'Görül hedef alınarak öldürüldü'

'Görül hedef alınarak öldürüldü'

Lice'de Muzaffer Görül'ün infaz edilmesine ilişkin oluşturulan heyetin hazırladığı raporda, olayda çatışma ve askere saldırının olmadığı belirtilirken, Görül'ün hedef alınarak vurulduğu açıklandı. Valiliğin olayın hemen ardından yaptığı açıklamayla olayın üstünü örtme ve ölümü meşrulaştırma çabasında olduğuna dikkat çekilen raporda, görevli askerlerin açığa alınması istendi. İdari makamların bu tür olaylarda yönlendirici açıklamalar yapmaktan vazgeçmesinin istendiği raporda, hükümet de 'Güvenlik Paketi'nden vazgeçmeye çağrıldı.

Amed Barosu, İHD ve TİHV Amed Şubeleri, Mezopotamya Hukukçular Derneği, Amed Tabip Odası ve Mazlum-Der Amed Şubesi tarafından oluşturulan heyet, Lice ilçesinde Muzaffer Görül adlı  kişinin askerler tarafından infaz edilmesiyle ilgili rapor hazırladı.

Raporda, olayla ilgili şu bilgiler verildi:

"Muzaffer Görül adındaki yurttaş, 11.11.2014 tarihinde saat 13:00 sıralarında, Bingöl istikametinden Diyarbakır istikametine doğru 34 GL 3697 plakalı araçla seyir halindeyken, Diyarbakır – Bingöl Karayolu üzerinde bulunan Abalı Jandarma Karakol Komutanlığı girişinde yol kontrolü yapıldığı sırada, daha önceki tarihlerde kesinleşmiş cezası nedeniyle,yol kontrolüne takılmamak amacıyla, geldiği istikamete doğru aracıyla geriye dönmek isterken, karakola mensup askerlerce uzun namlulu silahla başına arkadan isabet eden kurşunla yaşamını yitirmiş, içerisinde bulunduğu araçta, muhtelif yerlerine isabet eden kurşunlar nedeniyle maddi hasar meydana gelmiş, aracın sağ ön koltuğunda bulunan Oktay Mamuk olaydan yara almadan kurtulmuştur."

TANIK MAMUK: İHTAR YAPILMADI

Heyet, olaya tanık olan Oktay Mamuk'la görüşmesini de rapora aktardı:

"Tanık Oktay MAMUK beyanlarında; gün içinde kendisi ve maktül Muzaffer GÖRÜL’ün34 GL 3697 plakalı araçla Şehit köyünden, babasının tarlalarının olduğu Lice’nin Birlik (Çemê Elik) köyüne gitmek üzere hareket ettiklerini, yolda Abalı Jandarma Karakoluna 3 – 10 metre yaklaşınca kontrol (arama) noktası olduğunu fark ettiklerini, maktulün cezaevinden firar etmiş olması nedeniyle geldikleri istikamete döndüklerini, kendilerine herhangi bir ihtar yapılmaksızın aracın lastiklerine ateş açıldığını, aracın arka iki lastiğinin patlaması sebebiyle aracın ilerleyemediğini ve aracın yoldan savrulduğunu, yol kenarında bulunan toprak birikintisine çarpıp durduğunu, sonradan atılan atışla Muzaffer’in kafasından vurulduğunu ve Muzaffer’in kucağına düştüğünü, kendisinin bu arada çıkıp bağırarak 'cezaevinden firar olduğu için döndük, neden onu vurdunuz' dediğini, olaydan yaklaşık olarak 15 dakika sonra Muzaffer’i bir pikaba koyup Lice’ye doğru hareket ettiklerini, yolda ambulansla karşılaşınca onu ambulansa yerleştirdiklerini ve ambulansla hastaneye götürdüklerini, dönüş yaparken üç kişinin nizamiyede sıralı, iki kişinin de dışarıda olduğunu, bu sırada silahların kendilerine doğrultulduğunu gördüğünü, arkadaşının (Muzaffer GÖRÜL’ün) kan davası nedeniyle üzerinde silah bulunduğunu ancak silahı yerinden çıkarmadığını, Muzaffer’i vuran kişiyi görmediğini belirtmiştir."

'ÇATIŞMA VE ASKERİ PERSONELE SALDIRI OLMADI'

Olay civarındaki Abalı Jandarma Karakolu'nun bölgeye hakim bir tepede kurulu olup, karakolun dikenli tellerle çevirili güvenlikli bir karakol olduğu bilgisini veren heyet, karakolun karşısında yer alan tepede karakolun güvenliğini sağladığı tahmin edilen ve askeri birimlerin yerleşik olduğu askeri üs bölgesi bulunduğu, karakolun tellerle çevirili bahçe alanında sayısı tespit edilemeyen tankların bulunduğu, gözetleme kulelerinin yer aldığı ve girişinde de tel örgü ile bariyerlerin olduğunu belirtti.

Olayın gerçekleştiği yerin, Abalı Jandarma Karakolu’nun önünde 11.11.2014 tarihinde kurulan kontrol noktalarına 3 - 10 metre mesafede olduğuna dikkat çeken heyet, olay yeri İncelemesinin olay günü olan 11.11.2014 günü Lice Cumhuriyet Başsavcılığınca yapıldığını belirtirken, delillerin toplanmış olması nedeniyle, 12.11.2014 günü olay yerinde olaya dair herhangi bir delil ve iz bulamadıklarını bildirdi.

Maktulün içinde öldürüldüğü aracın da olay yerinden kaldırıldığı için, araçta herhangi bir gözlem yapamadıklarını belirten heyet, olay yerinde olan görgü tanığı, köy sakinleri ve dosya incelemesi sonucunda olayda bir çatışma veya askeri personele saldırı oluğuna dair bir bulgu ve izlenim edinmediklerini kaydetti.

'HEDEF ALINARAK VURULDU'

"Heyetimiz, maktulün aracını geldiği istikamete doğru çevirmiş olması nedeniyle kaçma düşüncesinde olduğu ve askeri personele ilişkin herhangi bir saldırı düşüncesinde olmadığı görüşündedir" denilen raporda, "Heyetimiz, olayın gerçekleştiği saat ve aracın askeri personele mesafesi göz önünde bulundurulduğunda, araçta bulunan şahısların hareketlerinin yol kontrolü yapan askeri personellerce rahatlıkla görülebileceği kanaatindedir" diye belirtildi.

Devamla, "Heyetimizden; Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezinden sorumlu yönetim kurulu üyesi Av. Servet ÖZEN ve İHD Diyarbakır Şube yöneticisi Av. Muhterem SÜREN Muzaffer GÖRÜL’ün 11.11.2014 akşamında gerçekleştirilen otopsi işlemlerine refakat etmiş; otopsi sırasında maktulün kafasının arka sağ üst kısmından vurulduğunu ve kurşunun sol kulak üstünden vücudu terk ettiğini gözlemlemiştir. Bu husus ayrıntılı bir şekilde otopsi tutanağında da yer almıştır.

Heyetimizce, aracın arka iki lastiğinin patlamış olmasından ötürü (dosyadaki deliller ve görüşülen tanık beyanları bu durumu doğrulamaktadır) maktulün sağ olarak yakalanabileceği ve kaçma koşullarının kalmadığı; bu nedenle maktüle hiçbir zarar verilmeden yakalanabileceği ihtimalinin kuvvetli olduğu tespit edilmiştir.

 Her ne kadar teknik bir konu olsa da, heyetimiz, kurşunun giriş çıkış açısı ve araçta oluşan hasar, göz önünde bulundurulduğunda, Diyarbakır Valiliğince basın duyurusunda belirttiğinin aksine, ölümün seken bir kurşundan oluşmadığı, maktülün hedef alınarak vurulduğunu düşünmektedir.

 Heyetimiz, maktülün veya yanındaki Oktay MAMUK’un silah kullanma ihtimallerinin son derece zayıf olduğu, söz konusu olayın bir infaz olduğu, güvenlik güçlerinin sivil bir yurttaş olan Muzaffer GÖRÜL’ün yaşam hakının ihlal edildiği kanaatindedir" denildi.

'VALİLİK OLAYIN ÜSTÜNÜ ÖRTMEK VE OLAYI MEŞRULAŞTIRMAK İSTEDİ'

Heyet, olayın hemen ardından Diyarbakır Valiliğinin hiçbir delile dayandırmadan sıcağı sıcağına yaptığı açıklamaya da değinerek, bu açıklamanın yaşanan olayın üstünü kapatmaya ve adli makamları etkilemeye yönelik olduğunu, bu durumun etkin soruşturmayı olumsuz etkilediğini, yine yaşamını yitiren Muzaffer Görül’ün hükümlü ve firari olmasına vurgu yapılmasının ölüm olayını meşrulaştırma çabası olduğunu kaydetti.

TALEPLER

 Raporda, soruşturma ve kovuşturmanın selameti açısından 11.11.2014 tarihinde, kontrol noktasında görevli olan muvazzaf askerler ve komutanların açığa alınması istendi.

Olaya ilişkin soruşturmanın son derece şeffaf, hızlı ve etkin bir şekilde yürütülerek, olayın tüm taraflarının soruşturmaya etkin bir şekilde katılmalarının sağlanması gerektiğine işaret edilen raporda, sorumluların adil bir yargılanmaya tabi tutularak cezalandırılması gerektiği kaydedildi.

Heyet, idari makamların hiçbir delile dayanmayan açıklamalarının olayın maddi gerçeğinin açığa çıkmasını engelleme ve bu açıklamaların yargılamayı etki altında bırakma ihtimali olduğundan, bu tür olaylarda idari makamları, yönlendirici açıklamalar yapmaktan vazgeçmeye çağırdı.

Kamuoyunda “Güvenlik Paketi” olarak adlandırılan yargı paketiyle kolluğun yetkilerinin genişletilmesinin bu tarz vakaları arttıracağı kaygısını taşıdıklarını belirten heyet, hükümeti bu yasal değişiklikleri yapmaktan vazgeçmeye davet etti.