Güneş Gümüş: Yeni araç ve yöntemlerle tepkiyi örgütlemek gerekiyor

Sosyalist Emekçiler Partisi Genel Başkanı Güneş Gümüş, Saraçhane protestoları sonrasında ortaya çıkan ortak mücadele ihtiyacına ilişkin, “Yeni araç ve yöntemlerle kitlesel tepkiyi sürdürmek ve örgütlü hale getirmek gerekiyor” dedi.

GÜNEŞ GÜMÜŞ

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte aralarında belediye başkan ve yardımcılarının da olduğu 11 kişinin tutuklanmasına yönelik tepkiler devam ediyor. İmamoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başlayan ve halen süren protestolarda öne çıkan tartışmalardan biri, AKP iktidarının baskıcı yaklaşımlarına karşı ortak mücadele hattı vurgusu oldu.

Özellikle iktidara ve onun 22 yıllık süreçte giderek büyüyen baskı rejimine karşı halkların ortak tepkisinin büyüklüğü, sosyalistler içerisinde ortak mücadele tartışmalarını da giderek yoğunlaştırdı. Türkiye’de sosyalistler, birlikte mücadele yöntemlerini ve halkların tepkisini doğru bir zeminde nasıl yöneteceklerini tartışmaya başladı.

Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) Genel Başkanı Güneş Gümüş, İmamoğlu’na yönelik operasyonu ve ortak mücadeleyi ANF’ye değerlendirdi.

‘İKTİDAR, DEMOKRATİK İŞLEYİŞE YÖNELİK BİR DARBE GERÇEKLEŞTİRDİ’

Güneş Gümüş, İmamoğlu operasyonuyla ilgili değerlendirmelerinde, AKP-MHP iktidarının demokratik işleyişe yönelik bir darbe yaptığını ifade etti. Güneş Gümüş, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Sorun artık CHP’yi ve İmamoğlu’nu çoktan aştı. AKP-MHP iktidarı, sandıktan bir daha çıkmalarının zor olduğunu görüyor, özellikle de İmamoğlu gibi güçlü adaylar karşısında. Bu yüzden, seçimli demokratik işleyişe darbe yapmayı tercih ettiler.

Buna göre darbe, İmamoğlu’nun tutuklanması ile yetinmeyecek, İBB’ye ve CHP’ye kayyum atamaya kadar uzanacaktı. AKP bir yandan da hezimete uğradığı 31 Mart 2024 yerel seçimlerinin intikamını alıyor. Böylelikle belediyeler eliyle kamu kaynaklarının önemli bir kısmını CHP’nin kullanmasına da son verilmek isteniyor. Bu baskı dalgası, yoğun kitle seferberliği ile şimdilik püskürtüldü ama durum hâlâ çok kırılgan.

Muhalif televizyon kanallarının ortadan kaldırılmasından CHP’ye kayyum atanmasına ve muhalefetin elindeki belediyelere el konulmasına kadar uzanan bir süreç gündemden düşmüş değil. Bu saldırı dalgası sadece CHP ile ilgili bir konu olarak görülemez. Söz konusu olan, toplumsal muhalefetin elinde kalan son hak ve özgürlük kırıntılarının da yok edilmesi sonucunu doğuracak bir rejim değişikliğidir. Adını koymak gerekirse, İslamcı rengi de olan Aliyev tipi bir rejim ülkeye dayatılmaktadır.”

‘İKTİDAR ÖZELLİKLE KÜRT HALKININ TARAFSIZ KALMASINI HEDEFLEDİ’

İmamoğlu'na yönelik operasyonla iktidarın, özellikle DEM Parti'yi bir muhalefet partisi olmaktan çıkarmayı düşündüğünü ve Kürt halkının tarafsız kalmasını hedeflediğini belirten Güneş Gümüş, “İktidar, DEM Parti'yi bir muhalefet partisi olmaktan çıkarmak istiyor. Kürt ulusal hareketiyle görüşmeler sürerken yapılan bu operasyonda DEM Parti ve Kürt halkının tarafsız kalması hedefleniyor. İstedikleri şey, DEM Parti ile CHP tabanı ve sol kitle arasında güven bunalımı oluşturmak ve bunu derinleştirmektir. Bu operasyon İmamoğlu'nun şahsını aşan bir anlama sahiptir. Bizlerin de CHP ve İmamoğlu'na dair köklü farklılıklarımız var, ama bu darbe başarılı olursa ülkede seçimlerin anlamını yitirdiği otoriter bir rejimin kurumsallaşacağını görmek gerekiyor. Bu darbeye karşı güçlü, kitlesel protestoların örgütlenmesi bugünün acil görevidir” dedi.

‘TİRANLIK DÜZENİNİN ÜLKEYİ TESLİM ALMASINI ENGELLEMEK İÇİN ORTAK MÜCADELE ŞART’

Gençliğin tepkisinin tetikleyici bir görevi gördüğünü vurgulayan Güneş Gümüş, sözlerini şöyle tamamladı: “Gençliğin enerjisi güçlü bir halk tepkisinin tetikleyicisi oldu, ancak bu mücadelenin bitmiş kabul edilmemesi gerekiyor. Yeni araç ve yöntemlerle kitlesel tepkiyi sürdürmek ve örgütlü hale getirmek gerekiyor. Muktedirler, sizin iradenizin geri düştüğünü düşündüğünde daha özgüvenli ve cüretkâr olacaktır. Böyle bir durumda toplumda korku ve geri durma hali egemen olacaktır.

Zaman, ‘Faşizme karşı omuz omuza’ diyerek sendikalardan siyasal partilere ve demokratik kitle örgütlerine kadar birlik olma ve kitlesel mücadeleyi yükseltme zamanıdır. İşçilere, emekçilere, demokrasiye ve özgürlüklere düşman, soyguncu bu tiranlık düzeninin ülkeyi tamamen teslim almasını önlemek için gerekli iradenin sergilenmesi, her ne pahasına olursa olsun zorunludur.”