Her öyküye itinayla iddianame üretilir- Yüksel Genç

Her öyküye itinayla iddianame üretilir- Yüksel Genç

Son aylarda tutuklu gazetecilerle gündeme gelen Türkiye, bu defa da Suriye devletinin elinden "kurtardıðı" 2 gazeteciyle gündeme geldi. Suriye güvenlik güçleri tarafından tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılması ve yurda dönüşü için hükümetin en üst düzeyde gösterdiði çabalar sonuç verdi ve gazeteciler Adem Özköse ile Hamit Coşkun 12 Mayıs'ta yurda döndü.



Belgesel çekmek için Suriye'ye giden Gerçek Hayat dergisinin Ortadoðu temsilcisi Adem Özköse ile kameraman Hamit Coşkun, 70 gün Suriye devleti güvenlik güçlerince alıkonuldu. Onların bulunup serbest bırakılması için bizzat Başbakan Tayyip Erdoðan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoðlu ilgilendi.

Meslektaşlarımız, Davutoðlu'nun Ýran Dışişleri Bakanı'yla geliştirdiði müstesna diplomasisi sonucu, önce Ýran'a, oradan da 12 Mayıs tarihinde başbakanlıða ait özel uçakla Ýstanbul'a döndü. Gazetecilerin serbest bırakılmalarına karşılık, Suriyeli muhaliflerin tutukladıðı 2 Ýran ajanının (S.N. ve S.G.), Türkiye'nin çabaları sonucu bırakıldıðı iddialarıysa gündemdeki yerini koruyor.

Doðrusu 100'ün üzerinde gazetecinin tutuklu olduðu ve basın özgürlüðü konusunda kara listede olan Türkiye'de Başbakan ve kabinesinin gösterdiði bu olaðanüstü çaba oldukça anlamlı. Meslektaşlarımız adına mutlu olduðumuz bu çabada bizi en çok şaşırtansa gazetecilerden hazzetmeyen, sarı basın kartı olmayanları gazeteci saymayan Başbakan'ın bu durumdaki iki meslektaşımızı kurtarma çabası oldu.

Peki kim bu kurtarılan gazeteciler? Medyadan öðrendiðimiz kadarıyla 34 yaşındaki Adem Özköse Gerçek Hayat adlı derginin Ortadoðu temsilcisi. 2004 yılında ABD işgalindeki Irak'a, sonra da Afganistan'a giden Özköse, El Kaide örgütünün kamplarına giderek, örgütün 2. adamıyla görüştü. Bir süre kaldıðı kamptan dönerken uðradıðı saldırı sonucu yaralandı. Suriye'de de 4 yıl yaşayan Özköse Ýsrail ablukasını delmek için Gazze'ye giden Mavi Marmara gemisi eyleminde yer aldı.

21 yaşındaki Hamit Coşkun ise kameraman. Marmara Üniversitesi, iletişim fakültesi 2. sınıf öðrencisi. Babasına "Bulgaristan'a gidiyorum" diyerek evden çıktı. Ama o Suriye'ye gitti. Ailesi Suriye'de olduðunu ve kaybolduðunu medyadan öðrendi.

Peki bu hikayenin yaşandıðı zamanda iktidar AKP deðil de başka bir siyasi anlayış olsaydı ne olurdu sizce? O anlayışın Türkiye'sinde ilgili yargı kendisine nasıl bir vazife çıkarırdı acaba? Biliyoruz. Ama şimdi bizim iddianamemizi yazan savcının aklıyla bakın ne olurdu:

Hemen bir iddianame hazırlanır ve şunlar yer alırdı:

"El Kaide Terör Örgütü'nün politikalarıyla paralel yayın yapan aşırı Ýslamcı çizgideki 'Gerçek Hayat Dergisi' adlı derginin sözde Ortadoðu temsilcisi olan şüpheli Adem Özköse'nin gizli tanık, teknik takip ve şüpheli beyanlarından El Kaide Terör Örgütü'nün yöneticisi olduðu anlaşılmıştır. Tanık ifadeleri ve elde bulunan delil durumuna göre; şüpheli Özköse 2004 yılında, El Kaide Terör Örgütü (T.Ö.) ve diðer Ýslamcı hareketlerin etkin olduðu Irak'ın (x) bölgesine gittiði, sonra El Kaide T.Ö.'nün ana karargahı durumundaki Afganistan'a geçtiði, burada T. Örgütü'nün üst düzey yöneticileriyle görüştüðü ve çeşitli toplantı ve konferanslara katıldıðı, çatışmalara katıldıðı, bu çatışmalar neticesinde yaralandıðı, buradan aldıðı talimatları dergideki diðer yönetici ve üyelere aktardıðı, ayrıca örgüt talimatı doðrultusunda Gazze'ye gittiði, oradaki örgüt mensuplarıyla görüştüðü, izinsiz gösteri ve eylemlere katıldıðı, Terör Örgütün'ün üst düzey yöneticisi olarak çalıştıðı, anlaşılmıştır..."

Peki ya Coşkun için ne denirdi?

"Marmara Üniversitesi'nde öðrenci gibi görünse de babasına 'Bulgaristan'a gidiyorum' diye çıktıðı evinden El Kaide Terör Örgütü'ne, 70 gün önce katılmak için çıktıðı Suriye'ye geçtiði, burada Suriye güvenlik güçlerince yakalandıðı, şahıslar 'belgesel çekmeye geldik' deseler de dergici ile kameramanın böyle bir ortak işi olmayacaðı gizli tanık, şüpheli ifadeleri, teknik takip ve yurtdışı çıkış kayıtları sonucunda anlaşılmıştır... Şüphelilerin gazeteci deðil Terör Örgütü üyesi ve yöneticisi oldukları, sabittir ve her türlü izahtan varestedir..."

Şaşırdınız mı? Şaşırmayın lütfen, bir de hakkımızda hazırlanan iddianameye buradan bakın. Sonra da vicdanınızı yoklayın... Neyse karşı karşıya olduðumuzu eminim anlayacaksınız...