HDP PM: Birlikte durdurabilir, birlikte kazanabiliriz

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 2 Nisan’da Ankara’daki Genişletilmiş Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

HDP PM, AKP'nin soykırımcı saldırılarına rağmen Kürdistan kentlerinin ve kadınların boyun eğmediğine dikkati çekerek, "HDP, zulme ve baskılara karşı güçlü bir demokrasi mücadelesini yükseltme azminden vazgeçmeyecektir. Birlikte durdurabiliriz, birlikte kazanabiliriz" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 2 Nisan’da Ankara’daki Genişletilmiş Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı.

Sonuç bildirgesinde, "Saray-AKP iktidarının iç ve dış politikadaki uygulamalarını eleştiren, barış sözünü ifade eden herkes ağır baskılarla karşı karşıya kalmaktadır" vurgusunda bulunulurken, şunlar kaydedildi:

'KARANLIĞI KABULLENMEYECEĞİZ'

"Kamu çalışanlarının fişlenmesi; üniversitelerin adeta karakol haline getirilmesi ve polisin amfilerden bile öğrencileri gözaltına alması; torba yasalarla emekçilerin kazanımlarının yok edilerek yerine çalışma alanında kölelik yasalarının çıkarılmak istenmesi; sendikaların ve meslek odalarının siyasi saldırı ve hukuki tehdit altında tutulması; Danıştay tarafından iptal edilen ÇED Yönetmeliği’nin maddelerinin torba yasa kapsamında yeniden yürürlüğe alınması; Ensar Vakfı’nda tecavüze uğrayan çocukların geleceğinin değil bu vakfın prestijinin düşünülmesi bu gidişteki kimi örneklerdir. 

Bütün bu olup bitenler karşısında suskun ve tutumsuz kalmak en hafif deyimle suç ortaklığıdır. Bu gidişatı durduracak ve yeni bir yaşamı örecek olan halklar, emekçiler, kadınlar, gençler, aydınlar, sanatçılar, vicdanlı insanlar elbette dün olduğu gibi bugün ve yarın da duruşlarından ve mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerdir. Bu karanlığa ve hukuksuzluğa dolu dizgin gidişi asla kabullenmeyeceklerdir."

BİRLİK ÇAĞRISI

Bildirgede, "Bu gidişattan endişe duyan, yeniden barışı konuştuğumuz günleri özleyen, demokratik bir ülke hedefi olan, tek adamlığa, otoriterliğe, ‘tekçi’ toplum ve devlet anlayışına boyun eğmeyen, barışçı bir dış politika arzusunda olan tüm siyasi çevrelere, meslek gruplarına, sivil toplum kuruluşlarına, bireylere bir kez daha 'birlikte durdurabiliriz, birlikte kazanabiliriz' çağrısını yapıyoruz" denildi.

AMARA YÜRÜYÜŞÜ

Kuzey Kürdistan'daki katliamlardan AKP-Saray'ın sorumlu olduğuna değinilen bildirgede, "Bu ortamın kurulabilmesi, savaşın durdurulması ve yeniden çözüm sürecine girilebilmesi için İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik tecride son verilmesi gerekmektedir. 4 Nisan’da Amara’ya yapılacak yürüyüşte halkımız bu yöndeki kararlı duruşunu bir kez daha ifade edecektir" diye kaydedildi.

"Yine bu iktidarın demokratik çözüm sürecini ve bu sürecin sağladığı toplumda büyük destek gören çatışmasızlığı tarumar etmesi; Cizre, Silopi, Sur başta olmak üzere Nusaybin, Şırnak ve Yüksekova’da evleri tankla, topla yıkması, tarihi dokuyu yok etmesi, yüzlerce sivilin yaşamını yitirmesine neden olması, hem yaşamları ve yaşam alanlarını yok etmekte, hem de birlikte yaşama umudunu zayıflatmaktadır" ifadelerinin yer aldığı bildirgede, şöyle devam edildi: "Bu yıkımla iktidar yandaşlarına yeni rant alanları yaratılmaktadır. Bunun yanı sıra ciddi toplumsal sorunlara yol açacak bir demografik yapı değişikliği de planlanmaktadır. Bu plan, 50 yıl önce Baas rejiminde baba Esad’ın ‘Arap kuşağı’ oluşturması gibi, Suriyeli göçmenlerin AKP’li müteahhitlerin inşa ettiği bölgelere ve yapılara yerleştirilmesidir. Sınır hattı boyunca Cizre, Silopi, Nusaybin, Ceylanpınar, Viranşehir başta olmak üzere, o hattın tamamına Arap Suriyeliler vatandaş haline getirilerek yerleştirilmeye çalışılmaktadır. 

Elbette savaş mağdurlarına ev sahipliği hepimizin görevidir. Ancak ‘insani yardım’ kılıfı altında, Kürt ve Maraş’ta olduğu gibi Alevi nüfusun yerleşim alanlarında demografik değişim yaratılması kabul edilemez. Bu plan, uzun vadeli toplumsal sorunlar yaratacak bir adım olacaktır."

'YAĞMALAMA VE KİMLİKSİZLEŞTİRMEYE FIRSAT VERMEYECEĞİZ'

AKP-Saray iktidarının, harabeye çevirdiği şehirleri yağmalamasına ve kimliksizleştirmesine fırsat vermeden, o şehirlerin tarihine, çoğulculuğuna ve dokusuna uygun bir şekilde imar edilmesini sağlamanın gerektiğine vurgu yapılan bildirgede, "Bu bağlamda ‘Cizre’den Sur’a Dayanışma Kampanyası’ için tüm parti örgütlerimize, demokrat ve vicdan sahibi yurttaşlara, sivil toplum örgütlerine, meslek gruplarına bir kez daha azami çabayı gösterme ve yaraları birlikte sarma çağrısında bulunuyoruz" diye ifade edildi.

Bildirgede, basına dönük saldırılara da değinilerek, "Tutuklanan veya tehdit altında olan, işsiz kalan gazetecilerin de bir simgesi haline gelen Can Dündar ve Erdem Gül’ün gazetecilik faaliyetlerini korkusuzca savunmaları baskı ve otoriteden bunalan milyonlara umut vermektedir" denildi. 

'KÜRDİSTAN BOYUN EĞMİYOR'

"Cizre’de, Sur’da, Silopi’de ve pek çok ilçede halk, iktidarın vahşetine boyun eğmeyerek değerlerini savunmaktadır" diyen HDP PM, bildirgesinin devamında şu hususlara dikkati çekti:

"Kadınların 8 Mart’ta tüm yasakları yerle bir eden tutumları, 42 ilde ortak bir ses ve direnişle 8 Mart’ı kutlamaları umudu büyütmektedir. 

Kürt halkı ve dostlarının, 75 ilde uygulanmak istenen Newroz yasağını tanımayarak her yeri Newroz alanı haline getirmesi ve baskılara rağmen kutlaması yeni bir başlangıç ruhunu geliştirmektedir. 

HDP, bütün bu gerçeklerin ışığında, kendi misyonunu her zaman olduğu gibi bugün de yerine getirecektir. Olağan Kongremiz’den sonra başlattığımız örgütsel hamle, il ve ilçe örgütlerimizin kongreleriyle yeni bir evreye dönüşmektedir. Kongrelerimiz, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ve çoğulcu bir perspektifle, HDP’nin Türkiye halklarının ve ezilenlerinin ortak partisi olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır. 

(...) Kadın Meclisimiz, ‘militarizme, kadın katliamlarına ve çocuk istismarına karşı’ kesintisiz bir kampanya başlatmaktadır. Gençlik Meclisimiz, Gençlik Kongresi’nden aldığı güçle, illerde Gençlik Meclislerini kurmaktadır. 

Yerel örgütlerimiz, iktidarın uygulamalarına karşı, Türkiye’nin her yerinde işçiler, emekçiler, tüm ücretli çalışanların haklarını savunacak sesi ve örgütlülüğü yükseltmek için ‘1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde alanlarda olacaktır. HDP, sendikalar ve meslek örgütleriyle birlikte, 1 Mayıs’ta direniş ve dayanışmayı büyütecektir. 1 Mayıs’ta, dünyanın bütün işçi ve emekçilerinin, ezilen halklarının mücadele geleneğinin ışığında, AKP-Saray iktidarına karşı yeni bir yaşamı birlikte ve eşit koşullarda örme kararlılığı vurgulanacaktır."

'MÜCADELE AZMİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

HDP PM, "dokunulmazlık tehdidi" ve "Yeni Anayasa" tartışmalarına da atıfta bulunarak, "AKP-Saray Anayasasını oldu bitti ile hayata geçirmeyi hedefleyen zihniyet bilmelidir ki, bunlar arızalı demokrasinin tamamen berhava edilmesinin adımları olacaktır" diyerek, şunları ekledi: "İnsanlık tarihi zorbalıkların, ama aynı zamanda onurlu mücadelelerin ve kazanımların da tarihidir. HDP, bütün dost kurumları ve bileşenleriyle birlikte, zulme ve baskılara karşı güçlü bir demokrasi mücadelesini yükseltme azminden vazgeçmeyecektir."