İktidarın halk iradesine yönelik gaspa karşı HDP’nin başlattığı “Darbeye karşı yürüyüş” tüm devlet engellemelerine rağmen sürüyor. Yürüyüşün Edirne kolunun üçüncü gününde adres Kadıköy’dü. HDP milletvekilleri, yine polis ablukasıyla karşılaştı. Tüm engellemelere karşı halk ile buluşan vekiller, baskılara boyun eğmeyeceklerini bir kez daha vurguladı.

HDP Kadıköy İlçe binası bir araya gelen HDP milletvekilleri, HDP il ve ilçe eşbaşkanları, bileşen partililerin başkanlarına, SOL Parti Genel Başkanı Sinan Tutar, bağımsız Milletvekili Cihangir İslam yanı sıra kadın örgütleri ve LGBTİ + örgütleri destek verdi. "Hep birlikte Demokrasi, Adalet, Barış, Özgürlük, İş ve Aş için" yazılı pankartı taşıyan, Kürtçe ve Türkçe "Hep Birlikte" yazılı yelekleri giyen milletvekilleri ve halkın Boğa heykeline yapmak istediği yürüyüş polis engeline takıldı. Bu keyfi engellemeyi sık sık, “Faşizme karşı omuz omuza”, "Direne direne kazanacağız", "HDP'ye değil çetelere barikat" sloganını atan halk adına ilk konuşmayı Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Keskin Bayındır yaptı. Bayındır Kürtçe yaptığı konuşmasında, iktidara yakın basın kurumlarının HDP'nin başlattığı yürüyüşü kriminalize etmeye çalıştığını belirtirken, tüm engellemelere rağmen özgürlük adına başlattıkları yürüyüşü güçlü bir şekilde gerçekleşeceğini vurguladı. Türk devletinin Maxmûr'a yönelik hava saldırısına da değinen Bayındır, saldırıların asıl nedeninin mücadeleden duyulan rahatsızlık olduğunu kaydetti.

UĞURLU: BAŞARI YAKINDIR

HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, AKP-MHP iktidarının salgın sürecinde dahi kadını, çocuk hedef alan politikalarını sürdürdüğünü hatırlatarak, meclisten geçirilen infaz paketini, çocuk istismarı faillerine dönük af tasarısını, 6284 sayılı koruma kanuna ve İstanbul Sözleşmesine dönük engellemeleri örnek gösterdi. Demokrasi gelmemesi için elinden geleni yapan bir iktidarla karşı karşıya olunduğunu vurgulayan Uğurlu, şöyle konuştu: "HDP bu demokrasi yürüyüşünü neden yapıyor? İnfaz yasasıyla çocukları ve kadınları şiddetle baş başa bıraktınız. Bu yürüyüş Leyla Güven, Figen Yüksekdağ, Musa Ferisoğulları, Enis Berberoğlu içindir. Bu yürüyüş, kadın özgürlükçü ekolojik bir yaşam içindir. 40 yıllık bir mücadele sonucu oluşan bir partidir HDP ve bu mücadeleyi sizin saldırılarınızla bırakmaz. Yolumuza azimle devam edeceğiz. Edirne'den Hakkari'ye. Başarı yakındır, başarı yakındır.”

İSLAM: SİZ DARBE YAPTIKÇA BİZ SOKAKTA OLACAĞIZ

İstanbul Bağımsız Milletvekili Cihangir İslam, CHP’nin geçen sene başlattığı yürüyüşü hatırlatarak, “Geçen sene sadece Enis Berberoğlu için yürüdük. Şimdi ise Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu için bir araya geldik. 2016’da yaşanan darbe sonucu HDP milletvekillerinin vekillikleri düşürüldü. Geçenlerde yine anayasaya aykırı bir şekilde 3 milletvekilinin vekillikleri düşürüldü. Siz darbe yaptıkça size söz veriyoruz biz sokakta olacağız, yürüyüşlerde olacağız. HDP Türkiye partisi oldukça, HDP büyüdükçe daha büyük sorumluluklar alacağını görüyoruz. Bu güzel yürüyüşün bu ülkeye hakkı, hukuku, demokrasiyi getireceğini ve bunun devamını diliyorum” diye konuştu.

ESP MYK üyesi Hüseyin İlhan, başlatılan yürüyüşün halklar nezdinde 15-16 Haziran direnişinin devamı olduğunu belirtirken, "Ekoloji, kadın ve LGBTİ+'ler için buradayız. Kapitalizme karşı buradayız. Faşizme karşı buradayız, olmaya devam edeceğiz” dedi.

Yeşil ve Sol Parti Eş Genel Başkanı Sinan Tutal, HDP’nin demokratik bir anayasa için, Kürt sorununun demokratik çözümü, adaleti ve geleceği kazanmak için kar topu gibi büyüyerek geldiğini vurgulayarak, “Bunu tek adam rejimi bilmeli görmelidir. Bu yürüyüş bir demokrasi rüzgardır" diye konuştu.

SYKP MYK üyesi adına konuşan İlhan Turan Yıldırım bu ağır faşizm saldırılarına karşı mücadelenin kararlıkla süreceğini söyledi.

OLUÇ: İSTANBUL VALİLİĞİ SUÇ İŞLİYOR

Son olarak söz alan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oruç, bu yürüyüşü barış, özgürlük, halkların kardeşliği için yaptıklarını vurguladı. Oluç iktidara şöyle seslendi: “HDP toplumsal muhalefeti büyütmek, güçlendirmek, AKP MHP iktidarının karşısına güçlü bir şekilde çıkarmak için yapıyor. Bu yürüyüş her ülkedeki yurttaşın hakkıdır. Bu hakkı ortada kaldıran iktidara sesleniyoruz. Bu bizim anayasal halkımızdır. İstanbul Valisi bizi buradan ileriye yürütmeyerek anayasal suç işlemiştir. Anayasal suç işlemişlerdir. Bu suçu işleyenler ve bunu yere getirenler anayasal olarak gereğini yerine getireceğiz. Bugün Van'dan yola çıkıp Diyarbakır'a gelen heyetimize saldırıda bulunuldu. Kolluk güçleri yürüyüşe müdahale etti. İktidara bir kez daha sesleniyoruz. Bu saldırılar karşısında asla boyun eğmeyeceğiz, diz çökmeyeceğiz. Bu yürüyüşümüzü en güçlü biçimde devam ettireceğiz. Bu yürüyüş bir demokrasi ve barış yürüyüşüdür. Evrensel haklarımızı kullanmaktan asla geri durmayacağız.”

‘DEMOKRAT OLACAKSINIZ HER YERDE OLACAKSINIZ’

Türkiye’nin bir darbeler ülkesi olduğunu kaydeden Oluç, ülkede darbelerin sadece askerler tarafından olmadığını; bazen yargı eliyle, meclis eliyle yapıldığını hatırlattı. İktidar siyasi darbe gerçekleştirdiğini hatırlatan Oluç, şöyle konuştu: “Siyasi darbe HDP’ye karşı yapılmıştır. Şunu söylüyoruz. Biz darbeci zihniyete karşıyız. Buna karşı olmak her demokratın her partinin görevidir. Siz Yassıada’da demokrat oluyorsunuz Ankara’ya gelince otoriter olacaksınız. Eğer siz demokrat olacaksanız her yerde olacaksınız. Eğer siz istediğiniz yerde demokrat olacaksanız halklar bunun karşısında tek vücut olup özgürlük mücadelesini büyütür ve kazanır. Bundan eminiz. Bu yürüyüşümüzü büyüterek devam edeceğiz. Mutlaka ve mutlaka kazanacağız.”

Konuşmaların ardından slogan atarak yürüyüşe geçen halkın önü tekrar polis tarafından kesildi. Tüm engellemelere rağmen yürüyen kitle, demokrasideki ısrarlarını bir kez daha gösterdi.