Hani halkı 16 Nisan’ı sabırsızlıkla bekliyor
Belediyelerine kayyum atanan, sokakları zırhlı araçlarla abluka altında tutulan Hani halkı, baskı politikalarının rövanşını 16 Nisan'da almak için sabırsızca bekliyor.
Belediyelerine kayyum atanan, sokakları zırhlı araçlarla abluka altında tutulan Hani halkı, baskı politikalarının rövanşını 16 Nisan'da almak için sabırsızca bekliyor.
Belediyelerine kayyum atanan, sokakları zırhlı araçlarla abluka altında tutulan Hani halkı, baskı politikalarının rövanşını 16 Nisan'da almak için sabırsızca bekliyor. 7’den 70’e AKP-MHP ittifakına öfke kusan Hanililer, oy pusulasındaki “Evet” için, “Beyaz kağıt Kürtlerin kefenidir” diyor.
Son seçimde HDP’ye rekor oranda oyun çıktığı Amed’in Hani ilçesinde referandumun rengi de “Hayır” oldu. Belediyelerine atanan kayyum ve ilçenin dört bir yanında dolaşan zırhlı araçlarla korku oluşturulmak istense de ilçe halkı “Hayır” demeye çekinmiyor. Kamerayı gören ilçe sakinleri, mikrofonu ellerine alarak neden AKP-MHP paketine karşı çıktıklarını sıralıyor. 16 Nisan için çalışma yürüten HDP’li kadın vekillerin ilgiyle karşılandığı ilçede 7’den 70’e büyük bir öz güven var.
YENİ NESİL NEDEN ‘HAYIR’ DEDİĞİNİ BİLİYOR
Henüz oy kullanacak yaşta olmasa da Mahmut Evren (15) isimli çocuğun dilinden dökülen sözler, bölgede referandumda nasıl bir sonuç çıkacağını ortaya koymaya yetiyor. Mikrofona konuşma isteğini geri çevirmediğimiz Evren, “Ben bir değer ailesi olarak buradan herkese sesleniyorum. Benim dayım Suriye’de şehit oldu. Benim ‘Hayır’ dememin nedenleri var. Tayip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminden haberdardı. Milleti sokağa çıkardı ve kendi diktatörlüğü yarattı. Bu yüzden ben hayır diyorum” dedi.
Evren, “Emperyalizme ve kapitalizme karşı hayır” diye ekledi.
‘SADECE SARAYIN GÜCÜNÜ YÜKSELTİYOR’
Gülümseyerek yanımıza yaklaşan 58 yaşındaki Yusuf Gülsüm ise neden “Hayır” diyeceğini şu sözlerle özetledi: “18 madde içerisinde bizi temsil eden bir yasa yoktur. 18 madde sadece ve sadece sarayın gücünü yükseltiyor. Bu yüzden de hayır diyoruz. Sur, Cizre, Gever ve Nusaybin’de yaratılan vahşet için hayır diyoruz. Türk, Kürt, Arap, Süryani ve Êzidîler olarak hayır diyoruz. Çünkü bizim için 18 maddede hiçbir şey yoktur. Bu yüzden de 16 Nisan’da ‘Na’, ‘Ney’ ve ‘Hayır’ diyoruz.”
‘BEYAZ KAĞIT KÜRTLERİN KEFENİDİR’
HDP’nin seçim bürosunun açılışına gelen Ayhan Çiçek ise annelere seslenerek, feodal yapıya karşı ayağa kalkmalarını, korkuya karşı “Yeter” demelerini istedi. Kürdistan’da devlet eliyle yapılan katliamları hatırlatan Çiçek, “Beyaz kağıt, Kürtlerin kefenidir. Kürt halkı ayağa kalsın. Birlikteliklerini oluşturarak tek parçada yaşasınlar. Hani halkına sesleniyorum. Referandumda hayır demelisiniz. Binlerce kez ‘Hayır’ diyeceğiz. Devletin neyine bakarak ‘Evet’ diyelim. Bizler asker ve polis çocukları öldürülmesin ölüm olmasın diyoruz. Dökülen kanlar için yeter yeter diyoruz. Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Sen kana doymuyor musun? Kürt halkının üzerinden neden kirli siyaset yürütüyorsun? 45 yıldır kardeşlik kardeşlik diye haykırıyoruz. Elimizi birbirimize verelim diyoruz. Ama bizi kabul etmiyorlar. Bu yüzden biz de onu kabul etmiyoruz. Ve diyoruz ki na na na. İrademizi kırmak isteyenlere ‘hayır’ı haykırmaya devam edeceğiz. Kürt halkı kendine sahip çıkmazsa kimse sahip çıkmaz. Hep beraber hayır için alanlarda olalım” diye konuştu.
‘ŞÊX SAÎDLERE YAPILAN BİZLERE YAPILIYOR’
Siyasi süreci yakından takip eden Fesih Karataş da Cumhuriyet kurulduktan sonra Şêx Saîdlerin pusuya düşürülerek idam edildiğini, günümüzde de aynı politikanın Kürtlere karşı sürdürüldüğünü ifade etti. “Hayır” demeleri için çok sebepleri olduğunun altını çizen Karataş, “Yine anayasa değişikliği ve yine Kürtlere hitap eden bir yasa yok. Erdoğan eskiden verdiği röportajlarından ‘İktidara gelirsek Kürtleri de kapsayan anayasa yapacağız ve kardeşçe yaşayacağız’ demişti. Ama iktidara geldiğinde ‘Kürt diye bir şey yoktur’ demeye başladı. Sayın Öcalan’la birlikte başlatılan barış süreci ise bozguna uğratıldı ve yine Kürtlere verilen sözler tutulmadı” dedi.
‘O KAYBEDECEK BİZ KAZANACAĞIZ’
İktidarın Kürtleri bölerek yönetmeyi esas aldığının altını çizen Karataş, şunları söyledi: “Kürtler arasında ajanlığı ihaneti koyarak bölerek yönetmeyi hedefliyor Erdoğan. Çözüm sürecinde halklar kendi iradelerini ortaya koyduğu için Erdoğan tekrardan savaşı başlattı ve ölümlerle iktidarda kalmayı başardı. 15 Temmuz’da darbe girişimi falan yoktur. Erdoğan Feto’nun yedeğiydi. Sözde darbe girişiminin ardından, asıl darbe belediyelerimize, milletvekillerimizi, partimize ve namuslu Kürt halkına karşı yapıldı. Binlerce kişi tutuklanarak cezaevine konuldu. Bu yüzden tek diline, tek bayrağına, anlayışına, siyasetine, hukukuna ve adaletine Kurmancî’de ‘Na’, Zazaca’da ‘Ney’ ve Türkçe’de ‘Hayır’ diyoruz. Bu nettir. Onlar kazanamayacaktır. Her geçen zaman kaybedecektir. Çünkü onlar haksızdır, hukuksuzdur, adaletsizdir ve zorbadır. O kaybedecek, biz kazanacağız. Tarihte zulüm hiçbir zaman ebedi olmamıştır. Tayip Erdoğan’da zulmü de sona erecektir. Bu zulüm içinde onlar boğulacaktır. Sonuna kadar hayır diyoruz.”
‘KÜRT VE TÜRK HALK İÇİN HAYIR’
İki abisi Newroz’a katıldı diye tutuklanan Faysal Adsız da çocuklarının geleceği için “Hayır” diyeceğini söyledi. Adsız, sebeplerini ise söyle sıraladı: “Özgürlük için, demokrasi için, dilimiz için cezaevindeki insanlar için Kürt halkı ve Türk halkı için hayır diyorum.”
‘YÜZDE 70 HAYIR DİYECEK’
Alçı boya işinde çalışan Mehmet Emin Kaya da neden “Hayır” dediğini söyle dile getirdi: “Devleti ve ülkeyi bir kişiye emanet edemeyiz. Getirilmek istenen sistem yanlış bir sistemdir. Geleceğimiz için hayır diyorum. Hani halkının yüzde 70’i hayır diyecek. Zaten kendini bilen ve ülkesini seven herkesin hayır demesi gerekiyor.”