Hrant Dink anıldı: 14 yıldır buradayız Ahparig

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katledilişinin 14’üncü yıl dönümünde vurulduğu noktada anıldı. Rakel Dink, “Katil olmadığını kanıtlamak için adeta aptal olduğunu kanıtlamaya çalışan bir devlet” dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in katledilişinin 14. yıl dönümünde vurulduğu noktada anıldı. Salgın nedeniyle temsili katılımla gerçekleşen anmada Dink’in ailesi, arkadaşları yanı sıra CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bağımsız milletvekili Ahmet Şık katıldı.

Anmaya saatler kala Agos Gazetesi’nin eski binasının bulunduğu Halaskargazi Caddesi’nin her iki yandan kapatan polis, sadece basın mensuplarının girmesine izin verildi.

Agos Gazetesi’nin eski binasına“ Hrant’sız 14 yıl”, “ Buradasın Ahparig” , “Biz bitti demeden bu dava bitmez” yazılı pankartların asıldı, Hrant Dink ‘in vurulduğu noktada karanfillerin ve mumların bırakıldı.

Her yıl olduğu gibi Sarı Gelin türküsünün yankılandığı anmada, Hrant Dink’in kendi sesinden dinletildi. Saatler 15.05 gösterdiğinde Hrant Dink ailesi anma noktasına gelmesiyle anma başladı. Sık sık, “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz”, “ Yaşasın hakların kardeşliği”, “ Biz bitti demeden bu dava bitmez” sloganlarının atıldığı anmada, bu yıl Hrant Dink’in eşi Rakel Dink tarafından okunan açıklama şöyle:

14 YILDIR BURADAYIZ AHPARİG

“Sevgili dostlar, 14 yıldır buradayız.

Bugün pandemi şartlarıyla, acıları ve bilinmezlikleriyle buradayız. Biliyorum ki, yürekleri burada çarpanlar çok çoktur.

Burası unutturulmak istenen konuların hatırlandığı, hatırlatıldığı bir yer oldu. Burası acılarda kardeş olmayı öğrendiğimiz yer, acıları paylaşma, yüzleşme, yüzleştirme yeri oldu. Adalet ve doğruluk arayanların, isteyenlerin bir araya geldiği yer oldu. Bu alan devletin işlediği, göz yumduğu, duyarsızca, acımasızca cevapsız, sonuçsuz bırakılan cinayetlerin, davaların dile getirildiği yer oldu.

YALANLARINA TÜY DİKTİLER

Bir kılıç artığı torunu olarak, yüzyıldır yaşadığımız acıları inkar etmek, yalanlamak yetmedi bir de ‘sözde soykırım’ diyerek, yalanlarına tüy diktiler. Birilerini acıtıyor muyuz, incitiyor muyuz diye hiç düşündünüz mü? Ermeniye sonu gelmeyen düşmanlığınız, hakaretleriniz, aşağılamalarınız, kininiz, öfkeniz gerçekten artık yoruyor. Siz hiç yorulmadınız mı? Yazık. Susmak, pişkinlik utanç verici. Rab yardımcımız olsun.

 TEKRARLANMAMASI İÇİN ADALET, DOĞRULUK VE PİŞMANLIK GEREKTİRİR !

‘Gördüğü insan kardeşini sevmeyen, görmediği Allah’ı seviyorum diyen yalancıdır.’ diyor Tanrı Sözü.

Tekrarlanmaması için, sorumluluk, duyarlılık, adalet ve doğrulukla pişmanlık gerekiyor. İtiraf, özür ve tövbe gerekiyor.

ACIMIZI DİLE GETİRMEKTEN UTANIR OLDUK !

Sevgili dostlar, o kadar çok biriken acılar, katliamlar, cinayetler, yaslar, davalar var ki, acımızı dile getirmekten utanır olduk. Vatandaşıyla sorunları bitmeyen bir devletimiz var maalesef… Halbuki öldürmekten, düşmanlıktan, savaştan kim ne kazanmıştır, ölümün, yasın, acıların, kıtlığın, bereketsizliklerin çoğalmasından başka?

Barış esenlik, sevgi, iyilik, bereketle sevinç varken; neden kötülük, neden düşmanlık, neden zulüm, neden savaşlar? Bunlar Tanrı’ya da düşmanlıktır. Temiz eller böyle mi olur? Bu virüs hangi sabunla temizlenir. İnsan onuru böyle mi korunur? Devletler, yönetimler böyle mi onurlu olur?

EŞİMİN CİNAYETİNİ 14 YILDIR ÇÖZMEDİLER !

Eşimin davası 14 yıldır devam ediyor. Bu 14 yılda bir cinayet davasını çözemediler! Çözemediler, çünkü maksat çözmek değil. Nasıl kapatırız diye çabalıyorlar ama her yere o kadar bulaşmış ki bir türlü paketleyemiyorlar. Şu kadar yıldır etkili bir soruşturma yürütememek başka nasıl izah edilebilir? Şu kadar senedir tehdit edenlerin, hedef gösterenlerin bir kere bile sorgulanmamış olmaları, başka nasıl açıklanabilir? Yakında davada yine bir karar çıkarıp bitti demeye çalışacaklar. Bittiğinden eminseniz neden avukatlarımızın taleplerini reddediyorsunuz? Neden tehdit edenleri, hedef gösterenleri ve azmettirenleri soruşturmuyorsunuz?

SEN AYAĞIN, SEN ELİN, SEN DİLİN DEĞİLSEN NESİN ?

14 yıldır bu ülkede nice ittifaklar kuruldu, bozuldu. Ona göre bizim dava da renk değiştirdi durdu. İnsan düşünmeden edemiyor: acaba bu defa hangi ittifaktaki kimlere dokunuyor?

Basitçe söyleyelim, Hrant’ı FETÖ öldürdü demek, ‘ben yapmadım elim yaptı’ demektir. Hrant’ı Ergenekon öldürmüş demek, ‘ben yapmadım ayağım yaptı’ demektir. Yıllarca dilinle bağıra bağıra, ayağınla yürüyerek buraya geldin. Ve silahı iki elinle tutup tetiği çektin. Çutağımı öldürdün. Sen ayağın, sen elin, sen dilin değilsen nesin? 14 yıldır görevini layığıyla yaptığını kanıtlamaya çalışan onca inkarcının, sanıkların ve tanıkların arkasında bir garip devlet görüntüsü var. Katil olmadığını kanıtlamak için adeta aptal olduğunu kanıtlamaya çalışan bir devlet... Bırakın hangi duvar, hangi bina yıkılırsa yıkılsın. Bu halk bundan iyisini inşa edecektir. İnşa edemeyecekse zaten harabedir.

KÖTÜYE İYİ, İYİYE KÖTÜ DİYENLERİN VAY HALİNE !

RAB'bin iğrendiği yedi şey vardır. Maalesef gururdan, yalandan geçilmiyor. İnsan öldürenler, düzenbazlar, kötülükten zevk alanlar çoğaldıkça çoğalıyor. Ve maalesef ayırımcı zihniyet, çekişmeler, düşmanlık ve yalancılık soluyarak beslenip semizleniyor. Ülkemiz için yas tutsak yeridir, çünkü hepsi fazlasıyla var.

“Suçu yalanla örülmüş iplerle, günahı araba urganıyla çekenlerin vay haline! ...Kötüye iyi , iyiye kötü diyenlerin, karanlığı, ışık, ışığı karanlık yerine koyanların; acıya tatlı, tatlıya acı diyenlerin vay haline.”