Gebze Cezaevindeki kadın tutsaklar Öcalan için eylemde
Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki PKK-PAJK'lı tutsaklar, Öcalan'a dönük tecride karşı eylemsellik içinde olacağını duyurdu. Tutsaklar, bu kapsamda çok sayıda çevreye mektup da gönderdi.
Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki PKK-PAJK'lı tutsaklar, Öcalan'a dönük tecride karşı eylemsellik içinde olacağını duyurdu. Tutsaklar, bu kapsamda çok sayıda çevreye mektup da gönderdi.
Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'nde kalan Partiya Azadiya Jinên Kurdistan'lı (PAJK-Kürdistan Özgür Kadın Partisi) 70 siyasi kadın tutsak, darbe girişiminin ardından can güvenliğinden endişe edilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı sürekli eylemsellik halinde olacaklarını duyurdu.
Kadın tutsaklar, gönderdikleri mektuplarında, geride kalan 1 ay boyunca her hafta Öcalan'a bireysel kart göndererek, her hafta 70 kart gönderdiklerini, Adalet Bakanlığı'nın yanı sıra CPT, BM ve Af Örgütü gibi uluslararası kurululara da protesto mektupları gönderdiklerini aktardı.
Tutsaklar, yine uluslararası komploda yer alan devletlere ve New York Times, Washington Post, Der Spigel, Le Monde, The İndipent gibi gazeteler ile Türkiye'deki kimi gazetelere de mektuplar yolladıklarını belirtirken, aynı amaçla 27-30 Temmuz günlerinde de 3 gün süreli açlık grevine girdiklerini bildirdi.
'İMRALI TECRİT SİSTEMİNİ PROTESTO EDİYORUZ'
Mektuplarda şunlar belirtildi: "Bizler Gebze Cezaevi'nde bulunan 70 PKK-PAJK'lı tutsaklar olarak 15 Temmuz darbesini Önderliğimizin 'Türkiye Kürt sorununu çözme temelinde demokratikleşmezse darbe mekaniği hep devrede kalır' öngörüsüyle karşıladık. Darbe akşamı 'En büyük asker bizim asker' diye slogan atan bazı adli mahkumların ertesi gün 'En büyük Tayyip bizim Tayyip' slogan atması bizlere devletleşen toplum gerçeğini hatırlatırken; Türkiye'de gelişen bunca anti-demokratik uygulamalara Kürdistan'daki vahşet ve katliamlara hiçbir tepki göstermeyen Gebze'de ise günlerce ezan ve selalar okundu, günlerce akşamdan geceye korna sesleriyle konvoylar ilçede dolaştı."
Tutsaklar, "Biz siyasi kadın tutsaklar olarak gelişmeleri 'Önderliğimizin hayatı tehlikede' endişesiyle takip ettik, ediyoruz" diyen tutsaklar, bu kaygı ve endişeleri karşısında Adalet Bakanlığı'ndan gelen açıklamaların kendileri açısından tatmin edici olmadığını vurguladı.
Mektupların devamında şunlar da kaydedildi: "OHAL ilanı ile Bursa 1. İnfaz Hakimliği Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın ve yanında bulunan 3 arkadaşımız üzerinde var olan tecridi resmileştirmeye çalışan kararlar geliştirdi. Gebze'de bulunan PKK - PAJK'lı kadın tutsaklar olarak darbesiz ve OHAL'siz bir geleceğin, tam da şimdi gerçekleştirilmesi gereken barış ve demokratikleşmeden geçtiği, bunun da ancak ve ancak Sayın Abdullah Öcalan ile gelişeceği bilinci ve farkındanlığıyla, bu hakikatin yakıcılığıyla İmralı Tecrit sistemini protesto etmek, OHAL ile derinleştirilen hükümetin ve devletin tecrit politikasını uyarmak amacıyla biran önce aile, avukat ve bağımsız bir heyetle görüştürülmesi talebiyle sürekli bir eylemsellik halinde olduk, olacağız."