Guardian: Erdoðan açlık grevlerine kayıtsız

Guardian: Erdoðan açlık grevlerine kayıtsız

Ýngiliz Guardian gazetesi, AKP hükümeti ile Başbakan Erdoðan'ın Kürt siyasi tutsakların açlık grevlerine kayıtsız kaldıðını, hükümet yanlısı medya organlarının da meseleyi görmezden geldiðini yazdı.

Guardian gazetesi, Türkiye genelinde 58 cezaevinde PKK ve PAJK’lı 65 tutsaðın 12 Eylül günü başlatmış oldukları süresiz-dönüşümsüz açlık grevine dair bir haber yayınladı. Constanze Letsch imzalı haberde, AKP hükümetinin 43’üncü (45.gün) gününe giren Kürt siyasi tutsakların açlık grevlerine kayıtsız kaldıðını, hükümet yanlısı medya organlarının da meseleyi görmezden geldiðine dikkat çekildi.

Haberde, Arap Baharı ile birlikte Türkiye’nin demokratik bir model olarak öne çıktıðını belirtirken, “Ama ülkenin Kürt azınlıða yönelik tutumu bu övgünün haklılıðına dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor” dendi.

Haberde, son aylarda artan şiddetin yanı sıra ‘AKP’nin saldırgan tutumu’ Kürt meselesini çıkmaza sürüklediði kaydedildi.

12 Eylül’de 65 Kürt siyasi tutsak tarafından başlatılan ve ülke çapında 690 tutsaðın eylemi desteklediðine dikkat çekilen haberde, açlık grevindeki tutsakların dövüldüðü, yalnızlaştırıldıðı, B1 vitamini ile tuz ve şekerli su verilmediðine dair haberlere de yer verdi.

Açlık grevindeki eylemcilerin, Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması ve Kürtçenin anadili olarak kamusal alanda kullanılması taleplerinde bulunduðu aktarılırken, Başbakan Recep Tayyip Erdoðan’ın Öcalan ile görüşmelerin yeniden başlayabileceði işaretini vermesine karşın açlık grevine kayıtsız kaldıðına dikkat çekti.

‘ASÝMÝLASYON DEVAM EDÝYOR’

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Ýstanbul Ýl Eşbaşkanı Asiye Kolçak, gazeteye verdiði mülakatta açlık grevlerinin siyasi çıkmazın sonucu olduðunu belirtip şu ifadeleri kullandı: “Otuz yıldır tüm olası siyasi araçlar başarısızlıkla sonuçlandı. AKP, asimilasyon politikasına ve Kürtlerin siyasi haklarını inkâr etmeye devam ediyor.”

Kürt sorununun tehlikeli bir çıkmaza girdiðine dair endişeler olduðu belirtilen haberde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun “Çıkmaz sokaktayız” ifadelerine yer verdi.

Türkler ve Kürtler arasındaki evliliklerin azaldıðına dikkat çeken Tanrıkulu, “Devam eden şiddet dindirilemiyor, her iki taraftan da ölenler var. Bu mevcut stratejinin başarısız olduðunu göstermiyor mu? Ýhtiyacımız olan şey uzlaşı. Diyalog tekrar başlamalı” dedi.

Haberin devamında, Boðaziçi Üniversitesi Öðretim Üyesi Koray Çalışkan’ın da görüşlerine yer verildi. Çalışkan, hükümetin 2008 yılında Kürt meselesinin çözümü için başlattıðı ‘demokratik açılımın başarısız olduðunu’ belirtip “Bu açılım deðil daha çok demokratik kapanıştır” yorumunda bulundu. Çalışkan, Başbakan Erdoðan’ın BDP ile görüşmeyi reddetmesini şu sözlerle eleştiriyor: “Hükümet, yasal yollarla seçilen [BDP] milletvekilleriyle ‘teröristlerle baðlantılı oldukları’ iddiası nedeniyle görüşmüyor ama cezaevindeki terörist mahkûmlarla görüşmeye hazır olduðunu söylüyor. Bunun mantıðı nedir?”

‘KÜRTLER EŞÝT EÐÝTÝM HAKLARI TALEP EDÝYOR’

Açlık grevindeki mahkûmların taleplerinin yasal olarak haklı talepler olduðu belirten Çalışkan, “Bir Ýtalyan’ın Türkiye’de mahkemeye gitmesi gerektiðinde devlet bir çevirmen görevlendirmek zorundadır. Kürtler için de aynısı olmalı. Ayrıca Kürtler Kürtçe derslerini ne yapsın? O dersleri Türkler almalı. Kürtler zaten anadillerini konuşuyor ve yalnızca eşit eðitim hakları talep ediyorlar” dedi.

BDP Ýstanbul Ýl Eşbaşkanı Asiye Kolçak, 8 bin BDP üyesi ve eylemcinin cezaevinde olduðunu ve aralarında milletvekilleri ile belediye başkanlarının 4 bininin geçen yıl terör suçlamaları nedeniyle tutuklandıðını aktarıyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, “AKP, Kürtleri çözüm bulacaðına inandırdı. Ama hükümete duyulan güven tükendi” dedi. Açlık grevi ile görüşünü paylaşan Tanrıkulu, ‘insan bedeninin siyasi eylemlere alet edilmesini doðru bulmadıðını’ belirtse de yine de eylemlerin sona erdirilmesi için Adalet Bakanlıðı’nın girişimde bulunması gerektiðini söyledi.

Haberde, Türkiye Tabipler Birliði’nin açlık grevinin kritik eşiðe geldiðine dair açıklamasına da yer verildi. Tutsakları ziyaret eden avukatların ‘bazı mahkûmların durumunun kritik olduðuna’ ilişkin açıklamalarına yer verilen haberde, Adalet Bakanlıðı’nın mahkûmların saðlık durumunun kontrol edilmesi için doktor görevlendirmeyi reddettiðine dikkat çekildi.

Türkiye’de geçmiş yıllarda yapılan ‘ölümcül açlık grevleri’nin hatırlatıldıðı haberin sonunda, Koray Çalışkan’ın şu sözleri yer aldı: “Cezaevinde açlık grevi nedeniyle ölecek ilk mahkûmdan sonra ne olacak? Greve şimdiden bir milletvekili katıldı. O ölürse ne olacak? Sonra, hangi Ortadoðu ülkesi Türkiye’yi demokrasi örneði olarak gösterebilir ki?”