Hayalet güç Heşd El Şebi Irak’ı ahtapot gibi sarıyor-Halit Ermiş

2014 Haziran’ında Musul bir günde el değiştirdi. DAİŞ adlı örgüt bir anda hepimizin en temel gündemi olmaya başladı. O günden bugüne Ortadoğu’yu kan deryasına çeviren örgütlere yenileri eklendi...

2014 Haziran’ında Musul bir günde el değiştirdi. DAİŞ adlı örgüt bir anda hepimizin en temel gündemi olmaya başladı. O günden bugüne Ortadoğu’yu kan deryasına çeviren örgütlere yenileri eklendi. Bu örgütler kendilerinden daha fazla söz ettirmeye yol açan eylemlerine devam ediyor. Paris saldırısıyla birlikte tehlikenin gelmiş olduğu düzey ve küresel düzeyde oluşturulmuş olan ağları iyice gün yüzüne çıktı.

Geçen yıldan itibaren yeni bir örgüt ismi duyar olduk: Heşd El Şebi...

Irak’ta Tikrit operasyonuyla ismini duyuran bu yeni örgüt ileride kendisinden daha çok söz ettireceğe benziyor.

Peki, bu örgütler nasıl ve ne amaçla kuruluyor? Nasıl bu kadar kısa zamanda taraftar topluyor? Bölge devletlerinden ve dünyanın başka coğrafyalarından taraftar ve militan temini nasıl yapılıyor?

Heşd El Şebi, şu an Ortadoğu’da ve Afrika’da katliamlarla ve talanla, tecavüzlerle anılan bu suç şebekelerinin toplamı denilecek bir yapılanma olarak giderek daha çok gündeme girmeye başladı.

Heşd El Şebi; Arapça bir tanım ve bir araya gelme, toplanma anlamına geliyor. Daha başka anlamıyla değişik grup ve örgütlerin bir araya gelmesini ifade ediyor. Bir çatı da demek mümkün. Bünyesinde çeşitli görüş ayrılıkları olabilen yüzlerce grup var.

KURULUŞ DÖNEMİ VE MİSYONU

Heşd El Şebi, 10 Haziran 2014 Musul’un DAİŞ tarafından işgalinden üç gün sonra Irak’ın Necef merkezli Şii lideri Ayetullah Ali Sistani tarafından çıkarılan Cihade Kıfayi fetvasıyla kurulan bir Şii milis örgütlenmesi...

Musul’un DAİŞ tarafından alınmasından sadece üç gün sonra, yani 13 Haziran’da Ayetullah Ali Sistani DAİŞ’e karşı savaşmak için bu cihat çağrısını yaptı. Bu çağrı üzerine DAİŞ’e karşı, Şiilerden müteşekkil farklı örgütlerden bir araya gelen ve Şiilerin çatı örgütü olan Heşd El Şebi isimli örgüt bizzat dönemin başbakanı Nuri El Maliki tarafından kuruldu. Fetva sadece irili ufaklı Şii örgütlere değildi, halkı da içeriyordu.

Çok kısa bir sürede Irak devlet yetkililerinin açıklamasına göre sadece Irak’ta tam bir milyon kişi Heşd El Şebi bünyesinde gönüllü savaşçı olarak başvuruda bulundu.

Irak, Suriye, İran gibi yerlerde uzantıları bulunan, oldukça geniş toplum kesimleri üzerinde etkileri olan örgütler de bu cihat çağrısına uyarak bu yapılanmada yer aldılar.

Dönemin Irak Başbakanı Nuri El Maliki bu örgütün oluşmasına öncülük etti. Fakat Heşd El Şebi ismi bir geçmişe dayanıyor. 1920 de Ayetullah Şirazi, İngilizlere karşı aynı isimde bir örgüt kurmuştu. Bu kez Sistani’nin çıkardığı fetvayla aynı isim yeniden sahneye çıktı.

DAİŞ çetelerine karşı büyük yenilgi almış Irak ordusuna karşın, Amar Hekim ve Mukteda El Sadr’a bağlı milis güçler DAİŞ’in Bağdat’a ilerleyişini durdu. Her iki lidere bağlı güçler, Heşd El Şebi içindeki en etkili gruplar olarak öne çıktılar. Dolayısıyla değişik birçok grup olarak zaten bulundukları bölgelerde tüm denetimi elinde bulunduran bu güçler resmi bir şemsiye altında devlete bağlı askeri organizasyona kavuştu.

Birçok değişik örgütü bünyesinde barındıran Heşd El Şebi’nin temel misyonu DAİŞ’e karşı mücadele etmek olarak tanımlanıyor.

Peki gerçekten böyle mi?

ÖRGÜTLENME BİÇİMİ

Heşd El Şebi içinde aşağıda birkaç örnekte göstereceğimiz gibi birçok grup, örgüt yer almaktadır. Dolayısıyla Heşd El Şebi’nin örgütlenme biçimini bilmek, anlamak açısından bütün bu grupların nasıl örgütlendiklerine, kimlerden ve nerelerden destek aldıklarına bakmak gerekir. Ancak bütün grupları bir yazıda incelememiz mümkün değildir.

Heşd El Şebi içinde Mukteda El Sadr, Hizbullah, Bedir Tugayları, Hizbullah gibi kamuoyunun yakından tanıdığı gruplar da yer alıyor. Bu grupların her biri bulundukları Şii topluluklar üzerinde çok etkili. Bunun yanı sıra Irak devleti bu grupları resmi bir güç olarak kabul ettiği ve maaş verdiği için bu tür gruplara katılım oldukça yüksek. Heşd El Şebi bünyesindeki bazı grupların binlerce milis üyesi ve maaşlı savaşçısı bulunuyor.

Yine, geçmiş dönemde özellikle Sünni merkezli devlet yönetiminin Şiilere yönelik baskıları da mağduriyet propagandasının zemini olmakta ve Şiilerin bu tür örgütlere rağbet etmesinin önünü açmaktadır.

ÖRGÜTÜN MECLİSİ, ÜYELERİ VE BAĞLI BULUNDUKLARI GRUPLAR

Heşd El Şebi her grubun veya bileşenin sorumlularından oluşan bir meclis tarafından yönetilmektedir.

Meclisin başında Felahıl Feyyad yer alırken yardımcılığını da Ebu Mehdil Muhendiz yapıyor. Meclisin sözcülüğünü ise Kerim El Duri yapıyor.

Heşd El Şebi içinde aşağıdaki isimler ve örgütler dikkat çekiyor:

Ahmed El Safi (Katibeyi Abasel Mukades örgütünün sorumlusu). Abdıl Hadıl Kerbelayi (Hüseyni El Mukaddes sorumlusu) Emmer El Hekim (Seray El Nasır El Eqide sorumlusu). Hadıl Emmeri (Bedir Tugayları sorumlusu). Ahmed El Esedi (Ketaib Cuddıl İmam örgütü sorumlusu). Mukteda El Sadr (Seraya Esselam örgütü sorumlusu). Şex Ekrem El Keebi (Hizbullah sorumlusu). Şeel El Zeydi (İmam Eli güçleri sorumlusu). Şex Reyel Keldani (Mesihi Hareketi sorumlusu). El Hac Ebu Ela (Ketayb Seydi Şüheda örgütü sorumlusu). Eli Yasry (Seraya Xorasan sorumlusu). Ebu Terbıl Esedi (Keteyab Esedellah sorumlusu). Haşmıl Maxsusi (Teşkilat Esedullahi Xalıp sorumlusu). Şex Mıhemedıl Kıneni (Liwa Ensar El Hıcce sorumlusu). Şex Ewsıl El Xefaci (Ebu Fadıl Ebbasi örgütü sorumlusu).

Bu örgütlerin yanı sıra Heşd El Şebi içinde daha birçok irili ufaklı grubun bulunduğu tahmin ediliyor.

NECEF-KUM YA DA 12 VE 13 İMAM FARKI

Mezhep temelli bir organizasyon olan Heşd El Şebi’ye yönelik bir önemli husus ise, Şii mezhebine mensup Heşd El Şebi çatısı altındaki grupları arasında da mezhep yorumu bakımındaki farklılığın oluşu. Irak’ın Necef kenti merkezli Şii liderliğine inanlar ile İran’ın Kum kenti merkezli örgütlenen Şiiler arasında imam sayısına inanç temel bir fark olmaktadır.  

Necef merkezli Ali Sistani liderliğindeki Şiiler 12 imamı esas alırken, Kum merkezli olanlar ise İran devrim lideri Ayetullah Humeyni’yi 13. imam olarak kabul ediyorlar. Kum merkezli Şiiler, İran’ın dini lideri Hamaney’i dini lider olarak kabul etmektedirler. Dolayısıyla bu durum, sahada zaman zaman çelişkilerin de çıkmasına bir neden olmaktadır. Hatta kimi analistler bu durumun ileride Heşd El Şebi bileşenleri arasında iç çatışma tehlikesi taşıdığına dikkat çekiyor.

FİNANS KAYNAKLARI VE EĞİTİM

Heşd El Şebi bünyesinde yer alan tüm milis kuvvetler Irak devleti tarafından her ay düzenli maaş alıyor. Bağdat’ın resmi açıklamasına göre Heşd El Şebi’nin sadece 2015 yılındaki gideri 5 milyar dolar. Örgütün Bağdat’tan resmi olarak aldığı yıllık rakam bu olsa da, İran’ın büyük miktarda bir ödeneği bu örgüte, özellikle çatı altında bulunan ancak kendisiyle direkt organik bağı olan gruplara aktardığı sıkça dillendirmektedir.

İran ile Irak hükümetlerinin resmi anlaşmasına göre İran, örgütün eğitimini üstlenirken; Irak ise örgütün maliyesini üstlenmiştir. Spahe Pasdaran’a bağlı Kuds Güçleri komutanı General Kasım Sılemani, bu güçlerin komutanlığını yapıyor. (Spahe Pasdaran İran’ın resmi ordusudur) 

Heşd El Şebi’nin elindeki silahlar ise; Irak, İran, ABD ve Rus menşelidir. Örgütün elinde ferdi ve ağır olmak üzere çok çeşitli silahlar bulunmaktadır.

EN FAZLA ÖRGÜTLENDİĞİ VE SAVAŞTIĞI ANLAR

Örgüt kurulduğundan beri özellikle Irak’ta birçok yerde DAİŞ’e karşı savaşta yer aldı. Özellikle Diyala, Tikrit ve Ramadi savaşlarında etkin rol aldıkları biliniyor.  

Ramadi, Basra, Selahaddin ve Bağdat merkezde DAİŞ’e karşı savaşta önemli görevler üstlenen örgüt, DAİŞ’in Bağdat’tı almasını önlemede etkin güç olarak öne çıktı.

Ancak örgütün etkin olduğu ve son dönemlerde önemli oranda güç yığdığı yerlerin başında Kerkük’e bağlı olan Germiyan alanı gelmektedir.

Germiyan, Kerkük vilayetinin güney yakasından doğuya doğru uzanan ve doğuda İran’ın Kirmanşan kenti sınırına kadar olan, içinde Xurmatu, Kelar, Xaneqin, Dakuk, Kifri, Celewla gibi önemli yerleri barındıran oldukça geniş bir coğrafya.

Bölge; Kürtler, Araplar, Türkmenler, Süryaniler; Şiiler, Sünniler ve Kakailer gibi değişik farklı etnik ve inanç grubuna ev sahipliği yapan bir mozaik adeta.

HEŞD EL ŞEBİ İÇİNDEKİ BELLİ BAŞLI ÖRGÜLER

Asayib Ehlil Hak: 2008’de Sadr birliklerinden ayrılan grubun başında Qeyzel Xezeli var.

Ketaib İmam Ali: Başlarında Ebu İzrail bulunuyor. 10 Haziran 2014 yılında Sistani’nin fetvasıyla kurulan ilk örgütlerden birisi. Amer, Xurmatu ve Diyala’da etkin bir örgütlenmeleri var. Tıpkı DAİŞ gibi kafa kesen, akıl almaz işkence yöntemleri uygulamakla bilinen örgütün başındaki isim olan Ebu İzrail, “Şiilerin Rambosu” olarak tanımlanıyor.

Kıtayıp Hizbullah: Lübnan Hizbullah’ı tarafından eğitilen Ebu Cefer Mühendis komutasında olan bu güçler, siyasi yönü olmayan askeri bir örgütlenme olarak öne çıkıyor. 2013’te 40 askerini kaybeden Ebu Cafer’in grubu yasal bir güç olarak kabul edilmiyor ancak Heşd El Şebi şemsiyesi altında destek alıyor. İran’dan ve Lübnan’dan finans ve lojistik destek aldıkları iddia ediliyor. İnternet dünyasını etkili kullanan örgütün propagandası daha çok Farsça yapılıyor.

Seraye Xorasan ve Seraye El Necbe: Doğrudan İran ordusu olan Spayi Pastaran’a bağlı bir güç. Şimdilik çok etkili bir güç değil. Sayı ve askeri donanım olarak zayıflar. Hem Suriye hem de Irak’ta DAİŞ’e karşı savaşta yer alıyorlar. Farsça siteleri bulunuyor.

Heşd el Şebi Türkmen: DAİŞ’in bölgedeki varlığı üzerinden kurulan bir güç. Tuzxurmatu, Tazexurmatu ilçelerinde güçleri bulunuyor. Kerkük’te de örgütlendikleri tahmin ediliyor. Şii Türkmenlerden oluşan bu güç, Sadr güçleri ile Bedir tugayları içinde yer alıyor. Heşd El Türkmen grubu, son dönemlerde peşmergelerle yaşadıkları çatışma ve Tuzxurmatu’daki gerilimle ismini duyurdu. Milliyetçi bir karaktere sahip olan örgütün Türkiye ile ilişkilerinin olup olmadığı bilinmiyor.

Bedir Tugayları: İran devletinin özellikle Irak gibi başka ülkelerde oluşturduğu gruplara verdiği genel addır. İran’da veya İranlı istihbarat elemanları tarafından eğitiliyorlar. Genel kanı Bedir Tugayları’nın İran’dan talimat aldıkları şeklinde. Ancak görünürde Şii lider Nuri el Maliki’nin başkanı olduğu Irak Dava partisine bağlı güçlerdir. Heşd El Şebi içindeki en büyük ve etkili grupların başında geliyor. Askeri sorumluları Hadil Amıri’dir.

Saray’a Selam: Saraya El Selam Mukteda El Sadr’ın Mehdi Ordusunun devamı olarak kendisini tanımlıyor. Asayib El Hak, çelişkilerden kaynaklı olarak Sadr’la yollarını ayırarak bağımsız hareket etmeye başlamıştı.

Sonuç: Tüm veriler, Heşd El Şebi’nin bundan sonra isminden daha fazla söz ettireceğine işaret ediyor. Birçok grubun ortak düşman DAİŞ ile savaş şiarıyla bir arada bulunması, DAİŞ sonrası yeni bir tehlikenin kapıda olduğunu gösteriyor. Milyonluk düzensiz gruplardan oluşan ordunun kendi aralarında çatışma olasılığı kadar Irak başta olmak üzere Şii jeopolitiğini kapsayan düzeyde yeni bir kargaşa yaratabilecek bir potansiyelin gelişmekte olduğunu gösteriyor. Bu güçlerin ismi Kelar ve Ramadi gibi bölgelerde talan, taciz gibi hak ihlalleriyle anılmıştı. Halkları mezhepsel temelde ayıran oluşumun halklar arasında hatta aynı halkı Şii ve Sünni şeklinde düşmanlaştırma tehlikesi bulunuyor. Eğer bu örgüt, bir arada kalmayı başarır ve DAİŞ’e karşı başarı elde ederse, kapıda yeni ve en az DAİŞ kadar organize başka bir tehlike var demektir.