HDP’li Ceylan: 2020 yılı tecrit ile mücadele yılı olacaktır

Partilerinin 2020 yılında yürütecekleri politikalara ilişkin konuşan HDP Amed İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan, "Hep beraber İmralı tecridinin zincirlerini kırmamız lazım. 2020 yılı, tecrit ile mücadele yılı olacaktır" dedi.

Kürdistan ve Türkiye halkları yoğun gündemli bir yılı geride bırakırken, yeni bir yıla ise yine aynı tempo ile girdi. Özellikle Kürtlere yönelik baskı, saldırılar ve bunlara karşı gelişen direniş hattı 2019 yılının belirleyici yanı olmuştu. 2020 yılının geçtiğimiz yıla göre nasıl geçeceği, Kürt siyasal hareketinin politik ve örgütsel gündemlerinin neler olacağını Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed İl Eşbaşkanı Zeyyat Ceylan ANF’ye değerlendirdi.

Yeni yılda HDP olarak teknik anlamda örgütlülüğü büyüteceklerini belirten Ceylan, gençlik, kadın ve karma konferanslarla örgütlülük zeminlerini güçlendirerek mücadelelerini sürdüreceklerini kaydetti. Şubat ayının sonlarında partilerinin genel kongresinin olacağı bilgisini veren Ceylan, bu kongre ile HDP’nin daha büyük bir inisiyatif ve iradeye kavuşacağını ifade etti. Ceylan, yöntem olarak her zaman barışçıl politikalar güttüklerini vurgulayarak, bundan sonra da aynı politikalarda ısrar edeceklerini söyledi.

ULUSAL BİRLİK VURGUSU

2019 yılında olduğu gibi 2020 yılında da emperyalist güçlerin ve bölgedeki işbirlikçilerinin kirli politikalarına devam edeceklerini dile getiren Ceylan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Bu güçlerin kendi bencil çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan bir yaklaşımlarını bertaraf edebilmek için Kürt halkı kendi içerisinde birlik olmalıdır. O yüzden de Kürtlerin ulusal birliklerini inşa etmelerine ihtiyaçları var.

2020 yılında bizim bu süreci başarıya ulaştırmamız gerekiyor. Ulusal birlik sorununu dört parçada çözebilmiş Kürt halkı, batıda da demokratik güçlerle birlikte faşizmi geriletebilecektir. 2020 yılı, kesinlikle halkların ve inançların baharı olacağı inancıyla mücadeleyi büyütmek gerekecektir."

DEMOKRATİK SİYASETTE ISRAR EDECEĞİZ

AKP-MHP ittifakını iktidarda tutan sadece savaş politikaları olduğunu söyleyen Ceylan, "Toplumu bu şekilde de zapturapt altına alıyorlar. Toplumdaki eşitsizlikleri gidereceklerine dair sözler verdiler ama bunları yerine getirmediler. Şu an ergenekoncu çizgiye girdiklerini rahatlıkla görebiliyoruz. Ama halkların alternatif çözüm önerileri ve politikaları vardır. İşte bunları yaygınlaştırmak ve toplumsallaştırmak gerekiyor.

Biz de, HDP olarak doğru politikaları Bakur Kürdistan’ında halkımızla birlikte yürüteceğiz. Demokratik siyasette ve siyasal yöntemlerde ısrar edeceğiz. Zaten şimdiye kadar yürüttüğümüz siyaset de bu biçimdeydi ve bu siyaset doğru bir siyaset idi. Elbette ki eksiklik ve yetmezliklerimiz oldu ama hiçbir zaman mücadelemizden geri adım atmadık" dedi.

‘SAYIN ÖCALAN HEP BARIŞIN SESİ OLDU’

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de değinen Ceylan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Öcalan’a yönelik bu tecrit politikası, toplumsal barışın önünü kesen bir sisteme dönüştü. Sayın Öcalan, tecrit koşullarında geçirdiği 20 yılda bile hep barışın sesi oldu. Kendisinin sesi topluma ulaştığında, ciddi bir rahatlamanın olduğunu gördük. Bu hem Türkiye, hem Kürdistan ve hem de Ortadoğu için söz konusudur.

Sayın Öcalan, Ortadoğu’daki sorunların hepsinin çözümü için projeler ortaya koydu. Onun ifade ettikleri halkların çıkarlarına tekabül ediyordu ama bu uluslararası güçlerin hesaplarına uymuyordu. Bizim bu hesabı da bozmamız gerekiyor. Bizim Sayın Öcalan’ın o büyük barış çığlığını tüm halklara ulaştırmamız gerekiyor. Hep beraber İmralı tecridinin zincirlerini kırmamız lazım. 2020 yılı, aynı zamanda tecrit ile mücadele yılı olacaktır."

MÜCADELE YÖNTEMLERİ

Eleştiri ve özeleştiri mekanizmalarını güçlü bir şekilde kullanmaları gerektiğinin altını çizen Ceylan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Siz, metodolojiyi zengin tutmak gibi bir görev ve sorumluluk ile karşı karşıyayız. Tıkanmış yol ve yöntemlerle değil, farklı farklı yöntemleri her zaman devreye koymamız gerekiyor.

Yaşamı zenginleştirmek ve halkımızı örgütleyip faşizme ‘dur’ diyebilmek için birçok yöntemi esas almamız lazım. Her bir çabamızın pozitif sonuç vermiştir. Elimizde dünya kadar yöntem vardır. Halk toplantılarından tutalım da asimilasyona karşı mücadele etmeye kadar. İşte tüm bunlar için konferanslar sürecine gireceğiz. Eleştiri ve özeleştirilerle de kendimizi daha çok geliştireceğiz."