HSO Komutanı Şêx: Kürtler haklarını eksiksiz almalı

HSO Komutanı Şêx: Kürtler haklarını eksiksiz almalı

HSO Askeri Konsey Başkanı Mustafa Şêx, Kürtlerin mücadeleleriyle Suriye’nin ve bölgenin geleceğini belirleyebileceğini söyledi. Şêx, “Kürtler bu toprakların sahiplerdir ve bütün haklarını eksiksiz almaları gerekiyor” dedi. 

Sorularımızı yanıtlayan Hür Suriye Ordusu (HSO) Askeri Konsey Başkanı Tuğgeneral Mustafa Şêx çarpıcı açıklamalarda bulundu. Üçüncü yılına giren Suriye’deki devrimci mücadelenin girmiş olduğu çıkmazın uluslararası bazı güçler ile baştan beri bazı İslami gruplardan kaynağını aldığını belirten Şêx, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dediği gibi halkların birliği ile kazananın Suriye olduğunu söyledi. Rojava’da gerçekleşen devrime ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde de bulunan Şêx, Kürtlerin Suriye devrimindeki rollerinin bölgesel bir devrimi gerçekleştirme rolü olduğuna vurgu yaptı.

Suriye devrimi neden uzun sürdü. Bundan uluslararası güçlerin ne kadar etkisi var ve HSO’dan kaynaklı yanları nelerdir?

Bunun başlıca nedeni Ortadoğu’da sorunların hepsinin Suriye merkezli olmasıdır. Suriye’deki olumlu yada olumsuz bir gelişme uluslararası güçlerini de, bölge güçlerini de etkiliyor. Suriye’nin yapılandırılması uluslararası dengelere göre gerçekleştirilmişti. Uluslararası güçler ikinci dünya savaşından sonra mezhep ve etnik yapılara göre bölgeyi oluşturdukları için toplumlar, mezhepler, halklar arasında büyük çelişkiler yaşanmaya başlandı. Bu bölgede en belirgin biçimde Sünni ve Alevi mezhepleri biçimde kendisini yansıttı. Bu çelişkileri yaratmalarının amacı halkları, mezhepleri, toplumları birbirine çarpıştırıp güçten düşürerek denetimlerine almaktı. Bunu İsrail, Suriye ve İran üzerine kurmayı planladılar. Sovyetler Birliği’nin dağılması ve ardından kapitalizme geçişi ekonomik çöküntülerini ve sistemin yaşlandığını ortaya çıkardı. Bundan dolayı yeni bir dünya düzenini oluşturma çabalarına girdiler. Bu beraberinde bazı sancıları getirdi. Bu sancılar Arap aleminde önemli gelişmelere neden oldu ve Arap Baharı olarak kabul edilen süreci beraberinde getirdi. Suriye devrimi de bu sancıların sonucu olarak ortaya çıktı. Suriye toplumsal devrimi uluslararası iradenin kırılması demektir. Suriye devriminin gecikmesinin nedeni, uluslararası sistem ile egemen güçlerin iradesini kırma amaçlı olduğu içindir. Yine rejimin ordusu ile mezhepçi yaklaşımını sürdürmek isteyen uluslararası güçlerin hizmetine giren ordu ve devletçi yaklaşımlarıdır. Suriye’de, Suriye halkları ile uluslararası güçler arasında Beşar Esad kişiliği üzerinden bir mücadele sürüyor. Beşar Esed’in devrimi geciktirecek kadar direnmeye gücü yoktur. Arkasındaki uluslararası güçlerin desteğiyle direniyor, devrimi geciktiriyor. 

HSO içindeki parçalanmanın nedeni nedir sizce?

HSO’nun parçalanmasının temel nedeni Müslüman Kardeşler’dir. Bu parçalama uygulamaları Suriye halklarına cehennemin kapılarını açtı. Bu devrim toplumsal bir devrimdir. Dillerin, kültürlerin, halkların hepsinin içinde yer aldığı bir devrimdir. Çıkış öyle başladı. Ama Müslüman Kardeşler bu değerler üzerine oturarak devrime İslami İdeolojinin rengini verdiler. Bu durum artık herkesin devrim ve devrimcilik adına kendini Suriye’de örgütlemesine kapı açtı. Bu da dışarıdan İslami grupların gelmesine kapı açtı. Ve bu durum Suriye’nin geleceğini de tehlike soktu.

Uluslararası güçler de hiçbir zaman HSO’nun birlik olmasına, ortak bir yönetimi oluşturmasına fırsat vermedi. Devrimin gerçekleşmemesi için bu sistemin ciddi çabaları var. Çünkü Suriye devriminin başarısı kapitalist sistemin yıkılmasıdır.

Daha önce bir hükümet ilan edildi çok fazla yaşama şansı olmadı. Yeni bir hükümet kurma tartışmaları var bunun başarı şansı var mı, sorunu çözebilecek mi?

Gasan Hito’nun hükümetini öne çıkaran Müslüman Kardeşler’di. Hito’nun daha kim olduğunu bilmeden yukarıdan devrime kalkışan Suriye halkına kabul ettirmek istediler. Hito’nun kim olduğunu ve ideolojisinin ne olduğunu bilmiyoruz. Fakat Hito hükümetinin daha kurulmadan yıkılması ve kabul görmemesinin temel nedeni uluslararası güçleri rejim ile devrimci güçler arasında yer alacak bir hükümet kurma çabalarıydı.

Yeni bir geçiş hükümetini kurma çabaları var. Bu da uluslararası güçlerin planıdır. Bu çabalar barışçıl bir yöntemle siyasi diyalogla çözme arayışları gibidir. Ama öyle değil. Bu çabalar Rejim ordusunun iskeletinin korunması içindir. Uluslararası güçler Beşar Esad’ın kişiliğini, şahsını savunmuyorlar. Çıkarlarının temsilini yapan, koruyan rejiminin arkasındadır. Eğer Suriye Rejim ordusu ile savunması eski biçimiyle kalırsa -ki gelecek hükümet bunu koruyacak- kişisel görüşüme göre, devrimci güçler daha fazla direnecekler. Bu da devrimin uzaması demek. Eğer ordu ve güvenliği sivil toplum ve sivil devlet amaçlı yasal düzenlemeler yapılarak düşünülürse bir çözüm getireceği söylenebilir.

Beşar Esad hiçbir yerde kimyasal silah kullanmadıklarını iddia ediyor. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Esad birçok yerde kimyasal silah kullandı. Uydular ve atmosferde yapılan ölçümler bunu kanıtladı. Xan Esel, Humus’ta, Baba Emru, Halep’te Batı Şeyh Maksut ve Şam’da Cevbur ve Idlıp’ta Uteybi de zehirli gaz kullanıldığı yapılan incelemelerle kanıtlandı. Rejim tarafından zehirli gaz kullanıldığı uluslararası güçler tarafından çok iyi ve net bir şekilde biliniyor. Ama açığa çıkarmıyorlar. Çünkü açığa çıkarmaları durumunda ona göre bazı tedbirler almaları gerekiyor. Bu da Beşar Esad iktidar ve yönetimin sonu demektir.

Son dönemlerde Rojava’nın bazı yerlerini görme imkanınız oldu. Askeri güçleri ile toplumsal örgütlenmelerini nasıl gördünüz?

Son dönemlerde Afrin’de yeni oluşumumuzun kongre hazırlık toplantılarından birini yaptık. Askeri güçlerini çok fazla incelemedim. Ama güçlerinin HSO’dan daha örgütlü, disiplinli, kabul red ölçülerine sahibi olduklarını gördüm. Afrin’i ziyaret ettiğim gün benim için bir ulusal bayram günü olduğunu belirtebilirim. Suriye muhalefetinin askeri güçlerinin bir komutanı olarak o topraklara girmekle bazı sınırları ortadan kaldırdığımı düşünüyorum.Rejimin yarattığı Kürtleri kötü tanıtma konusunda yaptığı çalışmalardan ötürü Suriye toplumunda büyük bir kesim bilinçsiz bırakılmıştı. Bu yanlışı düzelterek Kürtlerle Arapların birlikte yaşayarak ve her iki halkın da çıkarına olan egemenlerine karşı birlikte mücadele etme kültürüne dönmeliyiz. 

Ben her zaman tüm Arap ulusu ile İslamın Selahattin Eyyubi’nin yaptıkları için Kürtlere borçlu olduğumuzu söylüyorum. Onun çıktığı dönemlerde din yok olmaya doğru gidiyordu. Arap halkının en iyi dönemini yaşadığı dönemde bizim hükümdarımız Selahattin Eyyübi’ydi. Bir an önce bu kültüre dönmek istiyoruz. Halklar arasındaki bu engelleri kaldırmak toplumun ileri gelenlerine, kardeşlik tarihini bilenlere görev düşüyor. 

Ben Kürtler içinde sevgi ve iyi karşılanmaktan başka bir şey görmedim. Kürtlerin Suriye devrimini tamamlamaya hazır olduklarını gördüm. Kendi devrimlerini gerçekleştirmişler.

Devrim ruhu birlik olmamızı istiyor. Ve birbirimize müsamaha göstermemizi gerektiriyor. Varsa -ki vardır- bazı yanlışları aşmamız gerekiyor. Ve birlikte yeni bir ruhla birlik olalım ve kardeş olduğumuzu bilerek birbirimiz sevelim. Ülke çıkarları her şeyin üstündedir. Bu Kürtlerin de, Arapların da Çerkez, Türkmen vd halkların da çıkarınadır. Onun için hepimizin birlik içindeki bir ülkede yaşamamız gerekiyor. Tüm halklar, kültürler, topluluklar, mezheplerin birbirimizi kabul etmemiz gerekiyor.

Kürtler Suriye devriminde nasıl bir rol oynadılar sizce?

Ben Kürtlerin bir özgürlük davasının sahipleri olduğunu söylüyorum. Sadece Suriye’de değil bölge genelinde Kürtler üzerine yürütülen bir zulüm var. Bir yurttaş olarak bu zulmün kalkmasının gerektiğini söylüyorum. İran, Irak, Türkiye’ye gitmek istemiyorum. Suriye’de çok düğüm var bu konuda. Nasıl ki biz Araplar olarak ulusal ve insani haklarımızı talep ediyorsak yanımızda yaşayan Kürtler, Türkmenler ve diğer hakların da bu haklarının olduğunu ve bu onların en doğal hakları olduğunu söylüyorum. Herkesin bunu kabul etmesi gerekiyor. Ulusal kimliğimle konuşmak bana meşrudur ama şu ana kadar Kürtlere meşru değildir. Bu durum Kürt kardeşlerimizin yarasını derinleştiriyor. Aynı zamanda diğer azınlıklar için de böyledir. Bu yaklaşım çok yanlıştı ve yanlışlığı ortaya çıktı.

Suriye’deki halkların, ulusların birliği kurulacak yeni Suriye’nin temelidir bizim düşüncemize göre. Tüm kesimler tarih, toplum, kültür, kimlik, dil, irade sahibidir. Ama birlik içindeki bir Suriye içinde. Bizim için bir Kürdün ya da Hıristiyan’ın Suriye’yi yönetmesi sorun değildir. Halk kimin yönetmesine karar verirse o yönetsin.

Tarihi süreç içinde Kürtlere yönelik çok yanlışlıklar yapıldı. En son Qamişlo katliamı gerçekleşti. Kürt kardeşlerimiz bu katliam sırasında onların yanında yer almadığımız için bize karşı sitem içindedir. Bu konuda çok haklıdırlar. Ama rejimin oynadığı kirli oyunlar çok fazla bilinmiyor. Bu cehaleti aşma çabalarımız var. Bu cehaletin aşılması durumunda Suriye’deki tüm halk ve ulusların birlik içinde çok güzel bir şekilde yaşayabileceğini görecektir. Kimin hangi inançla yaşayacağına devlet değil, insanların kendileri karar verir.

Kürt kardeşlerimiz iyi örgütlenmişlerdir. Şimdiye kadar Suriye genel devrimi için örgütlülüklerine göre yaptıkları azdır diye düşünüyorum. Hasekê, Serêkani ve Şey Maksutta rejime ve rejim yanlısı güçlere karşı ciddi bir şekilde savaştılar ve direndiler. Ama bana göre bu azdır. Kürtler örgütlü yapılarına göre sahip oldukları iyi niyetleriyle Suriye’de yaşayan herkes için daha fazla şeyler yapabilirler. Bu konuda inisiyatif sahibidirler. 

Kürtlerin genel Suriye devrimine katkılarının Suriye’nin geleceği için olduğunu unutmamaları gerekir. Eğer istenilen düzeyde önümüzdeki dönemde devrime katılmamaları durumunda bazı kesimler tarafından incitilebilirler. Ayrılmayı dahi düşünme hakları var ama hala Arap halkıyla arasına bu konuda çekilen duvarlar yıkabilmiş değil, aşabilmiş değil. 

Kürtler genel devrime katılımıyla bölgenin kaderini belirleyeceklerini bilmeleri gerekir. Özellikle de Kürt ulusu ve halkının geleceğini tayin edeceklerini bilmeleri gerekir. Ben Kürtlere güveniyorum ve inanıyorum. Kürtler, Suriye’nin temel parçalarından biridir. Kürtler bu topraklara dışarıdan gelmemiş. Bu toprakların sahibidirler. Haklarını eksiksiz almaları gerekiyor. 

Dışarıda örgütlenmiş Suriye muhalefeti sorunu çözebilir mi?

Dışarıda var olan muhalefet Suriye halklarının hepsini temsil etmiyor. Dışarıda varlığını sürdüren muhalefet devleti yürütme gücüne sahip değildir. Devrim dışarıdan alınan icazetlerle yapılmaz. İthal edilmez. Yaşadığın topraklar üzerinde gerçekleştirilir. Dışarıda varlığını sürdüren muhalefetin elinde Suriye halklarının kurtuluşunun ilacı da yok. O yüzden çözüm gücü olamazlar.

Bazı güçler Suriye’de Kürt-Arap, Alevi -Sünni çatışmalarını çıkarmak istiyorlar. Sizce bu grupların amaçları nedir?

HSO’ya bağlı çok sayıda grup rejim tarafından oluşturulmuştur. Bazı gruplar da bazı ülkelerin planlarına göre hareket ediyorlar. Bazı gruplar Kürtlere karşı çıkmak için oluşturuluyorlar. Amaçları Kürtlerle Araplar arasında Suriye’nin kaderinin belirleneceği bir dönemde çatışma çıkarmak. 

Suriye nereye doğru gidiyor, Suriye’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Suriye kurtuluşa doğru gidiyor. Suriye halkları özgürlüğe, kurtuluşa, model bir devlet olmaya doğru gidiyor. İçinde adalet, eşitlik, kanun olan bir devlete doğru gidiyor. Tüm halkların, ulusların, etnik grupların içinde kendi kimliği, rengi ile yaşayabileceği, özgürce düşünüp örgütlenebileceği bir sisteme doğru gidiyor. Bu sadece Sünniler, Kürtler için değil, tüm halklar içindir. Zulüm mutlaka bir gün bitecek. Ve kazanan Suriye halkları olacak…