Güven: 12 Eylül faşist darbesini aşan bir durumdayız
DTK Eş Başkanı Leyla Güven, Öcalan üzerinde tecridin hala devam ettiğine değinerek, AKP/Saray’ın son süreçte OHAL kapsamında çıkardığı yasadışı yasalara da ağır bir şekilde tepki gösterdi.
DTK Eş Başkanı Leyla Güven, Öcalan üzerinde tecridin hala devam ettiğine değinerek, AKP/Saray’ın son süreçte OHAL kapsamında çıkardığı yasadışı yasalara da ağır bir şekilde tepki gösterdi.
İmralı Adasında tutuklu bulunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki insanlık ve hukuk dışı tecrit, AKP/Saray tarafından yürütülen savaş politikalarla beraber sürdürülmeye devam ediyor.
Açlık grevinde yer almış olan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven, tecridin hala devam etmesinin kaygılarını yaşadıklarını söyleyerek, AKP/Saray’ın OHAL kapsamında çıkardıkları yasadışı yasalara tepki göstererek son süreç hakkında ANF’ye açıklamada bulundu.
‘TECRİT KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR’
Güven, Öcalan’ın üzerindeki tecrit 1999 yılından bu yana ara ara ağırlaştırarak hep devam ettiğini kaydederek, en son 15 Temmuz darbe girişimi ile yeni bir durumun yaşandığını belirtti. Yaşanan bu durumda darbe girişiminde bulunan kişilerin İmralı adasında neler yaptığını bilmediklerine değinen Güven, halk olarak bunun kaygısı içerisine girdiklerini söyledi ve bunun üzerine tüm kurumların birleşip Öcalan’dan en kısa zamanda bir haber almak için bir açlık grevine başladıklarını söyledi. Açlık grevlerinin 7.gününde Öcalan’ın kardeşin İmralı adasına giderek Öcalan ile bir görüşme yaptığını bir kez hatırlatarak şöyle devam etti: “Ancak, Mehmet Öcalan’ın görüşmüş olması Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecridin kalktığını artık avukat, aile, ya da çeşitli heyetlerin gidip görüşebileceğinin anlamına gelmiyor. Yani tecrit kaldığı yerden devam ediyor. Biz açlık grevini bitireceğimiz zaman yaptığımız basın açıklamasında aslında buna dikkat çekmiştik. Bu tecridin devam edeceğini ve artık devlet yetkililerin bu tecrit için farklı bir şey yapmaları gerektiğini söylemiştik. Oda nedir? Oda Sayın Öcalan’ın özgürlüğüdür. Sayın Öcalan Ortadoğu ve Türkiye barışının teminatıdır. Dolayısıyla dışarıda olması ve halk ile beraber bu süreci sürdürmesi gerekiyor. Bütün siyasi tutsakların hakkı olan aile, avukat, telefon görüşü Öcalan için keyfi bir şekilde yaptırılmıyor. Şimdi Türkiye Cumhuriyeti bundan sonuç almaya çalışıyor yani Sayın Öcalan’ın sesini dışarıya çıkmasını istemiyorlar.”
‘DARBECİLERİN YAPAMADIĞINI AKP YAPIYOR’
Türkiye’nin içerisinde olduğu durumun içler acısı olduğunun ve hem iç hem de dış politikada tam bir tıkanma olduğunu söyleyen Güven, kaosun yaşandığının altını çizerek, “Evet, 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu ve eğer darbe gerçekleştirilmiş olsaydı herhalde AKP’nin şuanda yaptığından pek farksız olmazdı. Yani onların Türkiye’yi karanlık ve faşizan bir duruma sürükleyecekleri belliydi ancak şuanda AKP iktidarı da onlardan farksız bir şey yapmıyor. AKP, şu anda halkların büyük çabalarla elde ettiği belediyelere kayyum atıyor. AKP, özgür basını susturuyor onlarca televizyon kanalını kapatıyor. AKP, kadın hareketini hedef almış ve atadığı kayyumlar ilk olarak kadın kurumlarını kapatıyor. AKP, akademisyenleri ve binlerce öğretmeni işten uzaklaştırıyor. Bunların hepsini OHAL yasasını fırsat bilerek Kanun Hükmünde Kararname ile hayata geçiriyor” Diyerek, böyle bir ülkede demokrasiden söz etmenin mümkün olmadığını söyledi.
’12 EYLÜL FAŞİST DARBESİNİ AŞAN BİR DURUMDAYIZ’
Güven, AKP iktidarının ülkeyi bir karanlığa sürüklediğini ve bu karanlığa giderken tüm muhalif kesimlerin sesini kısmaya çalıştığını söyleyerek, halkların anti demokratik uygulamalar karşısında düşüncelerini dile getirme hakları olduğunu ifade etti. Bu hakkın OHAL bahanesiyle ellerinden alınmaya çalıştığının altını çizen Güven, “Bu kadar susturulmaya çalışan bir toplumun bir gün patlayacağı herkes tarafından bilinmelidir. Arap baharı diye bir durum yaşandı ve hepimiz çok yakından takip ettik. En ufak bir sesle bütün halkın dışarı çıktığını ve neler yaşandığını biliyoruz ve şimdi Türkiye’de bu durumun yaşanmayacağını kimse bilemez. 12 Eylül faşist darbesini aşan bu durum bizler tarafından da kaygıyla izleniyor. Bu sürecin bitmesi için ilk önce OHAL durumun ortadan kalkması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘AKP OHAL’İ UZATMANIN SİNYALLERİNİ VERİYOR’
AKP iktidarının OHAL durumunu uzatmanın sinyallerini verdiğini söyleyen Güven, AKP’nin Cemaati, paralel yapıları, FETO terör örgütü dediği örgütleri hedef göstererek aslında, farklı diğer muhalif kesimleri hedeflediğini belirtti. Güven, kurunun yanında yaşta yanar hesabı olduğunu kaydederek, “Türkiye çok dilli, renkli, kültürlü bir coğrafyaya sahiptir. Bu coğrafyada sen her şeyi tekleştirmeye çalışırsan diğer kimlikleri sen ayağa kaldırmış olursun. Bu tepkiler Kobanê sürecinde çok net bir şekilde ortaya çıkmıştı. 6-7 Ekim serhildanları yaşandı ve halk tepkisini büyük bir serhildanla ortaya koydu. Bugünde aynı şekilde insanlar alanlara inecek ve AKP iktidarı OHAL bahanesiyle her türlü şiddeti uygulamaktan geri kaçınmayacaktır. Ama bunların olmaması mümkündür ve önüne geçilebilir. Ve bunun ilk yolu Sayın Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması ve ciddi adımların atılması gerekmektedir” dedi.
‘BİRLEŞİK DİRENİŞ CEPHESİNE İHTİYAÇ VAR’
‘Kürtlerin en meşru hakkı direniştir’ diyen Güven, Kürt halkının her ne olursa olsun sonuna kadar direneceğinin mesajını vererek, AKP iktidarının politikalarını asla kabul etmeyeceklerini söyledi. Hiç kimsenin Kürt halkının iradesini sınamaya çalışmamasının gerektiğini dile getiren Güven, “Başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye’de aydın, gazeteci, yazar, akademisyenler herkes hedefleniyor. Bunun karşısında da topyekûn bir birleşik cepheye ihtiyaç var. Birleşik direniş cephesine ihtiyaç var. Nasıl ki faşizan dalga hakların üzerinde politik bir dalga yürütüyorsa, bu katliamcı ve faşist zihniyete karşı demokrasi cephesi birleşerek, halkların gücünü ortaya koyarak buna dur demek mümkündür” ifadelerini kullanarak, AKP iktidarının bilmesi gerek bir şey olduğunu söyledi. Ergenekoncu yani ulusalcı cephenin ayakları tam yere bastığı zaman AKP iktidarını tasfiye etmek için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.