Haydi üniversiteliler sandıklara

'Hayır'lı bir gelecek, eğitimi ve akademik hayat için oy kullanmakla yetinmeyeceklerini belirten üniversiteliler, tüm gençleri sandıkları korumaya çağırdı.

AKP iktidarının halkın iradesini tanımayan, her türlü hileyi ve zorbalığı reva gören yaklaşımlarına karşı sandık başlarında olacaklarını açıklayan üniversite öğrencileri, 'Hayır'a sahip çıkacaklarını söyledi. Üniversiteliler, referandumun önemine işaret ederek, bütün arkadaşlarının aynı duyarlılığı paylaşmasını istedi.

Amed'deki Dicle Üniversitesi öğrencileri, neden 'Hayır' diyeceklerini ve oy kullanmakla yetinmeyip sandıkları da koruyacaklarını ANF'ye anlattı. Sandıkları AKP'nin insafına terk etmeyeceklerini vurgulayan üniversiteliler, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerini hatırlattı.

Hrant Helbestyan, daha özgür bir sanat ve gerçekçi bir yaşam, katledilen doğa ve insanlık onuru, annelerin döktüğü gözyaşlarının dinmesi ve çocukların artık ölmemesi için ‘Hayır’ diyor. Helbestyan'a göre; ‘Evet’ çıkması halinde doğanın katledildiği, sanatın AVM’lere peşkeş çekildiği bir sistemde yaşamak zorunda kalınacak. Genç ölümleri ve insanlık onurunun ayaklar altına alınması, katlanarak devam edecek.

OYUMUZU REDDETMEK HAKARETTİR

Helbestyan, mutlaka sandık başına gidilerek oy kullanılması gerektiğini söylüyor. "Bir insan kendi oyunu reddetmemeli. Reddettiğimiz her oy kendi kişiliğimize hakarettir" diyen Helbestyan, AKP'nin Kürtler arasında yaydığı sandık başına gitmeme manipülasyonuna dikkat çekiyor. Özellikle gençliğin daha aktif rol oynaması gerektiğini kaydeden Hrant Helbestyan, ekliyor: "Çünkü gençlik sistemin belirleyicisi ve koruyucusudur. Eğer daha özgür bir dünyada genç olarak yaşamak istiyorsak sandıkların başında olmamız gerekir."

ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İÇİN

Nazdar Gökçe de hem 'Hayır' diyecek hem de oyunun takipçisi olacak üniversitelilerden. 'Evet'in mevcut kaosu daha da derinleştireceğini düşünüyor. Daha özgür ve demokratik bir ülke için ‘Hayır’ diyeceğini vurgulayan Gökçe, herkesin mutlaka oy kullanmasını gerektiğini söylüyor. Sandık başına gitmemenin dolaylı 'Evet' anlamına geldiğinin altını çizen Gökçe, "Oyumuzu kullanıp sandıklara sahip çıkalım!" diyor.

TEK DÜŞÜNCENİN HAKİMİYETİNE 'HAYIR'

Düşünce özgürlüğü için ‘Hayır’ diyen Mariya Öztopçu ise tek düşüncenin hakim olduğu bir ülke istemeyenlerden. 'Hayır' demek için sebeplerinin çokluğuna işaret eden Öztopçu, birkaçını sayıyor: "Kadın haklarının ihlal edilmemesi, katliam ve yıkımların tekrar yaşanmaması için ‘Hayır’ diyorum."

Onca sebep varken oy kullanmamanın veya kararsız kalmanın doğru ve sorumlu bir tutum olmadığını belirten Öztopçu, şu çağrıyı yapıyor: "Bu nedenle herkes sandık başına gidip ‘Hayır’ demelidir. Özellikle gençlere sesleniyorum sandıklara sahip çıkalım!"

MANİPÜLASYONLARA DİKKAT

Ayetullah Özşan da baskıların son bulması, gençlerin ölmemesi ve üniversitelerin bağımsız alanlar haline gelmesi için ‘Hayır’ diyecek. Özsan'ın üzerinde ısrarla durduğu konu, sandıklara gitmeme propagandası. Bunun ‘Evet’ oranını arttırmak için başvurulan bir manipülasyon olduğunu vurgulayan Özsan, özellikle gençlerin bu söylemlere kulak asmamasını istiyor. Özsan, "Bütün gençler, oy kullanmaya gidelim, müşahitlik yapalım ve sandıkları koruyalım" diyor.

OY KULLANMAMAK GÖZ YUMMKAKTIR

Yaşam hakkının bile askıya alındığını; yaşam alanlarının talan edildiğini, emeğin sömürüldüğünü ve kadınlara yönelik işkenceye varan yaklaşımların sergilendiğini hatırlatan Meryem Tuna, bütün bunlar için ‘Hayır’ diyor. "Lütfen herkes sandık başına gidip oyunu kullansın" diyen Tuna, oy kullanmamanın bu savaşa destek olup katliamlara göz yummak anlamına geldiğini söylüyor. "Vicdanınızın sesine kulak verip oyunuzu kullanın" diye tekrarlayan Tuna, oy kullanmanın yetmediğini, sandık güvenliğini de sağlamak gerektiğini söylüyor. Tuna, "Sandıklara sahip çıkmak için müşahitlik yapabiliriz. Bu nedenle alanı boş bırakmayıp sandıklarımıza sahip çıkalım" çağrısında bulunuyor.