İHD ‘İç Güvenlik Paketi’ne tepki gösterdi

İHD ‘İç Güvenlik Paketi’ne tepki gösterdi

İHD Amed Şubesi ‘İç Güvenlik Paketi’ne ilişkin basın açıklaması yaptı. Düzenlemenin toplumsal muhalefeti sindirme amaçlı olduğunu vurgulayan İHD Şube Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Yalçın, Meclis Genel Kurulu’na gelen tasarının kabul edilmemesi çağrısında bulundu.

İHD Amed Şubesi ‘İç Güvenlik Paketi’ olarak adlandırılan ‘Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı’na ilişkin basın açıklaması yaptı. İHD Toplantı Salonu’nda yapılan açıklamaya İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu Üyeleri Gamze Yalçın, Muhterem Süren, İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Temsilcisi Abdulselam İnceören, İHD Şube Yöneticileri Emin Ermin, Hatice Demir ve Mahsun Kaya katıldı.

Basına açıklamalarda bulunan İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Gamze Yalçın, düzenlemede yer alan toplantı ve gösterilerde şiddet kullanılmasa bile yüzünü kısmen veya tamamen kapatanların en az 3 yıl ceza alması sağlanarak ifade hürriyetinin ihlal edilmiş olacağını ifade etti. Bu düzenlemelerle demokratik bir hakkın kullanımı olan tüm gösteri ve yürüyüşlerin enlenmesi amaçlandığını belirten Yalçın, hükümlerin toplumsal muhalefeti sindirme amaçlı yasallaştırıldığını vurguladı.

‘ARAMA, İFADE ALMA VE DİNLEME KARARLARI ARTIK POLİSİN ELİNDE OLACAK’

Tasarının birinci maddesinde bireylerin evinin, iş yerinin, aracının hakim veya savcı kararı olmaksızın, her durumda kolluk birimleri tarafından keyfi olarak arama işlemlerinin yapılmasına imkan tanıdığı belirten Yalçın “Polisin, müşteki, mağdur veya tanık ifadelerini, kişilerin ikamet ettiği yerde alması sağlanmaktadır. Müşteki, mağdur veya tanıkların ifadelerinin Savcılık tarafından veya mahkemelerce alınması gerekirken, bu yetkiler gasp edilmek sureti ile kolluğa devredilmiş olacaktır. Tasarı ile iletişim araçlarının dinlenmesi, tümüyle güvenlik yetkililerinin emriyle 48 saate kadar, hakim kararı olmaksızın uygulanabilecektir. Bu durum da keyfi dinlemelere yol açacak ve özel hayatın gizliliği ihlal edilmiş olacaktır” diye belirtti.

Yalçın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “16. Maddenin 7. Fıkrasına eklenen (d) bendi ile molotof, patlayıcı, yakıcı, yanıcı, boğucu vb. silahlarla, açık veya kapalı alanlarda yapılan saldırıları gerçekleştiren veya teşebbüs edenlere karşı, polisin etkisiz kılmak amacıyla silah kullanma yetkisi tanınmaktadır. Bu hüküm de yaşam hakkı bakımından önemli sakıncalar arz etmektedir. Ayrıca araçlar arasındaki orantılılık ilkesi ihlal edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalmakta, bu hüküm ile örneğin elinde sapan olan birine karşı polise silah kullanma yetkisi tanınmaktadır.”

‘AĞIR HAK İHLALLERİ YAŞANACAĞI SİNYALİ’

“Kanunun 33. Maddesine eklenen b bendi ile gösterilerde yasa dışı örgüt propagandası yapanlar bakımından, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir. Bu düzenlemeyle hiçbir şekilde şiddet kullanmayan ve yüzünü kapatmayanlar hakkında da ilgili cezaların uygulanacak olması, ifade ve gösteri hürriyeti bakımından çok ağır ihlallerin yaşanacağı sinyalini vermektedir” diyen Yalçın, “Düzenleme ile toplantı ve gösterilerde şiddet kullanmasa bile, yüzünü kısmen veya tamamen kapatanların en az 3 yıl ceza alması sağlanarak ifade hürriyeti ihlal edilmiş olacaktır. Bu düzenlemelerle demokratik bir hakkın kullanımı olan tüm gösteri ve yürüyüşlerin engellenmesinin amaçlandığını ve bu hükümlerin ifade hürriyeti açısından toplumsal muhalefeti sindirme amacı olarak yasalaştırılmak istendiğini özellikle vurgulamak istiyoruz” şeklinde konuştu.

‘VALİ VE KAYMAKAMLARA ADLİ KOLLUK AMİRİ SIFATI VERİLECEK’

Ceza Muhakemesi Kanununda yapılacak değişiklikle, kolluk amirlerinin yazılı veya sözlü talimatı ile önleyici gözaltı yetkisi tanındığını, suçüstü halleri ile sınırlı kalmak kaydıyla çeşitli durumlarda 24 saat, şiddet olaylarının yaşandığı durumlarda ise 48 saat gözaltı yetkisi verildiğini belirten Yalçın, “5442 Sayılı İl İdaresi Kanununun 11. Maddesine eklenen g, h, ve ı maddeleri ile vali ve kaymakamlara adli kolluk amiri sıfatının kazandırılmak istenmesi yönündeki düzenlemenin, soruşturma ve kovuşturma ayırımı yapılmadan illerde vali, ilçelerde kaymakamların kolluğa doğrudan emir verebilmektedir” dedi.

‘GÜVENLİK SORUNU SİVİL BİR ANAYASA İLE ÇÖZÜLÜR’

Meclis Genel Kurulu’na gelen bu tasarının kabul edilmemesi çağrısında bulunan Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: “Tasarının kabul edilmesi halinde İfade Hürriyeti, Kişi Güvenliği, Yaşam Hakkı, İşkence Yasağı ile birlikte birçok alanda insan hakları ihlalleri yaşanabileceği tehlikesi ile karşı karşıyayız. Biz insan hakları savunucuları olarak, polis devleti uygulamaları ile güvenlik sorununun çözülemeyeceğini ifade etmek istiyoruz. Güvenlik sorunu ancak ve ancak hukuk devleti ilkesinin üstünlüğüne dayalı demokratik ve sivil bir anayasa ile demokratikleşme yönünde atılacak adımlarla çözülebilir.”