Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 4 Aralık'ta yaptığı toplantının sonuç bildirgesini açıkladı.
Bildirgede, "Saray/AKP iktidarı 7 Haziran'da uğradığı seçim yenilgisinden sonra inşasına yöneldiği yeni rejimi 15 Temmuz girişiminin verdiği fırsatları kullanarak yeni bir aşamaya taşımış bulunuyor. Yasama, yargı ve yürütmeyi kendi tekeline alan Saray, fiili başkanlık rejimini faşist tek adam diktatörlüğü biçiminde kurumlaştırmaya girişmiştir. 'Kendisi muhalefette fikirleri iktidarda' olan MHP, bu yolda Saray'la koalisyon yapmaktadır. Anayasa değişikliği bu ortaklığın ürünüdür" denildi.
Saray'ın, eline geçirdiği fiili güçle kendisine biat etmeyen bütün demokratik güçleri sindirmeye, ezmeye ve yok etmeye çalıştığına, tek çareyi içeride ve dışarıda savaşı sürdürmekte aradığına dikkat çekildi.
BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
Bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi:
"Birçok Kürt kentinin topyekûn imhası ile başlattığı savaşı, ülkenin tüm özgürlükçü, demokrat ve laik kesimlerine karşı giriştiği tutuklama furyası, kamuda işten atmalar, grev yasaklamaları, demokratik basın ve medyaya saldırı, yüzlerce derneği kapatma, gece baskınlarıyla HDP Eş Genel Başkanlarını, milletvekillerini Belediye Eş Başkanlarını rehin alma gibi uygulamalarla devam ettiriyor.
AKP/Saray, gözünü Rojava'ya dikmiş Ortadoğu cehenneminde ortaya çıkan halklar vahasını yok etmeyi hedeflemiştir.
Erdoğan’ın tek çaresi iktidarda kalmaktır. Durursa düşecek, düşerse hesap verecek, yargılanacaktır. Çünkü yarattığı düzen her tarafından dökülmektedir. Devlet mezhepçi, ırkçı fay hatlarında paralize olmuştur.
Toplum cemaatlerin, tarikatların insafına bırakılmış, yoksul halkın çocukları ya tecavüze uğruyor ya yurtların kilitli odalarında yangınlara kurban gidiyor. Kar ve rant hırsıyla işçiler maden ocaklarında, inşaatlarda iş cinayetlerinde öldürülüyor.
OHAL rejimi ve KHK'lar da bütün bu baskı ve şiddet politikalarına karşı muhalefeti etkisiz hale getirmek için kullanılıyor. Saray, ülkenin hızla içine yuvarlanmakta olduğu ekonomik, mali krizin yaratacağı tepkileri de yine bu araçlarla bastırmayı planlıyor.
OHAL aynı zamanda kadınların büyük mücadelelerle elde ettiği kazanımlarına, bedenine, kimliğine, özgürleşme pratiğine saldırının bir aracı olarak kullanılmaktadır.
Halkların Demokratik Kongresi demokrasi, emek, kadın, gençlik, LGBTİ bireyler ve ezilen inanç ve kimliklerin birlikte mücadelesinin bir odağı olarak OHAL koşullarında gelişen bu faşist kurumlaşmaya karşı tüm demokrasi güçlerinin birlikte mücadelesinin mutlaka örülmesi gerektiğine inanıyor.
HDK, bu doğrultuda üzerine düşeni yapmakta kararlıdır. Genel Meclisimiz; Demokrasi İçin Birlik, Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği gibi demokrasi ve özgürlük güçlerinin birlikte mücadele zeminlerine tüm gücüyle destek vereceğini bir kez daha deklare ediyor.
HDK, bu anlamda tüm demokrasi güçlerine de birlikte mücadele etme çağrısını yineliyor."
Bildirgede, bütün demokrasi güçleri ile birlikte OHAL’e karşı kapsamlı bir kampanya yürütme kararı alındığı da açıklanırken, Şırnak halkıyla dayanışma üzerine ise "Yerle bir edilen Şırnak’a giden heyetimiz, bir insanlık trajedisine daha tanıklık etmiştir. HDK, önümüzdeki dönem başta Şırnak halkı olmak üzere, yıkılan, yok edilen kentlerin halklarıyla dayanışmasını her düzeyde sürdürmeye, yaralara merhem olmaya, yaşanan vahşeti teşhir etmeye devam edecektir" denildi.
HALK MECLİSLERİNİ KURMA VE YAYGINLAŞTIRMA ÇAĞRISI
HDK Genel Meclisi, bildirgenin sonunda şu çağrı ve mesaja da yer verdi:
"Genel Meclisimiz, bütün HDK’lileri yerellerde örgütlenme, halk meclislerini kurma ve yaygınlaştırma çabalarına hız vermeye çağırıyor. Halkın baskı ve sömürüye karşı mücadelesinin en güçlü ve zengin pratiğinin bu toplumsal örgütlenmeler vasıtasıyla gerçekleşeceğine inanıyor.
Saray/Ergenekon ittifakının bu saldırılarına ve referandum basamağıyla sıçramaya çalıştıkları tek adam diktatörlüğüne karşı eşit, özgür, adil, demokratik bir dünya özleminde olan işçi sınıfı, emekçiler ve ezilen halklarımız gerekli cevabı vereceklerdir."