12 Eylül döneminde Mamak Askeri Cezaevi'nde tutulan HDP'nin adayı Kamber Ateş, ANF'ye konuştu: 12 Eylül'den hesabı AKP değil ancak biz sorarız.

Mamak Askeri Cezaevi'nde 1983 yılının o karanlık ve ağır günlerinde tecritte tutulan Kamber Ateş'e bir mektup gelir. O mektup bir annenin hasretini taşır: “Önümüzdeki görüşte annen ziyaretine gelecek. Annen sen içeri düştüğün günden beri; 'N'olur, beni oğluma götürün. Dünya gözüyle oğlumu son bir kez daha göreyim' diyerek başımızın etini yiyordu. Kısmet bu görüşeymiş, getiriyoruz." 

Kamber Ateş, hem sevinçli hem de tedirgindir. Anne İpek Ateş, daha önce hiç Sivas İmranlı'nın sınırlarının dışına çıkmamıştır ve kendini ifade edebildiği tek dil anadili; Kürtçe'dir. Bir de, henüz 12 Eylül karanlığının dağılmadığı Mamak Cezaevi'nde görüş günleri hem tutsaklar hem de aileler için ayrı bir işkence aracıdır. 

Günler geçip, görüş günü gelir. Anne İpek Ateş, daracık kabinden oğluna seslenir: “Kamber Ateş nasılsın?”

Kamber Ateş, “İyiyim anacığım” der. Ancak hemen peşinde aynı cümle başka bir tonla gelir. 5-6 kez farklı tonlarda söylenir cümle. Anne İpek, bildiği 3 kelime Türkçe cümle ile oğlu ile hasret giderir.

12 Eylül'ün o karanlık günlerinde yaşanan bu olay, cezaevinde uygulanan Kürtçe yasağının sembolü oldu yıllar boyunca.

Şimdi o hikayenin kahramanlarından biri olan Kamber Ateş, Mamak Cezaevi'nin olduğu Ankara'dan HDP adayı. 2. bölge 8. sıradan aday.

Ayrıca annesi ile arasında geçen diyalog gibi adaylığı da 12 Eylül'ün zulmünün unutulmamasına vesile oldu.

Cezaevinden çıktıktan sonra da siyasi çalışmaların içinde yer almaya devam eden Ateş'in adaylığı, yıllardır çalıştığı Sivas İmranlı yöre derneklerinin önerisi ile gerçekleşti.

'BİR GÜN BU COĞRAFYANIN DİLİ DİLLENECEK'

Kamber Ateş, Ankara'da Zafer Çarşısı'nda bulunan Devrimci 78'liler Derneği'nde adaylık sürecini anlattı. 

Konu adaylığa ve HDP'ye gelmeden önce, haliyle 12 Eylül konuşuldu. Annesi ile arasında geçen diyalog için “İçinde Kürtçe olmadan Kürt sorununu tarif ediyor” diyen Ateş, Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları da hatırlattı ve ekledi: “Bugün o coğrafyada ayağını bastığın her yerde kan izi var. O coğrafyanın çektikleri, Kamber Ateş öyküsünü çoktan aştı. Yarın bunların hepsi yazılacak, büyük utançlara sahne olan bu coğrafyanın dili dillenecek.”

ANNE ATEŞ: BÖCEĞE VERDİM OYUMU

Söz anne İpek'e de geldi. Anne İpek, bugün 78 yaşında. Oğlunun adaylığını henüz bilmiyor. Kamber Ateş, “Özel olarak anneme söyleme gereği duymadım açıkçası” dedi ve bir anısını anlatarak durumu açıkladı: “HADEP dönemiydi. HADEP'in amblemi kelebekti. Seçim dönemi asker bizim köye gidiyor ve muhtarı çağırıyor. Ardından 'Buradan HADEP'e oy çıkmasın, sonra sıkıntı yaşarsınız' diyor. Muhtar da, köyden HADEP'e oy çıkmayacağını söylüyor. Ancak annem ve yaşıtı 4 kadın, HADEP'e oy veriyor. Askerler, sabah köye gelerek gözdağı veriyor. Ben de ne olduğunu öğrenmek için annemi aradım. Annemin kime oy verdiğini sordum. O da bana Kürtçe, “Böceğe verdim” dedi. Telefonda kelebek diyemediği için böcek demişti. Annemin siyasetle ilişkisi böyle. Yani çok doğal. Doğrudan bağı yok ancak çok güçlü sezgileri var. O zaten sezgileri ile ne yapması gerektiğini biliyor. Benim özel olarak adaylığımı anlatmam gerekmiyor.”

12 EYLÜL DAVASI

Kamber Ateş, gönüllüsü olduğu Devrimci 78'liler Derneği ile birlikte Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın sürekli takipçileri arasında yer aldı, müdahil oldu, yaşadığı işkenceleri anlattı. Dava, faşist darbeciler Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında verilen müebbet hapis cezası ile sona erdi. Ancak, davanın Yargıtay aşaması henüz tamamlanmadı.

HDP'nin Ankara Adayı Ateş, dava günlerini de anlattı: “O davaların bir parçası olurken solun ve 12 Eylül rejiminin altında ezilen herkesin vicdanını temsil ediyorduk. AKP bu davayı zaman zaman seçim yatırımı, zaman zaman da kendi zeminini sağlamlaştırmak için kullandı. Benim mahkeme salonlarında bulunmamın sebebi, AKP'nin bu yaklaşımına karşı koyma çabasıydı. Sadece bu da değil elbette. 12 Eylül'den hayatın her alanında hesap sorabilmek gerekiyor.”

Kamber Ateş, 12 Eylül süreciyle hesaplaşmak için yapılması gerekenleri de sıraladı: “12 Eylül anayasası başta olmak üzere 12 Eylül'e ait olan tüm kurumların kaldırılması, darbe rejiminin uygulaması olan yüzde 10 seçim barajına son verilmesi. “

HDP'nin hem programatik hem de pratik olarak bu talepleri karşılayacağına inandığını belirten Ateş, şunları söyledi: “HDP'ye eleştirilerimiz de olacaktır muhakkak ki. Ancak güncel durum devrimci dayanışmayı gerektiriyor. HDP doğrularından sapmadığı sürece ne diyebiliriz ki? Bu dava bir bakıma HDP'nin davası. HDP'nin hemen her bileşeninin doğal olarak taraf olduğu bir dava. O bakımdan 12 Eylül'ün hesaplaşmasını AKP'ye bırakmamalı. Çünkü AKP için böyle şey mümkün görünmüyor. 12 Eylül'den de, AKP'den hesabı biz sorabiliriz ancak.”