HDP İstanbul: Gaspçı ve talancı kültürü tanımayacağız!

Kayyum işgalini protesto eden HDP İstanbul İl Örgütü, bu gaspçı ve talancı kültürünü tanımayacağını vurguladı. 

HDP İstanbul İl Örgütü'nün çağrısıyla, Amed Van, Mardin büyükşehir belediyelerine kayyum atanarak halkın iradesinin gasp edilmesi protesto edildi. Polis ablukası altında gerçekleştirilen kitlesel açıklamaya, HDP milletvekilleri Musa Piroğlu, Erol Katırcıoğlu, Hasan Özgüneş katıldı. “Halkın iradesi gasp edilemez” yazılı pankartının açıldığı eylemde ilk konuşma HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Cengiz Çiçek tarafından yapıldı. 

ÇİÇEK: BU COĞRAFYA KAYYUM COĞRAFYASI!

Çiçek, şunları kaydetti:
“Aslında biz bu film daha önce de gördük; ilk defa yaşamıyoruz. Ne zaman ki muktedirin, egemenlerin, sermayeden yana olanların çıkarları söz konusu olduğunda bu anti demokratik operasyonları; halk iradesine dönük bu gaspları hep görüyoruz. Bu coğrafya aslında kayyumlar coğrafyası. Daha bugünlerde Kaz Dağları’nda uluslararası şirketlerine, sermaye kesimlerine doğamızı peşkeş çekenler, daha son yıllarda düşünceye, doğaya, kadın özgürlük mücadelesine kayyum atayanlar, bugün de Amed’de, Van’da ve Mardin’de Kürt halkının demokratik iradesine kayyum atadılar.” 

'BİRLEŞİK MÜCADELE GEREKLİ'

Kayyum rejimine karşı acilen birleşik bir mücadele geliştirmek gerektiğini vurgulayan Çiçek, geliştirilecek mücadelenin egemenlerin ve ezilenlerin mücadelesi olacağının altını çizerek, “Bu mücadele anti-demokratik yasaları toplumun her köşesine yerleştirmeye çalışanlar ile demokrasinin yanında olanların mücadelesidir. O yüzden bugün üç Kürt ilinde ortaya çıkan gasp kültürü aslında coğrafyayı, Türkiye’yi esir almaya çalışıyor” dedi. 
Demokrasi ittifakı çağrısı yapan Çiçek, şöyle devam etti:
"Çünkü biliyoruz ki, yönetim zihniyeti bölmekten, parçalamaktan geçiyor. Kürdü Kürt ile yalnız başına bırakmaya, Kaz Dağları’nı Dersim Munzur’dan , Hasankeyf'i Cerattepe’den, akademiyi öğrencilerden soyutlamaya çalışıyorlar. Bir bütün olarak kalbi demokrasiden, özgürlükten, barıştan, adaletten, eşitlikten yana atan her kesimi kendi yalnızlığında tecrit etmeye çalışıyorlar. Aslında bu tecrit politikalarına ve kayyum gasbına karşı bütün halkların, ezilen kimliklerin birleşik mücadelede yan yana gelmesini istiyoruz. Ve çağrımız; bütün demokrasi güçlerinedir: Amed, Van ve Mardin'de gerçekleştirilen gasplar bir starttır. Bu iktidarın özellikle yerel seçimleri kaybı üzerinden geliştirdiği hazımsızlık, teklik, faşizan kültürü sonucudur. Bu bir ilk değildir; bugün Kürdistan illerinde yaşanan halk irade gasbına seyirci kalanlar unutmamalıdır ki İstanbul’da ve bütün batı illerinde bu gaspçı ve talancı kültür hakim olmaya çalışacaktır. O yüzden demokrasi güçleri başta olmak üzere, demokrasiden yana olan bütün belediyeler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ni ve bütün demokrasiden yana olan kesimleri bu gaspçı ve talancı zihniyete karşı yan yana durmaya çağırıyoruz. Çünkü birimiz hepimiziz . Bu gaspçı ve talancı kültürü tanımayacağız. ” 

ÖZGÜNEŞ: NASIL BERTARAF EDİLECEĞİNİ BİLİYORUZ

HDP Şırnak Milletvekilli Hasan Özgüneş ise "Türkiye kayyumlar ülkesidir, Türkiye sıkıyönetimler, OHAL’ler ülkesidir. Biz bu ateş çemberinin içinden geçerek bugünlere geldik. Bizim batı illerinde, demokrasi cephesini geliştirerek AKP-MHP ortaklığına, İstanbul’u, Antalya’yı, Ankara’yı, İzmir’i , Mersin’i, Adana’yı, Aydın’ı, Ardahan’ı kaybettirerek aslında bu faşizan uygulamaların nasıl bertaraf edilebileceğini Türkiye demokrasi güçlerine ve halklarına gösterdik” dedi. 
Özgüneş, "5 yıldır Çökertme Planı HDP başta olmak üzere bütün demokratik güçleri üzerine oynanıyor. Biz kanunların işlemediğini farkındayız” dedi.

'BEDELİ NE OLURSA OLSUN...'

Bedeli ne olursa olsun ülkede gerçek bir hukuka, özgürlüklere dayalı, emeğin haklarını savunan, kadınları eşitleyen, ekolojiyi savunan gerçek bir demokrasiyi inşa edinceye kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayan Özgüneş, AKP'ye ise şöyle seslendi: “Sen takkiye yapmayı bırak artık. Her gün çıkıp halk iradesi diyorsun, peki Mardin, peki Şırnak, peki Van, Diyarbakır ve zorla ele geçirdiğin diğer ilçeler halk iradesi değil midir? Halk iradesinin ta kendisidir. Hiçbir hukuki gerekçe, mahkeme kararı olmaksızın belediye eşbaşkanlarını ve encümenlerini görevden alamaz. Bu bir gasptır, bu bir darbedir ve biz bu darbeyi asla kabul etmeyeceğiz. Biz burada bir kez daha demokrasi güçlerine, emekten yana olanlara çağrı yapıyoruz: meşru ve hukuki olan bir zeminde bu faşizan uygulamaları bertaraf edene kadar mücadelemizi yükseltelim, örgütlenelim ve Gandhi tarzı eylemlerimizi geliştirelim.” 
Eylem “ Direne direne kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları eşliğinde sona erdi.