İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyelerinin düzenlediği ‘F oturumu’nun 147’incisinde hasta tutsak Kamil Turanlıoğlu'na özgürlük istendi.

İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri, cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla her hafta düzenledikleri "F oturumu"nun 147'ncisinde yeniden Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.

"Hapishanelerde ölüm istemiyoruz" ve "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın" pankartları ile hasta tutsakların fotoğraflarının bulunduğu dövizlerin açıldığı eylemde, "Tecrit öldürür, dayanışma yaşatır", "Hasta mahpuslar yalnız değildir" sloganları atıldı. İnsan hakları savunucuları adına açıklama yapan Filiz İçli, ölüm sınırındaki hasta tutsakların gerekli tıbbi bakımları ihmal edilerek emir-komuta zincirindeki bürokratik zorluklarla adeta ölüme gönderildiğini söyledi. İçli, 31 Aralık'tan bu yana 3 hasta tutsağın yaşamını yitirdiğini hatırlattı. ATK'nin KOAH hastası tutsak Mehmet Canpolat'a makinelerle yaşamasına rağmen, "Cezaevinde kalabilir" raporu verdiğini ifade eden İçli, ağır hasta tutsakların tahliyeleri önündeki "ATK raporunun", " savcılıktan görüş istenmesi" gibi engellerin kaldırılması gerektiğine dikkat çekti.

Kandıra 2 No'lu Cezaevi'nde kalan ağır hasta tutsaklardan biri olan Kamil Turanlıoğlu'nun durumuna işaret eden İçli, Turanlıoğlu'nun Wernicke Korsakof, beyin sendromu, uyku apnesi, damar ve dolaşım sistemi sorunu, karaciğer ve böbrek hastalığının yanı sıra kurşun yaralanması nedeniyle sol ayağının dizden kesik olduğunu belirterek, protez kullandığını söyledi. Turanlıoğlu'nun kaldığı cezaevinin hastaneye her gidiş gelişinde protez bacağını çıkarıp öyle geçmesinin dayatıldığını dile getiren İçli, "Her seferinde burası 'F' Tipi, yüksek güvenlikli olduğu söylenerek hastaneye gitmesi engelleniyor. İnsan onuruna aykırı olan bu uygulamayı kabul etmediği için tedavisi yapılamıyor. Tedavisi yapılamadığı için de diğer hastalıkları her geçen gün daha da ilerliyor" diye konuştu

Cezaevindeki hasta tutsakların yaşam hakkı başta olmak üzere tüm haklarının korunmasının öncelikli olarak devletin sorumluluğunda olduğuna vurgu yapan İçli, "Yaşamları pamuk ipliğine bağlı ağır hasta mahpuslara ilişkin olarak acilen tartışmaya ve muğlak ifadelere yer bırakmadan bir düzenlemenin yapılması gerekiyor" dedi.

Eylem atılan sloganlar ile son buldu.