ve hazırlanış biçiminin topluma dayatıldığını belirten akademisyen Galip Deniz Altınay, "Bu dayatmalara karşı, bu dayatmaların daha fazla olmaması için sandıklara gitmek 'Hayır' açısından kesinlikle çok önemlidir. Herkesi sandıklara gitmeye davet ediyoruz" dedi.

Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim görevlisiyken Kürt kentlerine yönelik kuşatma, saldırı ve katliamlara karşı 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildiriyi imzalan Barış İçin Akademisyenler' arasında yer aldığı için Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Galip Deniz Altınay, ANF’nin referanduma ilişkin sorularını yanıtladı.

TÜM SÖYLEDİKLERİMİZİN ARKASINDAYIZ

Öncelikle ihraç edilme sürecinizi anlatır mısınız?

Ocak 2016'da paylaşılan Barış İçin Akademisyenler'in 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlık imza metni, kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra iktidarın büyük tepkisi/şiddetiyle karşılandı. Bu süreçte çeşitli gözaltılar, tutuklamalar yaşandı. Mersin’de 16 arkadaşım ile birlikte biz de Şubat ayından itibaren okuldan ihraç edildik. Davalar açıldı, mahkemelerimiz devam ediyor. Ülkede hukukun işletilmesi konusunda ciddi sorunlar yaşandığı için sonuç alınabileceğine inanmıyoruz. Biz söylediğimiz tüm sözlerin arkasındayız, arkasında olmaya da devam edeceğiz. 

AKP ve Erdoğan rejiminin baskı ve zor ortamında ülkeyi referanduma götürmesi karşısında 'Hayır'ın önemi nedir? 

Hukukçu veya siyaset bilimci değilim, ancak bir sosyal bilimciyim. Ancak ülkenin içerisinde bulunduğu durumu anlamak ve yorum yapmak için vatandaşı olmak yeterli.  Yaşadığımız süreci basit olarak şöyle değerlendiriyorum. Biz geçtiğimiz yıl barış metnine imza koyduğumuzda, 'Devlet sistematik olarak Kürt illerinde çok ciddi bir şiddete yönelmiş durumda' dedik. 15 Temmuz sürecinde yaşananlar, bizim söylediklerimizi doğruladı. Darbe yapmak suçlamasıyla karşı karşıya kalan asker ve polislerin çoğunluğu, Kürt illerinde bu şiddeti yürüten kişilerdi. Dolayısıyla hükümetin kendisi de birtakım güçlerin ne tür bir yapılanma ve nasıl bir şiddet yönelimi içerisinde olduklarını kabul etmiş oldu.

BU SÜRECE 'HAYIR' DEMELİYİZ

Sorunuza gelecek olursak, tüm bu referandum sürecinin zaten dayatıldığı açıktır. Ülkede yaşanan birçok durumun zaten herhangi bir meşruiyeti yok. Özellikle anayasa metinleri ülkenin en temel metinleridir, hukukun en kapsayıcı metinleridir. Bu metinlerin, dünyanın neresinde olursa olsun toplumla çok ciddi uzlaşmalar içerisinde hazırlandığını görürsünüz. Türkiye'deki mevcut iktidar, hiçbir şekilde uzlaşıya gitmedi, tam tersine baskı ve zor aygıtlarını kullanarak insanları bir referandum sürecine soktu. Bu referandum sürecinden çıkacak sonucu da baskı ve zorla meşru kabul ettirmeye çalışacağını görmek mümkün. Bu, bize dayatılan bir süreç. Bu yüzden sandıklara giderek bu dayatmaya mutlaka 'Hayır' dememiz gerekiyor. Bu dayatmayı boşa çıkartmanın en önemli yolu şimdi 'Hayır' demektir. 

MUAZZAM BİR BAŞARI OLACAK

Bu kadar baskı ve iktidar olanaklarına karşı 'Hayır'ın çıkması, nasıl değerlendirilmesi gereken bir başarı olur?

Tüm baskıya, şiddete, iktidarın elindeki imkanları kullanarak 'Evet' kampanyası yürütmesine karşı 'Hayır'ın çıkması, her şeyden önce iktidarın bugüne kadar yürüttüğü tüm politikalarını gözden geçirmesine neden olur. Aslına halkın, bunca baskıya rağmen nasıl iktidarın karşısında durabildiğinin göstergesi olacaktır. Normal, meşru bir hükümetin de buradan çıkacak bir sonuca saygı duyması gerekmektedir. Her şeyden önce en temel sonuç budur. İktidar elindeki tüm imkanları son derece hoyrat biçimde kullanarak halkın üzerine gidiyor. Cumhurbaşkanlığı makamına sahip olan kişinin, ekranlarda, kendisine yakın gazeteler ve çevreler üzerinden “Ben ‘Evet’ diyorum” demesi bile nasıl eşitsiz ve meşru olmayan bir ortamda olduğumuzu ortaya koyuyor. Dolayısıyla tüm bu baskı ve hukuksuzluk ortamında halkın 'Hayır' sonucunu elde etmesi, çok muazzam bir başarı olacaktır. 'Hayır'ın çıkması, bu anlamda ülkede yeni bir sürecin başlangıcı olacaktır. 

'EVET' ÇIKMASI KORKUTUCU OLUR

'Evet'in çıkması durumunda nasıl bir ortam bekliyor?

Yaşadığımız olumsuzlukların, hukuksuzlukların, başıbozuklukların daha da artması önünde hiçbir engel kalmayacak. Aslında şimdi de bir fiili tek adam rejimiyle yüz yüzeyiz. Olası bir 'Evet' durumunda, denetimden muaf olan tek adam, bunun yasal olanaklarına da kavuşmuş olacaktır. Tek adam, iktidarı boyunca yaptığı hiçbir eylemden dolayı yargılanamayacak. Tüm bunlar, üzülerek söylüyorum ki; korkutucu gelişmeler. Denetleme mekanizmalarının ortadan kaldırılması durumunda artık yargılanmayacak ve hesap vermeyecekler. Bunu herkesin düşünmesi gerekiyor. Yaptıklarına bakarak, ülkeyi yöneten insanların ne yapacağını siz hesap edin. 

MÜCADELE KESİNTİSİZ DEVAM EDECEK

Siz akademisyenler olarak 'Hayır'dan sonra ne yapacaksınız?

Biz akademisyenler olarak iktidar şiddetinin yöneldiği çok ufak bir kesimi oluşturuyoruz. Uzun bir süreden beri iktidarın şiddetiyle karşı karşıya olan çok fazla toplumsal kesim var. Kürt halkının karşılaştığı büyük bir şiddet var. Dolayısıyla akademisyenler paranteziyle konuşmak bana biraz var olan durumu azımsamak/küçümsemek gibi geliyor. Ancak ben ve çevremdeki insanlar da sonuna kadar mücadele etme ve iktidar şiddeti karşısında durma konusunda kararlıyız. Bizler tek adam rejimi ve diktatörlüğe her zaman karşı olacağız, bundan sonra da ne gerekiyorsa yapacağız. Mücadele 'Hayır' çıktıktan sonra da devam edecek. Bizler bu mücadelenin bir parçası olarak sonuna kadar direneceğiz.

SANDIKLARA GİTMEK ÇOK ÖNEMLİ

Referanduma sadece üç gün kaldı. Sandıklara gitmenin 'Hayır' için önemi malum. Karasız kalan, tereddüt yaşayanlara ne söylemek istersiniz?

Biz isterdik ki uzlaşıya dayalı gerçek bir toplumsal sözleşme yapalım. Maalesef bu anayasa değişikliği metni ve hazırlanış biçimi, bize dayatıldı. Bu dayatmalara karşı, bu dayatmaların daha fazla olmaması için sandıklara gitmeliyiz. İktidarın bu dayatmasını boşa çıkartmalıyız. Sandıklara gitmek 'Hayır' açısından kesinlikle çok önemlidir. Herkesi sandıklara gitmeye davet ediyoruz.