Hukukçu Leygara: HEP’ten DTP’ye kapatma kararları hep aynı

HDP’nin kapatma davasına ilişkin konuşan siyasetçi ve hukukçu Cebbar Leygara, "HEP ve DTP arasında nereden bakarsak 25 yıl geçmesine rağmen, kapatılma gerekçeleri ve kararları aynıdır" dedi.

AKP-MHP faşist iktidarı bir yandan yeni yargı reformu ile toplumdaki itirazları gündem dışı bırakmaya çalışırken, diğer yandan da Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) kapatma çabaları içerisindedir. Kürt siyasal hareketinin daha önce birçok partisi kapatılmıştı. Ancak her seferinde daha güçlü ve oy oranlarını artırarak siyasete geri dönmüşlerdi.

Yıllardır Kürt siyaseti içerisinde yer alan hukukçu Cebbar Leygara, geçmiş tecrübelerini ANF’ye anlattı.

Leygara, özellikle yargı reformunun içinin boş ve sadece iktidara fayda sağlayacak düzenlemeler olacağını söyleyerek, reform söylemlerinin samimi olmadığını belirtti. Leygara, reform tartışmalarının ifade ve özgürlüklerin, örgütlenme ve demokrasinin önüne açan bir içeriğe sahip olmayacağını kaydederek, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yargının iyice siyasallaştığını ifade etti.

YARGI REFORMU İNANDIRICI DEĞİL

Leygara, bağımsız yargı mantığının artık kalmadığını, hakim ve savcıların bir gece ansızın gözaltına alınacaklarından korktuklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Bunların yanı sıra AKP'de il başkanlığı veya yöneticilik yapmış olan avukatları hakim ve savcı yaptılar. Tüm bunlardan dolayı yargı reformunun bir inandırıcılığı yok. Demokrasilerde temel olan başlıkların hiçbirine yer vermiyorlar.

Örneğin siyasal partilerin, vakıfların, derneklerin veya sendikaların hiçbirinin garantisi yok. Hepsine kayyumlar atanıyor. Yine gazeteciler ve seçilmişler içerideler. Sosyal medyada paylaşımlar yapanlar içerideler. Şirketlere ve insanların mal varlıklarına el konuluyor. Böyle bir ortamda iktidarın reform söylemine inanmak çok zor."

DEMOKRASİNİN 4 TEMEL TAŞI VAR

HDP’nin kapatılma davası ile ilgili de konuşan ve yıllardır bu partinin öncelleri olan partilerde hem yönetici hem de avukat olarak yer aldığını söyleyen Leygara, “Demokrasinin dört temel taşı vardır; Anayasa, siyasi partiler kanunu, seçim kanunu ve yargının adil olması. Bunların hangisinin olduğunu söyleyebiliriz? Halkın Emek Partisi’nden bugüne kadar bir gelenek var ve durmadan kapatıldı. HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP ve DTP kapatıldı. Ben bu partilerin çoğunda kurucu üye, genel merkez yöneticisi ve zaman zaman da avukat olarak yer aldım.

Kapatma kararlarının çoğunda tamamen siyasi mülahazalar etkin idi. Örneğin HEP’ten bugüne kadar değişen hiçbir şey yok. HEP ve DTP arasında nereden bakarsak 25 yıl geçmesine rağmen, kapatılma gerekçeleri ve kararları aynıdır. HEP’in kapatma kararında ‘Bir halk yaratmaya çalışmak’ deniyordu. DTP’nin kararında da aynı şey deniyordu. Türk halkı dışında Kürt halkı da vardır dendi mi bunu ‘bölücülük’ olarak ele alıp, kapatma davaları açıyorlar" diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN DERİN KODLARI

Bugüne kadar kapatılan Kürt siyasal partilerinin tüzük veya programlarında Kürtlerin haklarına ve değerlerine yer verilmesinin bahane edilerek davalar açıldığını hatırlatan Leygara, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu gerekçeler ve söylemler sosyolojiye, coğrafyaya ve tarihsel geçmişimize aykırıdır. Yani Kürtler binlerce yıldır bu topraklarda yaşıyorlar.

Kürtler 1991 yılına yoktular da HEP’in onları tüzüklerine almaları ile mi ortaya çıktılar? Bunu neden yapıyorlar? Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu kodlar var; jöntürklerden gelen milliyetçilik anlayışı ve Türk ulusu dışındaki diğer tüm hakları yok saymaları. Kaldı ki sadece bizim partilerimiz kapanmadı. Örneğin Türkiye İşçi Partisi, Kürt sorununu kendi tüzüğüne aldığı için aynı gerekçelerle kapatılmıştır. Türkiye, en yumuşak dönemlerinde bile bu derin kodlarından hiçbir zaman taviz vermemiştir."

‘HDP GÜÇLENDİĞİ İÇİN BASKILIYORLAR’

Türk anayasasında bile Türklerin dışındaki halkların asimilasyona uğratıldıklarını esas alan maddeler olduğuna işaret eden Leygara, "Yasada, Türk ulusu dışındaki halkların hakim ulus içerisinde kaynaştırıldığı söylenir. Bizim deyimimiz ile asimile edilmiştir deniyor. Bahsettiğimiz derin kodlar ve egemenler, iktidarları değiştirirken normal yollarla değiştirmek istemiyorlar. İktidar değişikliğinde rol oynayacak bir parti onların dengelerini ve planlarını bozuyorsa, hemen kapatma yoluna gidiyorlar.

Bugün HDP’nin üzerindeki baskıların temel nedenleridir bunlardır. Eski kodlardan vazgeçmeme ve HDP’nin gelişip, güçlenmesi onları rahatsız ediyor. HDP, Türkiye’deki iktidar değişikliğinde de ciddi bir rol oynayacağı için kapatma sürecine girdiler. HDP kilit parti konumundadır" şeklinde konuştu.

GELENEK HEP GÜÇLENEREK BUGÜNE GELDİ

HEP, DEP, ÖZDEP ve DTP gibi daha önce kapatılan Kürt partilerinin sosyal tabanlarının halen durduğunu ifade eden Leygara, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "O fikirlerde duruyor. Onu yok etmek mümkün değil. Ne yaparlarsa yapsınlar coğrafya, tarih ve sosyoloji kendi akışı ve dinamikleri içerisinde ilerler.

Bakın, HEP yüzde 4,2 ile başladı. 4,2’den 0,1’lere düşmesi lazım iken, şu an 13’lerde. 687 arkadaşımıza siyasi yasak getirmişler. Ama bu halkın dinamikleri 687 kişiden çok daha fazlasını çıkarır. Anayasa Mahkemesi’ne ve iktidara şunu söylemek istiyorum; sosyolojiyi ve coğrafyayı görmezlikten gelmeyin. Bu kadim coğrafyada yaşayan bir tarih var. Bunları çıkardığınız iki satır yazı ile yok edemezsiniz. Çünkü ne imparatorlar ne krallar ne de İskender yok edebildi."

‘KENDİ YASALARININ AKSİNE HAREKET EDİYORLAR

AKP’nin siyasi geleneğinin de kapatılmalarla bugüne kadar geldiğine dikkat çeken Leygara, "Kapatmakla, liderlerini öldürmekle bitiremiyorlar. HDP’yi ancak baskılayabilirler, kapatamazlar. Bu kapatma davasını zamana yayacaklar. Mesela bu siyasi yasak getirilen 687 kişinin hüküm almış olmaları gerekiyor. Hüküm almış değiller ise siyasi yasak getirilmesi hukuki değildir. Hakkında soruşturma olana siyasi yasak getirilemez. Belki bu kişi beraat edecektir. Ama bunlar öyle yapmışlar ki belediye başkanı, milletvekili, belediye meclis üyesi ve hatta ölenleri dahi listeye almışlar. Kendi yasalarının bile aksine hareket etmişler" dedi.