Güven’in direnci umut oldu

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğündeki açlık grevlerine destek veren sosyalist partiler, bu eylemin toplumsal mücadele üstündeki ölü toprağını attığını ve umut olduğunu söylüyor.

İçeride ve dışarıda açlık grevleri devam ederken sosyalist partiler de hem Leyla Güven’in eylemine destek veriyor hem de Öcalan üzerinden tüm topluma uygulanan tecridi ve anti demokratik uygulamaları kınıyor.

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanvekili Şahin Tümüklü ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Canan Yüce, tecrit ve kaldırılması talebiyle yaplan açlık grevleriyle ilgili ANF’ye konuştu.

KEYFİYET VE HUKUKSUZLUK

Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Leyla Güven'in açlık grevini başlatma gerekçesi olan taleplerin ülkedeki siyasi rejimin anti demokratik özünü ortaya koyduğunu söyledi. Gürkan, tek adam yönetimine dayanan siyasi rejimde hukukun da yasanın da tek kişinin talimatlarıyla işlediğine dikkat çekerek, şunları ifade etti: "Keyfiyet ve hukuksuzluk düzenin en görünen özelliğidir. Erdoğan'ın verdiği mesajlar, yaptığı konuşmalardaki tehditleri, yargı ve emniyet bürokrasisi tarafından talimat olarak alınarak uygulanmaktadır. Soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarda da tahliye ve ceza vermelerde de aynı süreç işlemektedir. Siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, sanatçılar ve tüm muhalifler, hatta iktidar çevresinde yer alıp kimi politikaları eleştirenler dahi hedefe konmaktadır.”

HÜKÜMET ACİL ADIM ATMALI

Gürkan, Öcalan üzerinde sürdürülen tecridin, siyasi iktidarın Kürt sorununa yaklaşımından bağımsız olmadığını kaydederek, tamamen keyfi ve hukuk dışı olduğunu söyledi. Mevcut yasalara göre bile tutuklu ya da hükümlü hiç kimsenin tecrit uygulamasına maruz bırakılamayacağını hatırlatan Gürkan, "Leyla Güven ve diğer siyasi tutsakların başlattığı açlık grevine gerekçe olan talepler esasında ülkenin demokratikleşmesinin göstergelerinden olacak özgürlükler ve haklardır. Emek Partisi olarak Kürt sorununun demokratik çözümü için adım atılması, demokratik haklar ve siyasal özgürlüklerin kazanılması için demokrasi mücadelesinin büyütülmesi gerektiğini düşünüyor ve bu yönde çaba sarf ediyoruz. Özellikle Leyla Güven'in sağlığı oldukça kritik bir aşamadadır, hükümet taleplerin gerçekleşmesi yönünde acilen adım atmalıdır” şeklinde konuştu.

ÖLÜ TOPRAĞINI ATTI

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanvekili Şahin Tümüklü de Öcalan’a uygulanan tecridin sadece İmralı eksenli değil, Kürt sorunu temelinde ele alınması gerektiğini vurguladı. Tümüklü, açlık grevlerinin iki başarısı olduğunu ve toplumsal mücadeleye önemli dersler verdiğini belirterek, şöyle anlattı:  “Açlık grevleri bu dönem hem verdiği mesajlar hem de verdiği dersler itibariyle çok önemli sonuçlar ortaya çıkardı. Toplumsal hareketlerin üzerlerindeki ölü toprağını atması bakımından önemli bir hamleydi; aynı zamanda kendi içinde iki başarısıyla. Öncelikle Sayın Öcalan’ın ailesiyle görüşmesi, sonrasında da Leyla Güven’in tahliye edilmesi, başarıydı.”

Eylemi boşa çıkarma taktiklerinin tutmadığını kaydeden Tümüklü “Sonuçta Leyla Güven’in hedefli ve kararlı iradesiyle süreç büyüyerek ilerliyor” dedi.

HERKES DESTEK VERMELİ

Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eşbaşkanı Canan Yüce ise Türkiye’de sanki her şey normalmış gibi seçimlere gidildiğini ama her geçen gün anti demokratik uygulamaların dozunun artığını ve faşizmin adı adım büyüdüğünü söyledi. Yüce, şunları dile getirdi: “Açlık grevleri faşizme dur demenin bir aracı, çünkü cezaevlerinde uygulanan tecridin dışarıda uygulanın bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Leyla Güven’in başlattığı, cezaevlerinde ses bulan ve dışarıdan da desteğin olduğu bu eylem, Türkiye’nin demokratikleşmesine dönük, tamamen toplumsal talepleri içermektedir. Bu anlamıyla desteklenmesi ve herkesin bu mücadelenin yanında olması gerekir. Leyla Güven’in açlık grevindeki direnişi ve dik duruşu bizlere umut oldu.”