İsveç’in Norrköping iline soykırım anıtı dikilecek

İsveç’in Norrköping Belediyesi Meclisi 1915 yılında soykırımına uğrayan Ermeni, Asuri-Süryani ve Pontus Rumlarının anısına il merkezine bir soykırım anıtı dikmeyi kararlaştırdı.

İsveç’in Norrköping Belediyesi Meclisi 1915 yılında soykırımına uğrayan Ermeni, Asuri-Süryani ve Pontus Rumlarının anısına il merkezine bir soykırım anıtı dikmeyi kararlaştırdı.

Norrköping iline bir soykırım anıtı dikilmesi önerisi 1 yıldan bu yana Belediye Meclisi’nin gündemindeydi. İsveç’te yasalar vatandaşların belediye meclislerine öneride bulunmalarına olanak tanıyor.

Vatandaş İnisiyatifi olarak adlandıran bu haktan yararlanan İbrahim Tekman adındaki kişi, geçtiğimiz yılın Şubat ayında ilde 12 bini aşkın Asuri ve Ermeninin yaşadığını ve bu nedenle de ilde soykırım kurbanları için il merkezxine bir soykırım anıtı dikilmesi önerisinde bulundu.

Mecliste öneri görüşülürken bazı üyeler soykırım kurbanları için dikilecek anıtın insan hakları anıtı adını almasını önerseler de çoğunluk anıtın soylkırım anıtı olarak adlandırılmasını istedi.

Tartışmalardan sonra Belediye Meclisi il merkezinde bir soykırımı anıtı dikilmesine oy birliğiyle karar verdi. Anıtın Şehir Müzesi yanında bulunan Folkets Park’da (Halk Parkı) dikilebileceği belirtildi.

Kararın alınmasından sonra bir konuşma yapan Muhafazakar Parti’nin Belediye Meclis Üyesi Sait Nison, İsveç ‘in 2010 yılında Asuri-Süryanilere soykırım yapıldığını kabul eden ilk ülke olmasından ve Norrköping ilinin Seyfo anıtı dikilecek ilk il olmasından mutluluk duyduğunu söyledi ve alınan karardan dolayı meclis üyelerine teşekkür etti.

Geçtiğimiz yıl da Stockholm’un Botkyrka ilçesinin belediye meclisi de, ilçeye bir soykırım anıtı dikilmesi kararı almıştı.

SÖDERTÄLJE’DE SOYKIRIM SERGİSİ AÇILDI

Stockholm’un 30 kilometre dışındaki Södertälje ilçesinde soykırımın 100. yılı dolayısıyla bir soykırım sergisi açıldı. Serginin açılışında bir konuşma yapan Södertälje Belediye Başkanı Boel Godner, yeni soykırımların engellenebilmesi için bundan 100 yıl önce yapılan soykırımının kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Günümüzde eski Mezopotamya’da DAİŞ çetelerinin bölgede yaşayan Asuri, Ermeni, Ezidi ve diğer halklara saldırdıklarına dikkat çeken Godner, tüm Türkiye’de yaşayanlardan daha fazla, 30 bine yakın Asuri-Süryaninin ilçede yaşadığını hatırlattıktan sonra “Bu nedenle belediye olarak bundan 100 yıl önce yapılan soykırıma dikkatleri çekmenin yanı sıra olanlar hakkında ilçede yaşayan insanları bilgilendirmesi doğaldır” şeklinde konuştu.

Godner, daha sonra sergiyi düzenleyen Ermeni Federasyonu, Süryani Federasyonu, Rum Pontus Derneği, Asuri Federasyonu ve Keldani Federasyonu yöneticileri ile birlikte soykırım kurbanları için mumlar yakarak serginin açılışını yaptı.

UZMANLAR SOYKIRIM KONFERANSINDA BULUŞTU

İsveç’te soykırım konusunda araştırmalar yapan Vahagn Avedian, David Gaunt, Göran Gunner, Svante Lundgren ve Maria Carlsson ’la Ragıp Zarakolu’nun konuşmacı olarak katıldıkları bir konferans düzenlendi. Konferansın açış konuşmasını yapan Belediye Meclis Başkanı Besim Aho, 1915 yılında olanların Asuri-Süryaniler tarafından Seyfo, Ermeniler tarafından soykırım olarak adlandırıldığını belirttikten sonra, “Adı ne olursa olsun bundan 100 yıl önce olanlar insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Bugün bu suçun Irak ve Mezopotamya’da Hıristiyan halka yönelik işlenmeye devam ettiğini görüyoruz” dedi.

1915 yılındaki soykırımından kurtulmayı başaranların çocuk ve yakınlarının baskılardan dolayı yaşadıkları toprakları terk etmek ve Avrupa’nın değişik ülkelerine göç etmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Aho, “Benim de aralarında bulunduğum bu ilçede yaşayan 30 bin Süryaninin çoğunun yakınları soykırım sırasında öldürüldü. Biz burada yaşayan Asuri-Süryaniler için bu hikaye değil bir gerçekliktir. Ama ne yazk ki günümüzde de bu gerçekliğin devam ettiğini ve halkımıza yönelik saldırıların sürdüğünü görüyoruz” şeklinde konuştu.

Aho, kamuoyunu bilgilendirmenin yanı sıra yaralarının sarılmasına katkıda bulunacağı düşüncesiyle soykırım konferansını düzenlediklerini söyledi.

İNKAR POLİTİKASI UTANÇ VERİCİ

Gazeteci-Yazar Ragıp Zarakolu da, konferansta Türkiye’nin inkar politikasını teşhir eden bir konuşma yaptı. Türk devleti ve Recep Tayyip Erdoğan’ın dikkatleri soykırımından kaçırmak amacıyla Çanakkale şehitlerinin anısına her yıl 18 Mart’ta yapılan törenleri bu yıl 24 Nisan’a aldığını hatırlattıktan sonra Türkiye’nin bu tutumu ve inkar politikasını utanç verici olarak niteledi.

Tarih Doçenti Svante Lundgren, Ermeni ve Süryanilere yönelik soykırımının kamuoyunun gündemine getirilirken Pontus rumlarının başlarına gelenlere yer verilmemesini büyük bir eksiklik olarak değerlendi. Bu konudaki bilgi ve belgelerin son derece sınırlı olduğuna dikkat çeken Lundgren, soykırım sırasında İstanbul’daki ABD’nin Büyükelçisi Henry Morgenthou’nun anılarını yazdığı kitabında binlerce Pontus Rumun soykırım sırasında katledildiğini kitabından bölümler okuyarak aktardı.

SOYKIRIMINI YAPANLARA KAHRAMAN MUAMELESİ YAPILDI

İlk kez 2010 yılında İsveç’in Pontus Rumları ve Süryanilere soykırım yapıldığını kabul ettiğini, bu yıl Ermenistan’ın İsveç’i izlediğini söyleyen Lundgren, “Soykırım kurbanlarının yakınları soykırımı yapan cellatların cezalandırılmadığı gibi kendilerine kahraman muamelesi yapıldığını anlattı. İnkar politikasına son vererek Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi uzlaşma ve yaraların sarılması için önemli bir adım olacaktır. İşte bundan dolayı Türkiye soykırımı kabul etmeli” dedi.

İsveç kiliseleri bünyesinde soykırım üzerine araştırmalar yapan ve “İsveçli gözüyle Ermeni soykırımı” adlı bir kitap yazan Göran Gunner, soykırımın devam ettiği sırada İsveç’in Osmanlı Büyükelçisi’nin olanları İsveç Hükümeti’ne ilettiğini, 7 Temmuz 1915 tarihli mektubunda yarım milyon, bir gün sonra da Türkiye’de yaşayan Ermenilerden yarısının öldürüldüğünü bildirdiğini ve mektubun devlet arşivinde bulunduğunu söyledi.

ÇOCUKLARI BİR BİNAYA TOPLAYIP BİNAYI ATEŞE VERDİLER

Soykırım sırasında bölgede bulunan Alva Johansson adındaki İsveçli misyonerin İstanbul’da bulunan İsveç Büyükelçisi ve ABD’ye soykırım ve katliamlar hakkında ayrıntılı bilgiler gönderdiğini hatırlattıktan sonra, “Alva Johansson, uzun yıllar boyu çocuklarla çalıştı. Alva, subayların çocukları bir binaya topladığını ve sonra binayı ateşe verdiklerini mektuplarında anlatıyor” şeklinde konuştu.

1917 yılında Ermeni soykırımının İsveç Parlamentosunda tartışıldığını ve Sosyal Demokrat İşçi Partisi Lideri Hjalmar Branting’in Ermenilere soykırım yapıldığını söylediğini aktardı.

Prof. David Gaunt, uzun yıllardan bu yana Asuri-Süryanilere yönelik soykırım üzerine araştırmalar yaptığını hatırlattıktan sonra, bilim adamlarının çoğunluğunun 1915 yılında Ermenilere soykırım yapıldığı üzerinde görüş birliğine vardığını hatırlattıktan sonra Türkiye’ye soykırımı kabul etmesi çağrısında bulundu.

BİR ÇOK ÜLKE TÜRKİYE’NİN İNKAR POLİTİKASINI İZLİYOR

Lund Üniversitesi’nde doktorasını yapan Maria Carlsson, son 5 yıl içinde araştırmalarını soykırımın inkarı üzerinde yoğunlaştırdığını dile getirdikten sonra, 1915 yılındaki soykırımın 20 yüzyıl boyunca tüm yüzyıla damgasını vurduğunu, pek çok ülkede azınlıkların soykırım ve katliamlara uğradıklarını söyledi.

Bir çok ülkenin Türkiye’nin izlediği yoldan giderek soykırımı inkar ettiğini söyleyen Carlsson, “Türkiye 1923 yılından bu yana aktif bir biçimde soykırımını inkar politikasını uyguluyor. 1960 ila 1980’li yıllarda hiç bir şey olmadığı söylendi. Ortaya çıkan bilgi, film ve belgelere rağmen Türkiye bu politikasını devam ettirmede ısrarcı davranıyor” şeklinde konuştu.

2002 yılında AKP’nin seçimi kazanmasından sonra Türkiye’nin demokratikleşeceği umutları beslediğini ancak tıpkı diğer partiler gibi AKP’nin de inkar politikasını sürdürmesinin hayal kırıklığına neden olduğu değerlendirmesini yaptı.

Lund Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Tarih Doktoru Vahagn Avedian, 20 yüzyılın en büyük iki soykırımını yapan iki ülke, Türkiye ve Almanya’nın bir birinden çok farklı tutumlar takındığını, Almanya’nın geçmişiyle yüzleşirken Türkiye’nin inkar politikasını seçtiğini söyledi.

Türkiye’nin soykırım kurbanlarına adalet talebine kulaklarını tıkıyarak 1915’te yanlış yapılmadığını tekrarladığını, 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşması’nda soykırım yapanlara genel af getirildiğini dile getiren Avedian, Türkiye’nin bu politikasının süreç içinde Ermenilere karşı saldırı politikasına dönüştüğünü, Ermenilerin saldırılarına uğrayan Türklerden bahsetmeye ve kendilerini mağdur, Ermenileri saldırgan olarak göstermeye çalıştığına dikkat çekti.

KONFERANS TÜRKİYE’DE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE KATKIDA BULUNACAK

Asuri müzik grubunun Süryanice şarkı ve türküler söylemesinden sonra Asuri gençleri folklor oyunları sergiledi. Konferansın bitiminden sonra görüştüğümüz Belediye Meclis Başkanı Besim Aho, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğünün baskı altında olduğunu, düzenledikleri konferansın basın ve düşünce özgürlüğüne katkıda bulunacağını umduğunu söyledi.

Konferansa soykırım konusunda İsveç’in uzmanlaşmış bilim insanlarının katıldığını söyleyen Aho, “Biz bu tür konferansları diğer ülkelerde diğer belediyelerin de yapmalarını umuyoruz. Eğer bu yapılırsa Türkiye’ye yönelik baskılar daha da artar. Türkiye’nin inkar politikasını sürdürmesi imkansız hale gelir. Biz Türkiye’de bir çok aydın ve yazarın, sivil toplum örgütlerinin Türk devletinin resmi politikasını benimsemediklerini biliyoruz. Bu tür konferansların bu güçlere bir destek niteliği taşıdığını düşünüyorum” dedi.

AKP, MHP VE CHP’DEN UMUDUMU KESTİM

7 Haziran 2015 günü Türkiyede yapılacak seçimler konusunda ne düşündüğü ve hangi partiyi desteklemek gerektiği sorumuzu ise, “Ben Türkiye’deki politik gelişmeleri tam olarak izleyemiyorum. Ama bu seçimlerden sonra Türkiye ya demokratikleşecek, ya da daha çok geriye gidecek. Seçmenlerin demokratik bir Türkiye’nin kurulması için oylarını kullanacaklarına inanıyorum. Geleneksel partilerden; AKP, CHP ve MHP’den ümidimi kestim. Onların politikaları bugüne kadar Türkiye’de hakim oldu ve sonuç ortada” diyerek yanıtladı. 

...