HSM: Yeniden savaş pozisyonu almaya hazırız

HSM: Yeniden savaş pozisyonu almaya hazırız

AKP hükümetinin demokratik çözüm sürecinin ikinci aşamasında adım atmama tutumunu sürdürdüğünü söyleyen Halk Savunma Merkezi (HSM) Üyesi Delal Amed sert uyarılarda bulundu:  “AKP hükümeti önümüzdeki günlerde adım atmayıp süreci bitirme noktasına getirirse, HPG olarak, yeniden savaş pozisyonunu almaya ve etkili bir biçimde devreye girmeye hazırız.”

Demokratik çözüm ve barış uğruna, savaşı yükseltme olanaklarını bir tarafa bırakarak çözüm sürecinin başarısı için fedakarlık yaparak risk aldıkların kaydeden Amed,  “Açık olarak şunu söylüyoruz: Biz samimi davranıyoruz, gerçek çözümü hedefliyoruz. Ama çözüme samimi yaklaşmayan, tarihsel Kürt sorununun çözümünü gayrı ciddi ele alan ve Önderliğimizi boşluğa düşürmek isteyenler, kesinlikle tarih karşısında mahkum olacak ve hak ettikleri cevabı bulacaklardır” dedi.

Halk Savunma Merkezi (HSM) Üyesi Delal Amed, HPG Askeri Konsey Üyeleri Bawer Dersim ve Gülistan Gülhat ile birlikte Medya Savunma Alanları’nda Kuzey Kürdistan alanlarından gerillanın çekilmesi ve demokratik çözüm süreciyle ilgili basın toplantısı düzenledi.  Dersim’den Medya Savunma Alanları’na ulaşan 80 gerillayla birlikte kameraların karşısına geçen Delal Amed, Türk hükümeti ve başbakan Erdoğan’ın gerillaların geri çekilmesine ilişkin iddialarına yanıt verirken sert uyarılarda bulundu.

‘BİRİNCİ AŞAMADA BÜYÜK BİR ÇABA VE ÖZVERİ SAHİBİ OLDUK’

Kürt sorununun barışçıl demokratik yöntemlerle çözümü ve Türkiye’nin demokratikleştirilmesi hedefiyle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 2013 Newroz‘unda başlattığı tarihi süreçle yeni bir mücadele aşamasına girildiğine dikkat çeken Delal Amed, Kürt Özgürlük Hareketi’nin Öcalan’ın başlattığı bu sürece tümüyle katılarak bu sürecin gereklerini yerine getirmek için önemli kararlar aldığını ve hayata geçirdiğini belirtti.

Öcalan’ın Newroz’da yaptığı ilandan önce 13 Mart 2013 tarihinde ellerinde bulunan Türk devlet mensuplarının serbest bırakıldığını ifade eden Amed, Öcalan’ın çağrısı üzerine 23 Mart günü ateşkes ilan ettiklerinin altını çizdi. KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı’nın 25 Nisan’da yaptığı basın toplantısıyla geri çekilme sürecinin 8 Mayıs günü başlayacağını ilan ettiğini, HPG’nin de 7 Mayıs günü yaptığı açıklamayla olumsuz mevsim koşullarına rağmen gerillaların harekete geçeceği, sürecin başarıyla tamamlanması amacıyla HPG’nin üzerine düşen görev ve sorumlulukları eksiksiz bir biçimde yerine getireceğini belirttiklerini aktardı. Delal Amed Demokratik Çözüm Yürüyüşü çerçevesinde Kuzey Kürdistan’dan hareket eden ilk gerilla grubunun da 14 Mayıs günü Medya Savunma Alanları’na ulaştığını hatırlattı.

Halk Savunma Merkezi Üyesi Amed, açıklamanın devamında şunları kaydetti:

“Tüm kamuoyunun yakından takip ettiği bu süreçte HPG olarak Önderliğimizin ve hareketimizin çağrılarının üzerimize yüklediği görevleri büyük bir sorumluluk ve ciddiyetle yerine getirme çabalarını sergiledik. Önderliğimizin üç aşamalı olarak planladığı sürecin birinci aşamasında HPG olarak ateşkes ve çatışmasızlık ortamının sağlanması ve korunması amacıyla büyük bir çaba ve özveri sahibi olunmuş, geri çekilme sürecine karar kılınmış ve başlatılmıştır.

AKP HÜKÜMETİ HİÇBİR SOMUT ADIM ATMADI

Önderliğimizin ve hareketimizin süreci ilerletme ve başarıya ulaştırma iddia ve iradesine karşın, AKP hükümeti kapsamlı operasyonları durdurma dışında hiçbir somut adım atmamıştır. Gerilla güçlerimizin geri çekilmeye başlamasıyla birlikte Kuzey Kürdistan’da bulunan tüm askeri karakol ve üslere yoğun asker ve cephane takviye edilmiş, savaştan yorgun düşen güçler değiştirilmiş, yıpranan ve savaşamaz konuma gelmiş tüm yapılar yenilenmiş, yeni karakol inşaatları başlatılmış, var olan karakollarda güçlendirme çalışmalarına hız verilmiş, güvenlik amaçlı baraj ve askeri yol yapımlarına ağırlık verilmiştir. Gerillalarımızın ateşkes pozisyonu fırsat bilinerek yürütülen bu faaliyetler yanında yeni korucu kadroları açılmış, savaş hazırlıkları kapsamında Güney ve Kuzey Kürdistan’da bulunan tüm gerilla alanlarımızda İnsansız Hava Araçlarıyla yoğun keşif faaliyeti yürütülmüştür.”

HÜKÜMET İKİNCİ AŞAMADAKİ SORUMLULUĞUNU YOK SAYIYOR

 Hareketimiz ve özelde HPG olarak bizler birinci aşamada üzerimize düşen tüm sorumluluğu eksiksiz ve başarılı bir biçimde yerine getirmiş bulunuyoruz. Ağırlıklı bölümü sorumluluğumuz altında gelişen ve başarıyla sonuçlanan birinci aşamanın ardından, Haziran ayıyla birlikte başlaması gereken ikinci aşamanın sorumluluğunun hükümet ve siyaset kurumlarında olduğu bilinmektedir. Ancak görüldüğü ve yakından takip edildiği üzere AKP hükümeti hiçbir somut adım atmamış, yine ikinci aşamaya geçmemek için ayak diremiştir. Bu sürecin baş mimarı olan Önder Apo’nun sağlık, güvenlik ve özgürlük sorunları gündeme alınmamış, üzerindeki tecrit bile kaldırılmamıştır. Kürt halkına düşmanlık anlamına gelen yasalar olduğu gibi yürürlükte kalmış, olumlu anlama gelebilecek hiçbir adım atılmamıştır. İkinci aşamadaki sorumluluğunu yok sayarak bahaneler üretmeye çalışan hükümet, bu tavır ve politikasını hareketimize yüklemeye çalışmaktadır. Çekilen güçlerimizin ancak yüzde yirmi düzeyinde olduğun iddia eden AKP hükümeti bu güçlerimizin profilinin ise ‘kadın, yaşlı ve tecrübesiz’ gerillalardan oluştuğunu öne sürmektedir.
GERİ ÇEKİLME BİRÇOK KOLDAN YAPILDI

Önderliğimizin çağrısından bu yana bütün kamuoyu Türkiye toplumu ve Kürt halkı karşısında açık bir faaliyet yürüttüğümüz bilinmektedir. Ateşkese uyma ve esirleri bırakma konusunda olduğu gibi geri çekilme sürecinde de her türlü gözlem ve denetime açık olduğumuz açıkça ilan etmiş ve büyük bir ciddiyetle yürüttüğümüz bu faaliyetlerimizi tüm basın ve kamuoyuna açık bir şekilde gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu amaçla koşullar çerçevesinde geri çekilen güçlerimizin belli bir bölümünün Medya Savunma Alanları’na giriş anı kameraya çekilerek kamuoyuna da yansıtılmıştır. Fakat imkansızlıklardan dolayı geri çekilen tüm güçlerimizin çekimi ve basına yansıtılması yaşanmamıştır. Geri çekilmenin birçok koldan Güney ve Doğu Kürdistan’a yapılmış olmasından dolayı, geri çekilme yapan tüm güçlerin çekiminin yapılması zaten mümkün olamazdı.

ÇEKİLEN GÜÇLER DEVRİMCİ HALK SAVAŞI’NIN MERKEZİNDEYDİ

Kuzey’de bulunan güçlerimiz bilindiği üzere bir savaş gücüdür. Kürdistan’ın en zorlu coğrafyalarında mücadele yürüten dinamik güçlerdir. Bu güçlerimiz içerisinde ne yaşlı, ne hasta, ne de çocukların bulunmadığı çok iyi bilinmektedir. Çekilen güçlerimizin hepsi 2012 yılında sömürge sistemini felç eden Devrimci Halk Savaşı helmesinin merkezinde aktif bir biçimde yer alan gerillalarımız olmaktadır. Basına verilebilen grupların durumundan da anlaşılacağı üzere güçlerimizin profili hakkında söylenen sözler tamamen gerçek dışıdır. Bu biçimde kasıtlı olarak gerçeklerin çarpıtılması düşündürücü bir durumdur. Türkiye’nin en temel sorunu olan bu ciddi sorunun çözümü için yakalanan tarihi fırsatın heba edilme tutumunun öne çıktığı görülmektedir. Her şeyden önce ortaya konulan büyük bir samimiyet, karlılık ve emek vardır. AKP hükümeti ve Başbakanın sergilediği tutum bu emek ve kararlılığın inkar edilmesi, küçümsenmesi ve yok sayılmasıdır.

AKP’NİN AKİL İNSANLARA YAKLAŞIMI NİYETİNİ GÖSTERDİ

Oysa daha sürecin başında Önder Apo, Akil İnsanlar Grubu’nu önerirken her iki tarafın üstüne düşen sorumluluğu yapıp yapmadığını gözetlemeyle görevli kılınması gerektiğini belirtmişti. AKP hükümeti ise Akil İnsanlar Grubu’nu kurdu ama bu grubu süreci izleme ve tarafların üzerine düşen görevleri yapıp yapmadığını gözlemleme yerine süreci topluma izah etmeye yönlendirdi. Eğer AKP hükümetinin gerçekten samimi ve ciddi adım atma niyeti olsaydı Akil İnsanlar Grubu’na bir propaganda grubu olarak değil de bir gözleme, izleme, takip etme ve ortaya çıkan sorunları çözme ekipleri olarak gerçek anlamda bir rol verirdi ve şimdi kamuoyu Erdoğan’ın veya bizlerin ağzından değil, Akil İnsanların ağzından kimin rolünü oynayıp oynamadığını dinleyebilirdi. Akil İnsanlara bu rolün verilmemesi,  AKP’nin adım atma niyeti taşımamasındandır. Çünkü eğer böyle olmasaydı, şimdiye kadar bazı adımlar atardı.

SÜRECİ STRATEJİK OLARAK ELE ALDIK

Önderliğimiz ve hareketimiz, süreci bir taktik süreç olarak değil, stratejik süreç olarak ele aldı. Önder Apo’nu Newroz Deklarasyonu’nda ifade ettiği bir stratejinin ortaya konulmasıdır. Biz süreci stratejik olarak ele aldık ve onun için de 2012’de başarılı bir biçimde gerçekleşen gerilla hamlesini 2013’te daha üst aşamada pratikleştirmenin iç ve dış koşulları olmasına rağmen tercihimizi Önder Apo’nun geliştirdiği yeni stratejide kıldık. Biz demokratik çözüm ve barış uğruna, muazzam savaşı yükseltme olanaklarını bir tarafa vererek, çözüm sürecinin başarısı için fedakarlık yaptık, risk göze aldık. Ama şimdi Türk Başbakanı Erdoğan’ın bütün çabalarımızı hiçe sayması, onun iyi bir niyete sahip olmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

ETKİLİ BİR BİÇİMDE DEVREYE GİRMEYE HAZIRIZ

Önderliğimiz ve hareketimiz tarafından süreç bitirilmiş değildir, devam etmektedir. Ancak AKP hükümeti önümüzdeki günlerde adım atmayıp süreci bitirme noktasına getirirse HPG olarak yeniden savaş pozisyonunu almaya ve etkili bir biçimde devreye girmeye hazır olduğumuzu da açıkça belirtmek istiyoruz.”

HİÇBİR GÜÇ ARKADAŞLARIMIZI DERSİM DAĞLARINDAN KOPARAMAZDI

Türk Başbakanı’nın söylediklerinin gerçekleri yansıtmadığının açık göstergesi, şu anda arkamızda duran, hepsi de ta Dersim’den 2 ay yürüyerek gelmiş bulunan, askeri performans, bilinç ve fiziki kondisyonu yerinde, yıllarca Dersim dağlarında savaşabilecek, hareketimizin kararlı militan, komutan ve savaşçı yapılardır. Önder Apo’nun talimatı ve kararı olmadan hiçbir güç bu genç arkadaşları Dersim dağlarından koparamazdı. Eğer bugün 80 arkadaş ta Dersim’den buraya kadar gelmişse, bu samimiyetin göstergesi değil de nedir? Bu konudaki takdiri tüm kamuoyuna ve değerli halkımıza bırakıyoruz.

ÇÖZÜME SAMİMİ YAKLAŞMAYAN HAK ETTİĞİ CEVABI BULACAKTIR

Açık olarak şunu söylüyoruz: Biz samimi davranıyoruz, gerçek çözümü hedefliyoruz. Ama çözüme samimi yaklaşmayan, tarihsel Kürt sorununun çözümünü gayrı ciddi ele alan ve Önderliğimizi boşluğa düşürmek isteyenler, kesinlikle tarih karşısında mahkum olacak ve hak ettikleri cevabı bulacaklardır. Bu tarihi dönemde HPG üzerine düşen her türlü görev layıkıyla yerine getirecek ve üslendiği rolü her koşul altında başaracaktır. Tüm halkımız ve kamuoyu bundan emin olmalıdır.”