Güven’den Jin TV’ye mesaj: Bu Kürt kadınlarının başarısıdır

Açlık grevindeki Leyla Güven, Amed’deki evinden Jin TV ve izleyicilerine görüntülü bir mesaj gönderdi.

HDP’li vekil Leyla Güven, açlık grevinin 84’üncü gününde Jin TV’ye gönderdiği görüntülü mesajında, eyleminin bir gereklilik ve zorunluluk olduğunu belirtti. Güven, greve rağmen huzurlu ve moralli olduğunu ifade ederek, “tecrit kadınların öncülüğünde kalkmalı” dedi.

Güven’in mesajı şöyle:

Öncelikle Jin TV'nin yayına başlaması tüm Kürt kadınlarına ve Dünya kadınlarına kutlu olsun....

İlk defa bir kadın televizyonu açıldı, bunun için kesinlikle büyük bedeller verildi, bir kazanım olarak Jin TV yayına başladı..

Tüm Jin TV çalışanlarına selam ve saygılarımı gönderiyorum.

7 Kasım’dan, bugüne bir eylem sürdürüyorum. Neden başladığımı sanırım herkesten çok Kürt kadınları anlıyor. Çünkü bizler Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın felsefesiyle kendimizi tanıdık ve özümüzü bulduk...

MİLYONLARIN TALEBİDİR

Dedik ki tüm kadınları da bu felsefe etrafında toplayalım. Şimdi öyle bir aşamaya geldik ki, biz kadınlar kendimizi tecrit altında hissediyoruz. Bu yüzden ben de ilk adımı attım ve tecrit kalkıncaya kadar eylemimi sürdüreceğim.. Eylemim sadece benimle sınırlı kalmadı, zındanlarda binlerce insan bazıları süresiz- dönüşümlü, bazıları da süresiz dönüşümlü olarak açlık grevi eylemini devam ettiriyorlar..

Şu an benim eylemim 84. gününde, Strasbourg, Nasır arkadaş, İmam arkadaş yine zindanlarda 300 yakın arkadaş eylemi sürdürüyorlar...

İlk adımı attığım zaman biliyordum ki, bu talep sadece benim değil, milyonların talebidir, biliyorum ki birileri ''o benim de Önderimdir'' diyorsa, o kişi ve o halk (Öcalan özgür olmadan) serbest ve özgür olamaz..

BU EYLEM GEREKLİ VE ZORUNLUYDU

Bu yüzden bu eylem bir gereklilik ve zorunluluktu. Bu sadece bir şahıs için yapılan bir eylem değil, herkes içindi... Bu eylem Ortadoğu için, Bakur, Başur ve Rojhilat içindi ve bu yüzden eylem her yerde kucaklandı. Halk etrafında toplandı. Bu benim başarım değil bu Kürt halkının ve Kürt kadınlarının başarısıdır.

Sara'lardan, Arin Mirkan'lara, Seve'lere, Ekin Van ve Taybet Analara kadar büyük bedeller verildi.

şüphesiz onların takipçisi olarak bu yolda yürüyoruz. Ben onların yolunda bir adım attım, benim başarım değil, bu başarının sahibi Kürt kadınlarıdır. Yine bu yolda bedel vermiş şehit kadınların başarısıdır.

Ve İmralı cezaevindeki tecrit kalkana kadar eylemimi sürdüreceğim. Buradaki başarı bizim bu yolda nasıl yürüdüğümüzden anlaşılacak.

Biz bu yolda doğru yürürsek, o zaman başarı yakınlaşır, zayıf kalırsak başarı uzaklaşır...

BENİMLE BAŞLAMADI

Bu yüzden kadınlar nasıl baştan bugüne kadar eylemi sahiplendilerse bugün de kadınlar aynı şekilde sahiplensinler. Başarı yakındır, özgürlük yakındır.. Bütün dünya, sömürgeci devletler ve sistemler kadınları iradesiz kılmak istiyor, ezmek istiyor. Kadınlar hakkını savunmasın, mücadele etmesin istiyorlar. Kürt kadınları da aynı şekilde zorluk ve zahmet çektiler ve sömürülüp, ezildiler. Fakat Önder Abdullah Öcalan şahsında, Kürt özgürlük mücadelesi yeni bir şey yarattı.

Belki bazı kesimler veya devletler nedenini soruyor. Bir kadın Kürt Halk Önderi için neden yaşamını ortaya koyuyor diye... Bu benimle başlamadı, bir çok Kürt genci, kadını, erkeği ''Güneşimizi karartamazsın'' dediler ve bedenlerini ateşe verdiler.

ÖCALAN İLE HAKLARIMI TANIDIM

Ve yine binlerce Kadın, Önderliğin felsefesiyle kendini tanıdı, bunlardan bir tanesi de benim.

Ben de Orta Anadolu Kürdü olarak, önceden bu felsefeyi bilmiyordum ve kendimi tanımıyordum. Bir kadın olarak haklarım nelerdi, özgürlük nedir bilmiyordum.

Ama ben bu felsefeyle kendimi tanıdım, bu yüzden de herkes Özgürlük mücadelesinde Sayın Öcalan'ın rolü bilmelidir.

Eğer bunu görmezden gelirsek, anlayamazsak nankörlük yapmış oluruz. Ben bu fikriyatı savunuyorum ve bunu çok önemli buluyorum.

BU TECRİT KADINLARIN ÖNCÜLÜĞÜNDE KALKMALI

Kendisini Sayın Öcalan’ın felsefesinde bulmuş bir kadın olarak, ne olursa olsun bu tecrit kadınların öncülüğünde kalkmalı.

Bu yüzden de bu eylemi başlattım ve bugüne kadar sürdürdüm. Bugünden sonra ne zamana kadar devam etse de, gönüllü olarak eylemi sürdürmek istiyorum.

Bugün eylemimim 84. günü. Herkes bilsin ki ben iyiyim, biten ne olursa olsun zihinde biter.

KENDİMİ HUZURLU, MORALLİ HİSSEDİYORUM

Kendimi o kadar huzurlu, moralli ve coşkulu hissediyorum ki anlatamam, eylemimin engellenmesini istemiyorum.

Başarı elde edene kadar da, günün birinde Önderlik üzerindeki tecrit kalktı diyecekleri müjdeli günü yüreğimde büyük bir coşkuyla bekliyorum.

Ama bugün her ne kadar yorgun görünsem de, ruhumdaki coşku çok büyük.

Öncelikle Barış annelerini, ve tüm Anneleri saygıyla selamlıyorum. Yolumuz çok uzun ve meşakkatli ama Kutsal... Sona geldik ve sonunda her şey daha iyi olacak...

Tek ben değil zindanlarda bir çok Kürt kadını açlık grevinde: Başta Sayın Sebahat Tuncel, Selma Irmak da eylemdeler. Yine Burcu Çelik, Strasburg’daki kadın arkadaşlar...Yani Kürt kadınları şunun farkındalar ki, özgürlük birbiriyle bağlantılıdır.

ÖZGÜRLÜK TEK BAŞINA DEĞİL, TOPLUMSAL OLSUN

Öyle bir özgürlük ki tek başına değil, beraberce ve toplumsal olsun istiyoruz. O yüzden hepimiz açlık grevindeyiz. Biz onların sesini duyalım, seslerini yayalım ve başarıyı yakınlaştıralım..