Gülistan Kılıç Koçyiğit: En önemli aktör tecrit altında

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Hepimizin düşlediği barışı ve çözümü mümkün kılacak adımları atacak olan en önemli aktör Sayın Öcalan” dedi ve en önemli aktörün hala tecrit altında olduğu tepkisinde bulundu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. 

ENFAL SOYKIRIMININ TANINMASI İÇİN KANUN TEKLİFİ

1988’de Kürtlere karşı Saddam rejiminin soykırım harekatı “Enfal” kurbanlarını anan Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Enfal Katliamı da diğer Kürt katliamları gibi cezasız bırakılmış, gereği yapılmamış ve özellikle zamanın konjonktüründe gerekli tepkiler gösterilmediği için yüz binlerce Kürdün yaşamına mal olmuş bir katliamdır" dedi. 

Gülistan Kılıç Koçyiğit, DEM Parti olarak katliamın resmî olarak tanıması yönünde bu hafta Meclis'e kanun teklifi sunacaklarını kaydetti. 

Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Bu teklifimizden Meclis’ten ortak bir ses ve yaklaşımla pozitif bir sonuç almayı umduğumuzu ifade etmek istiyorum (...) Ortak bir geleceği kuracaksak, ortak acılara ağlamayı, ortak yas tutmayı ve geçmişte kalan acıları yad etmeyi de bilmemiz; onlarla yüzleşmemiz gerekir" diye ekledi. 

KCK OPERASYONLARI SABOTAJDI

14 Nisan’ın ayrıca 2009’da gerçekleşen KCK operasyonlarının yıldönümü olduğunu hatırlaran Gülistan Kılıç Koçyiğit, “O gün, karanlık bir el devreye girmiş ve çözüm çabalarını KCK operasyonlarıyla sabote etmek istemişti. Ve bu sabotajda ne yazık ki başarılı olmuştu” dedi.  

Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bugün, bir kez daha çözümün ve diyaloğun gerekliliğinin altını çizmek istiyorum” vurgusunda bulundu. 

TEMEL BAŞLIK: MÜZAKERE

Herkesin hak ve adaletten faydalandığı bir Türkiye için mücadele ettiklerini belirten Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Bu mücadeleyi kararlılıkla yürütüyoruz. Bu mücadelenin en temel başlıklarından birisi de müzakeredir.” ifadelerini kullandı. 

Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları belirtti: “Biz, müzakereleri demokratik Türkiye’den Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü mücadelesinden ayrı görmüyoruz. Bu mücadele ve müzakere dinamiğini birlikte yürütmek, birbiriyle olan ilişkisini ve birbirini besleyen yönlerini görmemiz gerekiyor. Bu çerçevede birçok siyasi parti ve STK ile görüşmeler yaptık. Özellikle çözüme katkı sunacağını düşündüğümüz bölge ülkeleriyle de çeşitli diplomatik faaliyetler yürütüyoruz. AB ülkelerinden Rusya’ya, Hindistan’dan Irak’a kadar geniş bir yelpazede heyetlerimiz görüşmeler yapıyor. 

ERDOĞAN İLE YAPILAN GÖRÜŞME

Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı ile İmralı Heyetimizin yaptığı görüşme vardı. Bu görüşme, özellikle Sayın Öcalan’ın tarihi bir inisiyatif geliştirmeye çalıştığı, Kürt sorununu şiddet ve çatışmadan arındırılmasını, tarihsel Kürt-Türk ittifakının gelişmesi için yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı yeni bir aşamaya taşıyan önemli bir eşikti. Bundan memnuniyet duyuyoruz. Bu görüşmede, şimdiye kadar yapmış olduğumuz sürecin aksayan tıkanan yönleri ele alındı. Sürecin dinamiği niteliğindeki adım, İmralı tecridinin lağvedilmesi ve Sayın Öcalan'ın hedeflediği çalışmaların yapılması için gereken koşulların sağlanmasının gerekliliği bu görüşmede yeniden teyit edilmiş oldu. 

EN ÖNEMLİ AKTÖR TECRİT ALTINDA  

Tecridin ortadan kalkması gerektiğini söyledikçe bazı çevreler bunu anlamamakta direniyorlar. Gerçek anlamda bu meseleyi çarpıtan yaklaşımlar olduğunu görüyoruz. Şimdi, hepimizin düşlediği barışı ve çözümü mümkün kılacak adımları atacak olan en önemli aktör Sayın Öcalan değil midir? Evet, kendisidir. Yine kendisi ile yapılan görüşmede, kendisi bu iradeyi açıkça ortaya koymamış mıdır? Evet, ortaya koymuştur. O zaman, mademki silahlar sussun, silahlar devreden çıksın, şiddet son bulsun isteniyor, o zaman neden bunu yapacak en önemli aktör şu anda tecrit altında tutuluyor?

MECLİS HİÇBİR ADIM ATMADI

Bunun önüne neden engel konuluyor? Ve çözümü, barışı istemeyen kimdir? diye de bütün bu tablonun içerisinde bir soruyu biz kamuoyu nezdinde yeniden sormak istiyoruz. Şimdi, bu tarihsel sorun ve ülkenin sırtındaki en büyük yükü kaldırmaya beraber karar aldıysak, madem böyle bir yola girdiysek, madem çok büyük herkesin çok büyük anlamlar yüklediği bir tarihsel eşikteysek, o zaman neden hâlâ içtihattan usulden dem vuruluyor? Bunu gerçekten anlamakta zorluk çekiyoruz. 

Meclis çatısı altında bu meseleyi onlarca kez konuştuk. Bu Meclis, Kürt sorunun demokratik çözümü için ne yapacak? Ekim’den bu yana dünya kadar tartışmalar oldu. Belirli aşamalar oldu, görüşmeler yapıldı, çağrı yapıldı. Mecliste hiçbir adım atıldığını görmedik, Mecliste yaprak kımıldamıyor. Hiçbir inisiyatif geliştirilmiş değil. Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz.

Ekimden bu yana dünya kadar tartışmalar oldu. Belirli aşamalar oldu, görüşmeler oldu çağrı yapıldı. Meclis’te hiçbir adım atıldığını görmedik, Mecliste yaprak kımıldamıyor. Hiçbir inisiyatif geliştirilmiş değil. Bunu anlamakta güçlük çekiyoruz.

ADALET BAKANI İLE GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRİLECEK

DEM Parti ve halkın, demokratik toplum ve barışın inşası için atılacak adımlara dair ne beklediği ve istediği ortadadır. Bu konuda bir muğlaklık yok, bir sorun yok. Diğer taraftan Meclis’in sessizliği kaygı verici. Bu konuda meclisin izleyici pozisyonun hızla çıkması inisiyatif alması elini  taşın altına koymasının zamanı geldi geçiyor.  Bu hafta İmralı Heyetimiz Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile bir görüşme gerçekleştirecekler. Görüşmede bu sürecin yasal meseleleri ceza infaz hukuku ve diğer başlıklara dair kendisiyle görüş alışveriş yapılacak. Sürecin daha detaylı ilerlemesi için Meclis’in rol üstlenmesi ve sürecin gerçekçi bir yasal zeminin oluşturulmasına ihtiyaç var. Hali hazırda bu yasal zeminden uzaklayız. Bu zeminden yoksun bir şekilde süreç ilerletilmeye çalışılıyor.”