HDP Berlin’de, HDK-Fransa Maxeville’de ‘hayır’ı anlattı
AKP ve MHP ortak faşizminin referanduma götürmekte uzlaştığı ‘başkanlık diktatörlüğüne’ karşı Almanya’nın başkenti Berlin ile Fransa’nın Maxeville kentlerinde toplantılar düzenlendi.
AKP ve MHP ortak faşizminin referanduma götürmekte uzlaştığı ‘başkanlık diktatörlüğüne’ karşı Almanya’nın başkenti Berlin ile Fransa’nın Maxeville kentlerinde toplantılar düzenlendi.
Berlin’de HDP Van Milletvekili Tuba Hezer konuşmacı olarak katılırken, Maxeville’de HDK-Fransa eş sözcüleri, neden ‘hayır’ denildiğini anlattılar.
HEZER: HDP’NİN HAYIR’I İLE DİĞERLERİNİN HAYIR’I AYNI DEĞİLDİR
Almanya’nın başkenti Berlin’de halk toplantısında son siyasal gelişmeleri değerlendiren HDP Van Milletvekili Tuba Hezer, “HDP bileşenleri ve Kürt halkı neden referandumda hayır diyeceğinin oldukça bilincindedir. HDP’nin ‘hayır’ı ile CHP ve diğer çevrelerin ‘hayır’ı arasında nitelik açısından derin farklar vardır” dedi.
Berlin’de NAV-DEM lokalinde son siyasal gelişmeleri ve referandum konusunu değerlendiren Hezer, AKP ve Erdoğan’ın bu kadar güçlenmesinde ve HDP ile muhaliflere pervasızca saldırabilmesinde CHP‘nin rolü ve katkısı olduğuna dikkat çekti. Hezer, “Şimdi işin ucu onlara da dokunuyor ya da dokunacağını kesinlikle biliyorlar. Ve durum öyle olunca ‘Hayır’ sürecine girdiler. Bu aslında bir günah çıkarma olarak da değerlendirilebilir” diye konuştu.
CHP’nin statükocu sistemi koruma amaçlı ‘hayır’ dediğine vurgu yapan Tuba Hezer, kendilerinin ise hem AKP faşizmine hem de eski statükoya karşı ‘hayır’ dediklerini söyledi.
Amaçlarının ‘hayırları yarıştırmak’ olmadığını söyleyen Hezer, buna rağmen aradaki farka dikkat çekti.
Referendumdan çıkacak sonucun Kürt halkı açısından önemine değinen Hezer, şu sözlerle devam etti: “Şimdi bunlar Kürdistan’ı yakıp yıktılar, insanları diri diri yaktılar. Her türlü vahşeti uyguladılar ama bütün bunlar hala da fiili bir iktidar ve güç tarafından yapılıyor. Oysa ‘evet’ çıkarsa bunlar aynı zamanda resmileşmiş olacaklardır. Önemli bir farkta budur. Adam ömür boyu bunu böyle devam ettirecek ya da öyle olmasını isteyecektir”
‘KAZANDIĞIMIZ MEVZİLERİ ONLAR İSTEDİ DİYE BIRAKMAYIZ!’
HDP’nin parlamentodan çekilmesine ilişkin bir soruyu cevaplayan Tuba Hezer, “bu sorunun en iyi cevabı onların bize olan tavırlarındadır. Bize orada yapılan saldırılarda bunu görmek mümkündür. Bakınız, Garo Paylan soykırım ifadesini kullandı diye 3 oturum ceza verdiler. AKP, MHP ve CHP ortaklaşa karar aldı ve üstelik bunu Hrant Dink’in katlinin yıl dönümünde yaptılar. Arkadaşlar protesto için oturumlara bir günlük katılmama kararı aldılar, onlar da hemen anlaştı ve ‘anayasayı bugün geçirelim’ diye karar aldılar. Bizim bunca bedelle kazandığımız mevzileri onlar istiyor diye bırakmamız da doğru olmaz” dedi.
NUPEL MUNZUR : ÖNDERLİĞİN DURUMU BELİRLEYİCİDİR
Toplantının moderatörlüğünü yapan TJK-E temsilcilerinden Nupel Munzur da, Kürtlerin bugünkü durumunun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a karşı geliştirilen uluslararası komplodan bağımsız ele alınamayacağını söyledi. Munzur, şöyle konuştu: “Komplo devam ediyor. Önderlik bize her zaman için bölgede çok büyük kaosların yaşacağını ve en örgütlü olan gücün başaracağını belirterek, bizi uyarmıştı. Bu nedenle Kobanê’deki direniş ve örgütlülüğü esas alarak mücadeleye yoğunlaşmalıyız.”
Kürtlerin tüm mücadelesinin parlamento odaklı olmadığına dikkat çeken Munzur, “Bu sistemde başbakan da Kürt olsa çok fazla değişim olmaz. 200 milletvekili de olsa istediğimiz nihai hedefe ulaşmış olmayacağız. Parlamento, kilitlendiğimiz bir hedef değildir. Esas sorun daha örgütlü bir şekilde önderliğimizin sağlığı ve özgürlüğü etrafında kenetlenmektir. HDP, HDK, Rojava projesi ve halkların birlikte yaşamı; bunların tümü Önderliğin geliştirdiği projelerdir” diye konuştu.
HDK-FRANSA: EVET ALGISI YARATILIYOR AMA ‘HAYIR’ KAZANACAK
Fransa’nın yeni adıyla Grand-Est olan Lorraine bölgesine bağlı Maxeville kentinde ise, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Fransa eş sözcüleri Zeynep Birsel Ocak ve İbrahim Seydo Aydoğan'ın katılımıyla ‘HDK'nin çözüm önerileri, OHAL ve Referandum’ konulu bir halk toplantısı düzenlendi. Nancy, Metz ve çevresindeki kentlerden çok sayıda kişinin katıldığı toplantıda, ‘evet kazanacak’ algısı yaratılmak istendiği uyarısı yapıldı.
Maxeville Alevi Kültür Merkezi’nde farklı inanç ve düşünce kesimlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, Türkiye ve Kürdistan'da uygulanan OHAL'in referandumla kurumlaştırılmaya çalışıldığına dikkat çekildi. HDK-Fransa eş sözcüleri, toplumda sanki ‘evet kazanacakmış’ gibi bir algı yaratılarak, halklarda umutsuzluğa yol açılmak istendiğini vurguladılar.
HDK-Fransa eş sözcülerinden Zeynep Birsel Ocak, “Oysa ‘hayır’ kazanırsa, bu sonuç AKP'nin İslamcı faşist diktatörlük projesinin sonu olur. Herkes şunu bilsin ki, ‘hayır’ kazanacak ve biz bize dayatılan bu diktatörlüğün geçmemesi için bütün gücümüzle mücadeledeyiz” dedi.
Anayasal referandumun Türkiye ve Kürdistan'a getireceği tehlikeleri anlatan Zeynep Birsel Ocak, "Süresiz bir OHAL, kurumsallaşmış faili meçhuller, gündelik baskı ve zulme ‘evet’ dedirtilmeye çalışılıyor. Bu hassas süreçte bütün Kürt, Alevi, demokrat ve ilerici kesimleri durumun aciliyetini düşünerek, ortak hareket etmeye çağırıyoruz" çağrısı yaptı.
‘DEMOKRATİK ULUS PROJESİ EN MANTIKLI ÖNERİDİR’
HDK-Fransa eş sözcüsü İbrahim Seydo Aydogan ise, HDK'nin ‘Demokratik Ulus’ felsefesini örneklerle anlatarak, bu yeni anlayışın ezilenler tarafından sunulan somut ve gerçekçi bir proje olduğunu belirtti. Aydoğan, şöyle konuştu: "Kürt Hareketi ve Türkiye devrimci demokrat hareketleri tarafından ortaya konulan bir proje olan demokratik ulus felsefesi, ülkedeki ve bölgedeki değişik inanç ve düşünce kesimlerinden oluşan bölge toplumunun sorunlarını çözmek için en mantıklı öneridir. Vicdan sahibi olan ve aynı zamanda farklılığını koruyup geliştirmek ve özgürlüklerine sahip çıkmak isteyen herkesin, bu felsefe etrafında ve HDK çatısı altında mücadele etmesi gerekir.”
Özellikle de CHP konusunda kitlenin sorular sorduğu HDK-Fransa eş sözcüleri, HDK'nin CHP'ye de açık olduğunu ve karşı olduğu tek anlayışın dayatmacı zihniyet olduğunun altını çizdiler. Eş sözcüler, CHP'nin HDP milletvekillerini yalnız bırakarak, kendini AKP'ye güdümlü bir parti haline getirdiğini ve muhalefet rolünü tamamen kaybettiğini vurguladılar.
Dört saatten fazla süren toplantıda katılımcılar tarafından karşılıklı görüşler dile getirilirken, birçok konuda tartışmalar yürütüldü.