İsim isim Siirt Fuhuş Çetesi

İsim isim Siirt Fuhuş Çetesi

Yıllardır Siirt’te ahlaki yozlaşmaya neden olan ve gençleri düşürmekte kullanılan fuhuşun merkezinde yer alanlar fuhuş çetesini anlattı. Çete adeta bir özel savaş projesi olarak devlet yetkilileri tarafından idare ediliyor.

9 yıldır fuhuş çetesinin içinde yer alan Enver A. ve diğer çete üyeleri, Siirt’te oldukça geniş bir ağ şeklinde örgütlenen çetenin kullandığı mekanlar, aracılar, çetenin hedef kitlesi ile fuhuş çetesini koruyan ve organizasyonu sağlayan devlet ve güvenlik güçleri hakkında çarpıcı bilgiler verdi.

BİR DEVLET POLİTİKASI: TAŞ ATACAKLARINA FUHUŞ YAPSINLAR!

Kürtlerin asimilasyon ve dejenere edilmesinde bir yol haritası işlevi gören Eylül 1925 tarihli Şark Islahat Planında hedef illerden biri olarak ismi geçen Siirt, birçok uygulamanın adeta pilot bölgesi. Farklı toplumsal yapı ve tabakaların iç içe yaşadığı Siirt, cemaatler, değişik suç örgütleri ve paramiliter güçler açısından da bir cazibe merkezi.

Siirt’te devletin resmi sosyal politikaları ise özellikle eğitim ve öğretim kurumları, dernekler ve okuma kampanyaları üzerinden etkinlik sağlamaya çalışıyor. Genç kız ve erkekleri gelenek ve göreneklerinden koparmak, Türklüğe özendirmek, ahlaki bozulmaya uğratmak Cumhuriyetin kuruluşundan beri neredeyse diğer birçok Kürdistan ili gibi Siirt ili için de “acil eylem planı” olarak uygulamada tutuluyor.

Buna karşı pozisyonda yer alan, özellikle ahlaki bozulmaya ve asimilasyon politikalarına karşı mücadele yürüten demokratik Kürt siyasetine gençlerin ilgisini azaltmak ve mümkünse karşıtlaştırmak isteyen devletin bu konudaki tavrını belki de en iyi Siirt Valisi özetlemişti. “Taş atacaklarına fuhuş yapsınlar!”

İRADE KIRMA YÖNTEMİ: TECAVÜZ

Fuhuşu deyim yerindeyse toplumun hücrelerine kazımak isteyen devletin en etkili silahı şüphesiz Pansiyonlu İlköğretim Okulu (PİO) ile Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO). Bu okullar aracılığıyla özellikle kız öğrenciler üzerinden Kürt dilini ve Kürt kültürünü unutturmaya çalışan devletin Kürdistan’da bu amaçla açtığı okulların sayısı 300’ün üzerinde. AKP döneminde sayı olarak artan bu okullar geçmişten beri Kürdistan’daki asker ve polisin hem canlı kalkanı hem de devletin ‘yeni Kürt’ bireyinin oluşturulduğu deney alanı olarak işlev görüyor.

Gelmiş geçmiş tüm iktidarların irade kırma ve teslim alma metodu olarak kullandığı tecavüz, Türkiye Cumhuriyeti döneminde bizzat Milli Güvenlik Kurulu raporlarında kurulması ve geliştirilmesi ‘tavsiye edilen’ YİBO’larda bir ‘eğitim’ metodu olarak her zaman gündemde kalmasını bildi. 90’lı yıllarda Kürdistan’ın birçok farklı ilinde başta Bolu Dağ ve Komando taburu olmak üzere çeşitli askeri birliklerin YİBO’larda ve bulundukları her yerde uyguladığı tecavüzler halen sır gibi saklanırken son yıllarda yaşanan bazı olaylar gözlerin Siirt’e çevrilmesine yol açmıştı. Mardin’deki N.Ç. davası, en son Bingöl’de 8 uzman çavuşun iki yıl boyunca çocuk yaştaki bir Kürt kızına tecavüz etmeleri olayları, yine ajanlaştırma politikalarıyla bağlantılı olarak Kürdistan’ın birçok ilinde kız ve erkek çocuklarına yönelik ortaya çıkan tecavüz vakaları ise bu durumun salt Siirt’le alakalı olmadığının açık bir göstergesi.

Buna karşın Siirt’in Pervari ilçesinde bulunan YİBO ve değişik ilköğretim okullarındaki tecavüz vakaları hafızalarda halen taze. Asker ve polislerin, Okul müdürleri ve yardımcılarının, Siirt'in tanınmış ailelerine mensup kişilerin ve esnafların yer aldığı tecavüz olayları hakkında yürütülen soruşturma ve davaların çoğu ‘gizlilik’ gerekçesiyle halen tam bir sonuca ulaşmadığı gibi arkasında yatan neden ve hedefler de yeterince açığa çıkmış değil.

 FUHUŞ ÇETESİNİ ÖRGÜTLEYENLER

Böylesi bir arka plana sahip olan Siirt’te yürütülen politikalar sadece öğretim kurumlarındaki tecavüz olaylarıyla sınırlı değil. Emniyet, ordu ve devlet bürokrasisi tarafından örgütlenen kişiler aracılığıyla özellikle Kürt Özgürlük Hareketi içinde yer alan şehit ve gerilla ailelerinin içine çekildiği fuhuş batağı bunun en çarpıcı örneği.

Fuhuş çetesi içinde yer alanların birçoğunun toplum içinde kendisini ‘yurtsever’ kişiler olarak gösterme çabaları ve fuhuş çetesine dahil edilmeye çalışılan kişilerin çoğunluğunun yakınları gerillada, zindanda ve legal Kürt siyaseti içinde olanlardan seçilmesinin nedenleri hakkında da konuşan çete üyeleri, “toplumsal muhalefeti zayıflatmanın ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne sempatiyi azaltmanın ve mümkünse karşıtlaştırmanın temel amaç olduğunu” belirtiyor.

Siirt Emniyeti ve Asayiş Bölge Müdürlüğü tarafından Valilik ve Kaymakamlıklarla organizeli bir biçimde örgütlenen fuhuş çetesinin en iyi ‘müşterileri’ yine asker ve polisler. Siirt’teki fuhuş örgütlülüğünün merkezi ise Siirt Polis Meslek Yüksek Okulu, uzman çavuş lojmanları, çok sayıda karakol, askerlik şubeleri; yine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde ve/veya desteğinde kurulan değişik dernek ve lokaller. 

Siirt Emniyet Müdürlüğü görevi yapan Cuma Ali Aydın, Siirt Valisi Ahmet Aydın, Asayiş şube müdürü, İsa Acar ve soyadı gizlenen Nurettin isimli uzman çavuşlar Siirt’teki fuhuş çetesini örgütleyen, koruyan ve etkinlik alanları içinde yaymaya çalışan devlet görevlilerinden sadece birkaçı.

 UYUŞTURUCU TİCARETİ VE KULLANIMI

Fuhuşla birlikte anılması gereken en önemli olgu şüphesiz uyuşturucu. Fuhuş için kullanılan araçlar emniyet üyelerince tanındığı için hiçbir kontrol noktasında durdurulmuyor. Bu şekilde uyuşturucu trafiği de işliyor. Bu kişiler bu trafiğe göz yumduklarından pay da alıyor, az pay alması durumunda da ihbar ederek uyuşturucuları yakalattığı çete üyelerinin verdiği bilgiler arasında yer alıyor.

Fuhuş batağına çekilenlerin uyuşturucuyla tam anlamıyla esir alındığına dikkat çeken çete üyeleri emniyet ve asayiş şube müdürlüklerinin bu faaliyetlerin tümü hakkında bilgi sahibi olduğunu belirtiyor. Siirt valiliğinin, emniyet ve jandarma üçlüsünün öncülüğünü yaptığı ve her konuda kolaylık sağladığını belirten çete üyeleri özellikle demokratik refleksleri güçlü, çeşitli legal kurum ve kuruluşlarda yer alan gençlerin hedef kitle olarak belirlendiğini ifade ediyor.

Bugüne kadar sadece iddia düzeyinde dillendirilen bu ortaklıktaki temel amacı ise çeteden çıktığını iddia eden bir çete üyesi şöyle ifade ediyor: “Devletin temel amacı toplumun en dinamik ve öncü gücü olan gençliği bu tür şeylerle yozlaştırıp, etkisizleştirip ahlaki politik toplumun yaşam zeminini bombalamaktır. Dikkat çeken diğer önemli bir husus da bu işte kullanılanların özelde yurtsever, dağda ve zindanda yakınları bulunan kişilerin olmasıdır. Bu bile bunun ne denli organizeli yapıldığını ve merkezini ifade etmeye yeter düzeydedir.”

ÇETE NASIL ÇALIŞIYOR?

Bu işlerde çalıştırılan kadınların çoğunun Siirt yerelinden olduğunu belirten çete üyeleri internet üzerinden ayarlanan ve değişik Türkiye kentlerinden getirilen kadınlara koruma, devlet güvencesi ve şoför verildiğini, uzun ve kısa süreli çalışma tarzı üzerinden anlaşma yapıldığını belirtiyor. Çete üyeleri çalışan kadınlardan bazılarının yıllardır Siirt’te ikamet ettiği, bazılarının sürekli Siirt’e gelip gittiği ve 50 TL karşılığında bilinen mekanlarda pazarlandığı bilgisini de paylaşıyor.

Çete içindeki işbölümü de dikkat çekici. Çoğunluğunun Arap kökenlilerden oluştuğuna dikkat çekilen fuhuş çetesinde bazı kişiler fuhuş için mekan sağlarken, bazıları emniyetle ilgili olası sorunlarla ilgilenmekte, bazıları ise müşteri ve çevre bulmak için örgütlenmekte. En ilgi çekici bilgilerden biri ise çete üyelerinin kendi içlerinde eğitim yürütüyor olması. Fuhuş yapan kadınların korumalığını ve şoförlüğünü yapan kişilerin tecrübeli çete üyeleri tarafından nasıl davranmaları ve hareket etmeleri konularında eğitildiği belirtiliyor.

Üç dört farklı grup şeklinde örgütlenen fuhuş çetelerinden bazıları zaman zaman rahatsız edilse de bazıları ise emniyet tarafından “dokunulmazlar” listesine alınıyor. Emniyetle ciddi sorunların yaşandığı durumlarda çete üyelerinin bir araya gelerek toplantılar yaptığı ve sorunlara ‘çözüm ürettikleri’ de çete üyelerinin verdiği bilgiler arasında yer alıyor.

Karakollara ve şantiyelere kadın taşıma işinin belli taksiciler üzerinden yapıldığını ifade eden çete üyeleri çete içinde esnaf, taksici, öğretmen, uzman çavuş, polis, itirafçı, işbirlikçi ve yurtsever görünen bazı insanların yer aldığını belirtiyor.

FUHUŞ İÇİN KULLANILAN BAZI MEKAN VE KİŞİLER

Çete üyelerinin fuhuş yapılan veya müşteri temin edilen kimi mekanlar, bu mekanların sahipleri ile çeşitli biçimlerde çete içinde yer alanlarla ilgili verdiği bilgiler ise şöyle;

Fuhuş için kullanılan ve müşteri temin edilen kimi yerler: Özer 1 ve 2 isimli oteller, Kız tepesi yanında bulunan Kervan kahvaltı salonu, Kız tepesinde bulunan Kebapçı dükkanı (Eminê Ereb), Eruh yolu üzerinde bulunan Cumhuriyet ilköğretim okulunun arkasındaki Süleyman isimli kişinin evi, Gökçebağ yolu üzeri Güreş caddesinde bulunan Dilan Pastanesi, Çıtır kuruyemiş dükkanı (Mustafa kod isimli Bilal Azrak), Huzur 2’deki bira bayii, İmam Hatip Lisesi yanındaki halı saha.

Fuhuş çetesinde aktif olarak yer alan ve öncülüğünü yürüten bazı kişiler: Aynı zamanda JİTEM çalışmaları da yürüten Baki Yıldız, İsa Yıldız ve Selo isimli kişiler, Kasap Bekir Erdemci, Garısalı Amoni, Mehmet Kaçar, Hikmet Tetek, Halis Cengiz, Reşit Tekek, Hacı Kenanê Ereb, Hasan Sevgin, Fatih ilköğretim okulunda öğretmenlik yapan İhsan Yıldız, Özgen caddesinde ayakkabıcılık yapan ve daha önce fuhuş nedeniyle bir yıl cezaevi yatan Murat Erol, Askerlik şubesi karşısında dükkan sahibi olan Ramazan, Melih camii yanında oturan Çetin Turan, Nusret, Deniz, Yahya ve Üzeyir isimli Arap kardeşler.

Fuhuş yapan kadınlara şoförlük ve korumalık yapan bazı kişiler: Aygül mahallesinden Fehmi, Sıvacılık yapan Cemal Aksu, tefecilik de yapan Qutmisili İbrahim.

Fuhuş çetesi içinde değişik faaliyetler gösteren bazı kişiler: Veysel Aydın, Rauf Haman, Hurdacı Kenan, Şehmus Timurtaş, Halil Elinç, Selahattin Atlak ve eşi Rısga, Sıtkı Celen, Behçet Toprak, Cemil Beydoğan, A. Gaffur Turhan, M. Ali Durgun, Cemil Eroğlu, Abdullah Ekinci, Zübeyir Gezen, Amoni’nin kardeşi Cano, Basi köyünden Murat, zabıtalık yapan Mehmet ve Nusret isimli kişiler.

Fuhuş içinde yer alan bazı kadınlar: Müşteri bulan, polis ve uzman çavuşlarla en yakın ilişkide bulunan Zeynep Minas, Ceyla olarak da tanınan Ceylan, Ayşe, Fatma kardeşler, Deniz lakaplı Antepli Dilek, yine Antepli olan Sibel ve Arzu, Rizeli Rüya, Ceylan’ın evinde çalışan Elif, Bahar ve Saadet (ağırlıklı olarak Özer otelde çalışırlar), İzmir göçmeni Deniz ve uzman çavuş eşi olan Dida.

Fuhuş çetesi içinde yer alan Filiz isimli kadının ise Siirt’te ortaya çıkan tecavüz olayları ve buna karışan devlet görevlileri hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olduğu diğer çete üyesi kadınların paylaştığı diğer bir bilgi.