38 yıldır kayıp olan Nurettin Öztürk'ün akıbetini soran Cumartesi Anneleri, kayıpların sorumlusu olarak gördükleri eski polis şefi Mehmet Aðar'a özel bir cezaevi hazırlanmasına tepki gösterdi, "Hükümet, Mehmet Aðar'ı rahat ettirme derdinde" dedi.
Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, Cumartesi eyleminin 370.haftasında Galatasaray'da buluştu. Kaybedilen yakınlarının fotoðrafları ile karanfiller taşıyan kayıp yakınları bu hafta, 1894 yılından bu yana kayıp olan Nurettin Öztürk'ün akıbetini sordu. Cumartesi anneleri ayrıca, kayıplardan sorumlu olarak gördükleri eski polis şefi Mehmet Aðar'a özel bir cezaevi hazırlanmasına tepki gösterdi.
NURETTÝN ÖZTÜRK NASIL KAYBEDÝLDÝ?
1948 Trabzon-Of doðumlu olan Nurettin Öztürk, 5 Nisan 1984 tarihinde arkadaşının evinden gözaltına alınarak, 12 Eylül'ün ünlü işkence merkezlerinden biri olan Ankara DAL'a götürüldü. Ankara Emniyeti içinde faaliyet gösteren bu merkezden sað olarak çıkamadı.
Uður Mumcu, 1995 yılında Cumhuriyet gazetesinde Nurettin Öztürk'ün işkencede öldürüldüðünü yazdı. Daha sonra 2000'e Doðru dergisinde, Öztürk'le aynı zamanda DAL'da işkence gören bir tanıðın "Yanımdaki hücreye koydular. Ýlk ki gün sürekli inlemesini duydum. Üçüncü gün inlemeler kesildi. Askerler gelip baktılar, sonra işkence yapılmış ölü bedenini battaniyeye sarıp götürdüler" açıklamasını yayınladı.
Olayın ardından ailenin yaptıðı bütün başvurular sonuçsuz kaldı.
'BAKANIN ZAMANI YOKMUŞ'
Bugünkü eylemde ilk olarak söz alan kayıp Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, Adalet Bakanlıðı'ndan görüşmek için randevu istediklerini ancak bakanlıðın "zaman olmadıðı" gerekçesiyle kendilerine randevu vermediðini belirtti, "Meðer Bakan, Mehmet Aðar'ı rahat ettirmekle meşgulmüş" dedi. Mehmet Aðar'a hazırlanan özel cezaevine dikkat çeken Yıldız, "Hasta tutuklular ise saðlık hakkına bile ulaşamıyorlar" diyerek çifte standarda dikkat çekti.
31 Kasım 1994 tarihinde gözaltına alınarak kaybedilen Nihat Aydoðan'ın eşi Halime Aydoðan ise Kürtçe yaptıðı konuşmada, "Eşim, evimizden gözaltına alındı. Biz buna şahidiz. Ancak devlet, PKK ile girilen çatışmada öldürüldüðünü öne sürdü. Biz gerçekleri biliyoruz. Mezarımızın yerini de bilmek istiyoruz" diye konuştu.
'ANNEM VE BABAM ÖLÜNCEYE KADAR ACI ÇEKTÝ'
Aydoðan'ın ardından Nurettin Öztürk'ün yeðeni Halime Öztürk, hasta olan babası eyleme katılamadıðı için babasının hazırladıðı mektubu okudu. Mektupta, "Yaptıðımız bütün başvurular sonuçsuz kaldı. Annem ve babam ölünceye kadar, oðullarının kemiklerine ulaşamadıkları için acı çektiler. Kardeşimin mezar yerini buluruz umuduyla 12 Eylül davasına müdahil olduk. Ayrıca bir daha 12 Eylüllerin yaşanmaması umuduyla müdahil olduk" denildi.
Konuşmaların ardından ÝHD Kayıplar Komisyonu adına açıklamayı Hasan Ocak'ın yeðeni Dilcan Acer okudu. Acer, Öztürk'ün akıbetinin öðrenmek istediklerini belirterek, Öztürk'ün ölümünden sorumlu gördükleri yetkililerin isimlerini açıkladı:
"Nurettin Öztürk, gözaltındayken Recep Ergün Ankara Sıkıyönetim Komutanı, Ünal Erkan Ankara Emniyet Müdürüydü. DAL'da Amerika'da işkence eðitimi alan Kemal Yazıcıoðlu, Rıdvan Güler, Bahar Öztürk komiser olarak, Bekir Pullu, Ferruh Tankuş, Tuncay Yaðmur polis olarak çalışıyordu. Cahit Bayar Ankara Emniyet Müdürü, Ali Tanrıyar Ýçişleri Bakanıydı. Kenan Evren Cumhurbaşkanıydı."
Acer, Aðar için hazırlanan özel cezaevine dikkat çekerek, son olarak şunları söyledi: "Geçmişte olduðu gibi bugün de kayıplarımız ve bizim için hukuk yok, adalet yok, insan hakları yok. Ýnsanlık suçu işleyen devlet görevlileri içinze huzur ortamı devam ediyor. Hükümet Cumartesi Anneleri'nin failler listesinin başında saydıðı Mehmet Aðar'ı rahat ettirme derdinde. Yargının işlevi geçmişte olduðu gibi bugün de evrensel hukuka göre adaleti saðlamak deðil, devletin adaletini saðlamak üzerinden şekilleniyor. Devletin adaleti, yurttaş için adaletsizlik demektir. Haksızlık, hukuksuzluk demektir."
Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri, haftaya yeniden buluşmak üzere alandan ayrıldı.
ANF NEWS AGENCY