Hukuk Öğrencileri Meclisi bünyesinde il il, ilçe ilçe, şehir şehir, semt semt gezilerek anayasa değişikliği halka anlatılıyor. 

Öğrenciler, çalışmaları ve 16 Nisan'daki tutumlarına ilişkin ANF'ye konuştu...

Hukuk Öğrencisi Side Nur Çelik, anayasa değişikliğinde oylanacak 18 maddeyi halka inerek anlatma fikrinin İstanbul Üniversitesi’nde bir grup öğrenciyle başladığını söyledi.

Şu anda çalışmaların 8 değişik üniversitenin hukuk fakülteleri öğrencileriyle yürütüldüğünü anlatan Çelik, “Halihazırdaki siyasi partilerin referandum söylemleri bizi tatmin etmedi. Anayasa değişikliğini anlatmaktan çok siyasi eksende çalışma yürütüyorlardı ve ortada çok bilgi kirliliği vardı. Bunu görünce hukuk öğrencileri olarak bu anayasa değişikliğinin bize ne getirip ne götürdüğünü halka anlatmaya karar verdik. Halkın en azından neyi oylayacağını bilmesi konusunda kendimizi sorumlu hissettik” dedi. 

Oylanacak anayasa değişikliğinin birkaç yıl sonra avukat olacak hukuk öğrencilerini doğrudan ilgilendirdiğini ifade eden Çelik, “Mesleğimizin onurunu kurtarmak adına söyleyecek sözümüz olduğunu da vurgulamak istedik” diye konuştu. Yaptıkları çalışmalarda halka anayasa maddelerini objektif bir şekilde anlatmaya özen gösterdiklerini dile getiren Çelik, 18 madde içinde en çok endişe uyandıran noktalardan birinin yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanması olduğunu kaydetti. Çelik, “Yargının yürütme tarafından atanması, yürütmenin yasamayı feshedebilmesi ya da yasamanın yürütmeye hesap soramaması yarının hukukçusu olarak beni endişelendiriyor. Bu şekilde yargının da bağımsız ve tarafsız olabileceği çok şüpheli” diye konuştu.

'TARAFIZ'

Özgür Deniz Özdirek, hukuk öğrencileri olarak yaptıkları çalışmanın kendisi için büyük önem taşıdığını vurguladı. Özdirek bunun önemini, “Biz mesleğimizin kamusal bir niteliği olduğunu düşünüyoruz. Aldığımız eğitim sonucunda üstlendiğimiz birtakım kamusal ödevler olduğunu düşünüyoruz. Çünkü biz bu halkın çocuklarıyız ve böyle bir dönemde halka anayasa değişikliğini anlatmayı görev edindik” diyerek ifade etti. Yürüttükleri çalışmada birçok farklı siyasi görüşten arkadaşlarının yer aldığını belirten Özdirek, “Burada siyasi angajmanlardan soyutlanıp, hukuk öğrencileri ne yapabilir ne söyleyebilir diyerek yola çıktık. Biz dersimize çok iyi hazırlandık; aramızda anayasa değişikliğini çok tartıştık. Alanda bizi ne bekleyeceğini de biliyorduk. Saldırılara uğradık, tehdit edildik ama pes etmedik, bunlar bize güç kattı” diye konuştu. 

'HÜKÜMETİN DAYATMASINI KABUL ETMİYORUZ'

Özdirek, bugüne kadar İstanbul’da hemen hemen her yeri gezdiklerini, ulaşabilecekleri her toplumsal katmana ulaştıklarını söyledi. Özdirek, anayasa değişikliği konusunda kendi kişisel fikrini şöyle anlattı: 

"Bir kere anayasa toplumla uzlaşmadan yapılmaz. Bu anayasa yapılırken biz bu anayasanın öznesi değildik. Bu konuda ne gençlerin, ne kadınların, ne işçilerin, hiç kimsenin fikri alınmadı. Siyasi partiler kendi ayrıştırıcı üsluplarıyla bir çalışma yürütmeye başladılar. Ama biz gençlerin söyleyecek sözü var. Evet, tarafsız değiliz; hukuktan yana tarafız. Bu anayasa, meşru olup olmadığı tartışmalı bir hükümet tarafından bize dayatılıyor. Biz gençler olarak bunu kabul etmiyoruz ve elimizden geldiğince siyasi propaganda yapmadan hangi maddelerin oylandığını halka anlatıyoruz.” 

Sahada konuştukları birçok kişinin oylanacak maddelerin ne anlama geldiğini bilmediğine ve zaten bilmelerinin istenmediğine işaret eden Özdirek, tüm bilgi kirliliğine rağmen halkın en doğru kararı vereceğine inandığını kaydetti. 

‘HAKİKATİN YANINDAYIZ'

Mert Batur ise, hukuk öğrencileri olarak kendi yerlerini hakikatin yanında olarak tanımladıklarını vurguladı. “Konuşulmayan, tartışılmayan bir anayasanın oylanması bize doğru gelmiyor” diyen Batur, “Biz bugün iktidarı sevenler ve sevmeyenler olarak iki kutuplu siyaset içinde hapsolduk ve biz bu kutuplaşmaya taraf değiliz. Tabii ki ‘evet’ veya ‘hayır’ konusunda hepimizin bir tarafı var ve oy kullanacağız” dedi. Anayasa değişikliğine dönük olarak halka somut hiçbir şey anlatılmadığını belirten Batur, “Birbirini suçlayarak, birbirini karalayarak, kahvehane atışması yaparak siyaset yürütülemez. Asıl mesele tabandaki bu kutuplaşmayı kırmak ve hakikat üzerinden uzlaşma sağlamak” dedi.