Gözaltında tecavüze yine ceza yok

Gözaltında tecavüze yine ceza yok

Mardin’de 2002 yılında PKK’ye yardım şüphesiyle gözaltına alınan 5 çocuklu H.A. adlı kadına tecavüz eden ve işkence yapan dört polis hakkında verilen hapis cezaları “bir daha suç işlemeyecekleri intibası uyandırmaları” gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kapsamına alındı.

Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada yargılanan polisler Bayram Ural, Nazım Ege, Abdülkadir Özer ve Hanife Şennur Pak, H.A’ya kötü muamele suçundan önce 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Takdir indirimiyle cezaları 10 ay hapse düşen polislerin bir daha suç işlemeyecekleri intibası uyandırmaları gerekçesiyle hükmün açıklanması geriye bırakıldı. Mahkeme kararında şöyle denildi: “H.A.’nın PKK kuryeliği suçundan 5 Mart 2002’de gözaltına alınarak Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne getirildiği, burada gözaltındayken sanıkların mağdureye suçunu söyletmek için hortumla soğuk su dökmek, muhtelif yerlerine vurmak, çıplak bırakmak, göğüslerini sıkmak suretiyle iştirak halinde kötü muamelede bulunduklarının anlaşıldığı, sanıkların suçtan kurtulmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemesi gerektiği, sanıklara lehlerine olan eski TCK’nın 243/1. maddesi uyarınca ceza verilmesi gerektiği, ancak verilen sonuç ceza miktarına göre ve sabıkasız geçmişleri dikkate alınarak yeniden suç işlemeyecekleri konusunda mahkememizde olumlu kanaat oluştuğundan hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Mağdure tecavüze uğrdığını söylemişse de sanıkların cop ile tecavüz ettiğine yönelik yeterli bulgunun elde edilemediğinden cezalarında artırım yapılmamıştır.”

H.A gözaltına yaşadığı işkence konusunda dava dosyasında yer alan bilgilere göre şunları anlatmıştı: “Beni ve kocam A.A.’yı gözaltına alarak Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne getirdiler. Gözümü eşarp ile bağladılar. Tekme tokat bizi içeri aldılar. Kocamı nereye götürdüklerini bilemiyorum. Nezarethaneye soktular. Bütün elbiselerimi çıkarttılar. Anadan üryan çırılçıplak kaldım. Tazyikli su sıkıyorlardı. Kocamı getirdiler. Onu da çırılçıplaktı. Sonra beni başka odaya götürdüler. Başıma torba geçirdiler. Copla vurdular. Copu makatıma sokmaya çalıştılar. 4-5 kişi üzerime çullanmıştı. Elim birinin göğsüne geldi ve bayan olduğunu anladım. 5 dakika dayanabildim, bayılmışım. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Makatımdan ve vajinamdam kan geldiğini fark ettim. Bana iğne yapıyorlardı. O gece beni emniyete götürüp, 3 kez Mardin Devlet Hastanesi’ne götürüp iğne yaptırdılar. Başka doktor muayenesi olmadı.

İkinci gün yine üzerime su sıktılar. Klimanın önünde oturtuyorlardı. Devlet Hastanesi’ne götürdüler yine. Doktor odasına polisler de girdi. Şikayetimi söyletmediler. Hastanede de bir polis beni dövdü. Savcılık tutuklanmama karar verdi. Ancak durumum cezaevine konulmaya uygun değildi. Mardin’de muayene etmeyeceklerini söylediler. Diyarbakır’a götürüldüm. Makat ve vajinama ‘kadın doktoru’ gerekir diye bakmadı doktor. Copla tecavüz ettiklerini cezaevi savcısına da anlattım ama zabıtlara geçmemiş. Polis, sonradan beni, ‘Davadan vazgeçeceksin, yoksa seni de kocanı öldürürüz’ diye tehdit etti.”