Marmara 9 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tek kişilik hücrede mutlak izolasyon altında tutulan hasta tutsak Soydan Akay’ın durumu giderek kötüleşiyor. Tahliyesi engellenen Akay’ın, sadece mart ayı içerisinde üçü kayıtlı olmak üzere yedi kez hastaneye sevk edildiği ortaya çıktı. Akay, dört kez kardiyolojik enfeksiyon, üç kez ise kalp krizi ve tansiyon şikayetleri nedeniyle hastaneye kaldırıldı.
26 Mart'ta aynı şikayetlerle cezaevi kampüsündeki hastaneye yeniden kaldırılan Akay’a, "yüksek tansiyon" denilerek koğuşuna geri gönderildi. Akay'ın ailesi, oğullarının durumunu öğrenince hastane evraklarını başka doktorlara da gösterdi. Raporları inceleyen doktorlar, Akay'ın kalp krizi geçirdiğini tespit etti.
TAHLİYESİ 4 KEZ ERTELENDİ
Soydan Akay’a Haziran 2018’de prostat kanseri teşhisi konuldu. Ayrıca eklem romatizması, hepatit B ve kalp spazmı gibi birçok hastalığı da bulunuyor. Tüm bu hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyen Akay'ın tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından 10 Şubat’ta dördüncü kez engellendi.
Mûş Gimgim (Varto) doğumlu olan Soydan Akay, lise yıllarından itibaren Kürt Özgürlük Hareketi içerisinde yer aldı. 1993 yılında İzmir’de yapılan bir operasyon sırasında gözaltına alınan Akay, emniyette ağır işkencelerden geçirildi. "Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya teşebbüs” iddiasıyla yargılanan Akay’a önce idam cezası verildi. Daha sonra yapılan yasa değişikliği nedeniyle cezası müebbet hapse çevrildi.
Akay, 32 yıllık tutsaklığı boyunca sırasıyla İzmir, Aydın, Amed, Sêrt, Mûş ve İstanbul cezaevlerinde tutuldu. Aynı operasyonda gözaltına alınan ve bir yıl cezaevinde kalan kardeşi Hakan Akay, abisini ve o dönemi şöyle anlattı:
“Soydan Akay, 1971 Varto doğumlu, İskender köyünden devrimci yurtsever bir ailenin bireyidir. Dedemden babama, abilerimden amcalarıma ve köydeki çevremize kadar devrimci bir geleneğin içinde yetişti. Soydan, bu mücadele geleneğinin o kadar çok iyi bir bireyi oldu, ki hiçbir zaman haksızlığa karşı boyun eğmedi. Sorunlara karşı adil çözümler arayan, bunun olmaması karşısında da tepkilerini açık gösteren biriydi. Eğitim zamanlarında hem kültür-sanat eğilimi olan hem de devrimci arkadaşlarıyla haksızlıklara karşı duran biriydi. Özellikle Kürtlerin ulusal bilincini sağlaması için çaba içerisinde oldu. Bu konuda aktif çalışmalar yürüttü.
1993 yılında tutuklandı. Dört kardeş hepimiz tutuklandık. Ben bir yıl içeride kaldım, kendisi ise halen içeride. Devletin iddianamesindeki suçlama şu şekildeydi: ‘Devletin topraklarından bir kısmını devlet himayesinden ayırmaya çalışmak.’ İdam cezasına çarptırıldı. Daha sonra idam cezası 30 yıla çevrildi. 30 yıl içeride yattıktan sonra bırakılması gerekiyordu. Bu süre 12 Ağustos 2023’te doldu. Fakat o tarihten bugüne kadar tahliyesi dört kez engellendi. Şu anda cezaevinde 32. yılına girmek üzere.
‘SOYDAN, AĞIR İŞKENCELERDEN GEÇİRİLDİ, DOKTOR HEPATİT B VİRÜSÜ BULAŞTIRDI’
Soydan, tutuklandığında çok ağır işkencelerden geçti. Hem ruhsal hem fiziksel olarak büyük tahribatlara uğradı. Akla gelmeyecek her türlü işkence yöntemi kendisinde denendi ve ağır bedensel hasarlara yol açtı. Bünyesi oldukça zayıflamıştı. 1996 yılında, korkunç hak gasplarının yaşandığı ve cezaevlerinde direnişlerin geliştiği bir dönemde, faşist bir doktorun Hepatit B hastalığını bakterili-virüslü bir iğne ile 14 kişiye bulaştırması sonucu Soydan da ağır bir şekilde bu süreci yaşadı. Halen bu durumun kalıntıları ve izleri var.
Soydan, sekiz yılı aşkın süredir prostat kanseriyle mücadele ediyor. Bunun dışında kalp sorunları ve romatizma gibi rahatsızlıkları bulunuyor. Yedi buçuk yılı aşkındır tek kişilik bir hücrede mutlak bir izolasyon altında tutuluyor. Avukat görüşmeleri, hukuki hiçbir prosedüre uygun olmaksızın kameralar altında yapılıyor. Aile görüşmeleri aylarca iptal edildi; telefon görüşmeleri bir ara 10 dakikaya düşürüldü, sonra uzatıldı, ardından yeniden kısıtlandı.
Her türlü çabamıza rağmen bu tecridin kaldırılmasına yönelik sonuç alamadık. Nedeni ise bir türlü söylenmedi. Avukatları da yıllarca mücadele etti ama sonuca ulaşamadı. Hukukun uygulanmadığı bir ortamda hukuksal mücadele de atıl kalıyor maalesef.”
‘GÖRÜŞMELERİ KAMERA İLE İZLENİYOR, MEKTUPLARI VERİLMİYOR’
Cezaevlerinde yaşanan durumun, siyasal iktidarın faşist söylemlerinin doruğa çıktığı dönemlerde ağırlaştığına dikkat çeken Akay, bu süreçleri kardeşinin de yaşadığını belirterek şöyle devam etti:
“Cezaevlerindeki uygulamalar, siyasal iktidarın zaman zaman ırkçı-faşist yöntemlerinin doruğa çıktığı dönemlerde, özellikle hasta tutsaklar üzerinde işkence olarak uygulanıyor. Bunlar, Soydan üzerinde denendi. Hastaneye götürülürken defalarca saldırıya uğradı. Bizzat cezaevinin içinde, içeriye sokulan sivil bir kişinin saldırısına uğrayıp yaralandı. Onlarca kez gerek cezaevinde gerek yolda gerekse de hastanelerde tedavi, bir işkence yöntemi olarak kullanıldı. Bunlar nedeniyle de hastalıkları daha ileri bir boyuta ulaştı.”
‘SOYDAN VE ARKADAŞLARININ İRADESİ TESLİM ALINMAYA ÇALIŞILIYOR’
Kardeşine yönelik tecridin mutlak bir tecrit olduğunu dile getiren Akay, kardeşinin avukat görüşlerinin kamera ile kayıt altına alındığını, mektuplarının verilmediği ya da çok geç verildiğini söyledi. Kardeşinin kitap çalışmalarının olduğunu da sözlerine ekleyen Akay, şöyle devam etti:
“Soydan’a uygulanan tecrit, dediğim gibi mutlak bir tecrit. Yani cezaevinde aynı davadan yargılandığı arkadaşlarının yanına verilmiyor, ilişki kurması engelleniyor. Dışarıya yazdığı mektuplar yıllarca engellendi. Kendisinin tarih çalışması olan ‘Çöl Çiçekleri’ adını verdiği kitap kendisine verilmiyor. Tam bir izolasyonda tutuluyor. İzolasyonun hafiflediği anlar sadece aile ve avukatlarıyla görüştüğü zamanlar oluyor. Avukatlarıyla olan görüşmesi de yıllardır itirazlara rağmen kameralar tarafından kayıt altına alınıyor.
Arkadaşlarıyla hiçbir şekilde görüştürülmüyor ve iletişim sağlamasına müsaade edilmiyor. Uzun süredir aile ve avukatları dışında insan yüzü görmedi. Yakalandığı hastalıklardan dolayı 32 yıla yaklaşan cezaevi koşullarının bıraktığı derin izlerin yanında, tamamen ruhsal bir işkencenin bedensel işkenceye dönüştürüldüğü yılları da düşündüğümüzde, bunların bedende birtakım hasarlar bıraktığı görülüyor. Tedavisi geciken hastalıklar başka rahatsızlıkları da tetikliyor. Sağlıksız beslenmeden kaynaklanan sıkıntılar da ekleniyor. Soydan’ın sosyalleşme aracı bağlaması ve bir plastik toptu. Beraber spor yapacağı kimse yok. İdare ve Gözlem Kurulu’nun, Soydan’a dayattığı durumlar da ortada. Orada, Soydan gibi arkadaşların iradelerini teslim almaya ve pişmanlık duymalarını sağlamaya çalıştılar.
Soydan’ın ‘suç işleyebilme ihtimali’ gözetilerek yaşama özgürlüğüne set çekiliyor. Tek başına tutulduğu halde, arkadaşlarıyla ilişkisinin kötü olduğu yönünde karar verildi. İradesi kırılmaya çalışıldı. Soydan, insan sevgisiyle dolu biridir.
30 yılını dolduran insanların serbest bırakılmasının önünde engel olunan bir tutum, bir politika var. Yıllarca mutlak izalosyonu yaşayan insanlardan biri olmasına rağmen, daha bilinçli ve daha güçlü bir insan. Üstelik daha da güçlenen biri. Kültür-sanat çalışmaları olan, derinlemesine analizler yapan, şiir yazan, tiyatro oyunları yazan, üretimleri olan bir insan.”
DEM PARTİ, AKAY’IN DURUMUNU MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, 1993 yılında gözaltına alınarak yargılanan ve Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) kararıyla müebbet hapis cezası verilen, şu an Marmara 9 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Soydan Akay’ın durumuna ilişkin, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cevaplaması istemiyle Meclis’e soru önergesi verdi.
Çiçek, verdiği önergenin gerekçesinde, 30 yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan Akay’ın sağlık durumu ve maruz kaldığı hak ihlallerine ilişkin kamuoyuna yansıyan bilgilerin, hasta tutsaklara yönelik sistematik hak ihlallerinin ve ihmallerin ulaştığı vahim boyutu ortaya koyduğunu belirtti. Gerekçede, “8 yıl önce sevk edildiği Marmara Hapishanesi’nde, ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmamasına ve ciddi sağlık sorunları bulunmasına rağmen, işkence ve tecrit yöntemi olarak tanımlanan ağır izolasyon rejimi kapsamında tek kişilik hücrede tutulmaya devam edilmektedir” denildi.
DEM Partili Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, ağır hasta tutsak Soydan Akay'ın sağlık durumunun kötüleşmesine rağmen tedavisinin aksatılmasına ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a bir soru önergesi verdi. Önergede, Akay'ın hastalığı ve tedavi sürecine dair ciddi endişeler dile getirildi.