”Ya faşizm derinleşecek ve tek adam diktatörlüğüne giden yol tamamen açılacak ya da önerilen ırkçı, faşist Anayasa'ya 'Hayır' denilerek bu gidişat durdurulacaktır!” diyen Anti-Faşist Platform'un yaptığı yazılı açıklamada ülkedeki gelişmelerle ilgili şu değerlendirmelerde bulunuluyor:
”15 Temmuz darbe girişiminden sonra ülkede yaşanan kaos ortamını kendi lehine çeviren Saray, olağanüstü hal şartlarında bir halkoylamasına giderek egemenliğini perçinlemeyi hedeflemektedir. Bu hedefe varabilmek için bodrum katlarında insanları canlı canlı yakmakta, bebekleri katletmekte, sokağa çıkanları uzun menzilli silahlarla taramakta,
Kürt kentlerini devletin bombalarıyla yerle bir etmekte, yüzbinlerce Kürt insanını göçe zorlamakta, seçilmiş belediyelere kayyum atamakta, halkların iradesine zorla el koymakta; muhalif yazarları, akademisyenleri, gazetecileri, sosyalistleri ve seçilmiş milletvekillerini tutuklamakta; yüzlerce gazete, dergi ve TV kanalını kapatmakta ve böylece bütün ülkeyi bir açık cezaevine dönüştürmeye çalışmaktadır.
Aleviler ve azınlıklar üzerinde oynan oyunlar da aynı planın bir parçasıdır. Bu gruplara karşı adeta katliam provaları yapılmaktadır. Kadına uygulanan şiddetin yüzde bin beş yüz artması ve çocuk istismarına açıkça göz yumulması da aynı kanlı sürecin tezahürleridir. Bütün bunlar, gelecekteki daha korkunç olayların habercisidir.
Saray, hedeflerine ulaşabilmek için parlamenter sistemin göreceli varlığını ortadan kaldırmak, bunun yerine tek adam diktatörlüğünü kurmak istiyor. Tasarlanan rejimde mevcut kurumlar işlevsiz ve çalışamaz hale getirilmekte, bütün iktidar tek elde toplanmaktadır. İnsan hakları rafa kaldırılmakta, insanların yaşam tarzlarına doğrudan müdahale edilmektedir.
Çoğu kez sözde kalsa da mevcut laiklik her anlamda yok edilmektedir. Gidişata bakılırsa grev yasakları da artabilir, kıdem tazminatının Saray’ın keyfi biçimde yönettiği fonlardan birine devrini öngören bir yasa, basit bir kararname ile yürürlüğe sokulabilir. Tek adam rejimi, emek kar- şıtı politikaların önündeki engelleri ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.”
Böylesi anti-demokratik ve baskıcı bir ortamda en geniş kesimleri örgütleyerek sandıktan 'Hayır' çıkmasının ülkenin geleceği açısından tarihi bir önem taşıdığına vurgu yapan Koordinasyon Komitesi, tüm Türkiye ve Kürdistanlılara 21 Şubat Salı akşamı saat 18.00'de Solidaritetshuset'te yapılacak toplantıya katılmaları çağrısı yapıyor.