HDP uyardı: 90'lar değil, daha beter, altında kalacaksınız!

HDP, gözaltına alınan Osman Şiban ve Servet Turgut'un helikopterden atılmasının belgelendiğine dikkat çekti. Bu vahşetin 90'lı yıllardan daha beter olduğunu belirten HDP, "İşkence ve suç pratiklerinizin altında kalacaksınız" diye uyardı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Hemen herkesi tehdit eden, herkesle mafya, çete diliyle konuşan iktidar temsilcileri, ülkeye '90’lı yılları aratmayan bir suç rejimi dayatıyor" denildi.

Açıklamada, Van'ın Çatak ilçesinde Türk askerleri tarafından gözaltına alınan ve 2 gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde oldukları ortaya çıkan 8 çocuk babası Osman Şiban (50) ve 7 çocuk babası Servet Turgut’un (55), helikopterden atıldıklarının, hastane raporu ile apaçık belgelendiğine dikkat çekildi.

"Tek başına bu belge bile, kurumsallaştırılmak istenen işkence yönetiminin her türlü meşru ve evrensel hukuk karşısında yargılanması için yeterlidir" vurgusunda bulunulan açıklamada, "Ancak olayın üzerinden 10 gün geçmiş olmasına rağmen ne hükümet ne de yerel sorumlular tek bir açıklama yapmadı. Eğer bu suçlar doğrudan hükümetin talimatıyla gerçekleşmiyorsa, bu konuda hükümet derhal açıklama yapmalıdır. Aksi halde bu sessizlik, suçun itirafı ve kabulü olarak tarihe geçecektir" diye kaydedildi.

'90'LAR DEĞİL, DAHA BETERİ!'

HDP MYK, şunları da ifade etti:

"Bu vahşet '90’lı yıllarda Kürtlere yönelik işlenen her türlü insanlık dışı suçun devamı hatta daha beteridir. Bu ahlaksızlığa, işkencelere, düşmanlığa imza atan zavallıları uyarıyoruz; karşınızda saldırılarınızdan korkacak, özgürlük ve eşitlik taleplerinden geri adım atacak bir halk yok. Kürt halkını, özgürlük arayanları hiçbir katliam, hiçbir darbe durduramadı. Onların kötü birer taklidi olan sizin uygulamalarınız da durduramayacak. Sizse işkence ve suç pratiklerinizin altında kalacaksınız.

Bizler, saldırıya uğrayan köylülere şifalar diliyoruz. Yapılan bu insanlık dışı suçların tek tek hesabını sormayı görev biliyoruz. Bu saldırganlığı durdurmanın tek yolunun barış ve özgürlük mücadelesine sahip çıkmak olduğunun da bilincindeyiz. Mücadelemizi tüm Türkiye halklarıyla birlikte bu bilinçle sürdüreceğiz."