İsveç Türkiye’ye kültür danışmanı yolluyor
İsveç Türkiye’ye kültür danışmanı yolluyor
İsveç Türkiye’ye kültür danışmanı yolluyor
İsveç Kültür Bakanı Lena Adelsohn Liljeroth, yazılı bir açıklama yaparak Hükümetin Türkiye’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na bir kültür danışmanı atamayı kararlaştırdığını açıkladı. İstanbul’un ilginç ve dinamik bir kültür şehri olduğunu söyleyen Liljeroth, Kültür Danışmanı sayesinde iki ülke arasındaki kültürel işbirliğini yoğunlaştırmayı ve güçlendirmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Liljeroth, İstanbul’a bir Kültür Danışmanı atanmasının Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki yakınlaşmanın sağlanması için İsveç’in sürdürdüğü çabalarının bir parçasını olduğunu belirttikten sonra Kültür Danışmanlığı görevine Suzi Erşahin’in atandığını açıkladı.
Daha önce Berlin, Londra, Moskova, Paris, Pekin, Washington ve Brüksel’de kültür danışmanları bulunan İsveç’in son karardan sonra kültür danışmanı bulundurduğu ülkelerin sayısı 8’e yükseldi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davudoğlu ve AB Bakanı Egemen Bağış’ın 11-13 Mart tarihlerinde İsveç’e yaptıkları ziyaretle birlikte iki ülke arasındaki ilişkilerde gelişme olduğu görülüyor. Gül’ün ziyareti sırasında Stratejik Ortaklık Belgesi imzalandığı gibi, Stockholm Üniversitesi bünyesinde Türkiye Araştırmaları Enstitüsü’nün açılışı da yapılmıştı.
İsveç, Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde Türkiye’nin AB üyeliğini savunan ülkelerin başını çektiği gibi, Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine kayıtsız kalan ülkeler arasında yer alıyor. Bundan dolayı İsveç Hükümeti ve Dışişleri Bakanı Carl Bildt milletvekillerin ve demokratik kitle örgütlerinin eleştirilerine hedef oluyor.
1 Eylül günü yeni görevine başlayacak olan Suzi Erşahin’in babası 1950 yıllarda İzmir’den gelerek İsveç’e yerleşmiş. İsveç’te doğan, İsveç, ABD ve Fransa’da güzel sanatlar öğrenimi gören Erşahin, şu sıralar Sanat Kurulu’nda uluslararası değişim programının sorumlusu olarak görev yapıyor.
KÜLTÜREL İŞBİRLİĞİ DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNİ OLUMLU ETKİLEYECEK
Yeni göreviyle ilgili sorular yönelttiğimiz Erşahin, Türkiye’deki ekonomik ve politik gelişmelerden bağımsız olarak son yıllarda film ve dans alanında Türkiye’de önemli gelişmeler olduğunu gözlemlediğini söyledi. İki ülke arasında sanatsal ve kültürel işbirliğinin Türkiye’deki demokratikleşme sürecini olumlu yönde etkiliyeceği düşüncesinde. Gezi Parkı’nda ortaya çıkan ve ülke geneline yayılan eylemliliklerin sürdüğü bir dönemde göreve atanmasını bir dezavantaj değil bir avantaj olarak gördüğünü dile getiren Erşahin, Türkiye’de İsveç’in demokratik değerlerin bir modeli olarak görülebileceğini ifade etti.
İsveç kültürünün Türkiye’de doğrudan devrimci farklılıklar yaratacağını sanmadığını, ancak iki ülke sanatçılarının bir araya gelmelerinin ve görüş alış verişinde bulunmalarının, bilgi ve deneyimlerini birbirlerine iletmelerin her iki ülkedeki kültürel çalışmaları olumlu yönde etkileyeceğine inandığını dile getirdi.
Yeni göreviyle ilgili neler planladığı sorumuzu ise yeni atandığı için henüz plan yapamadığını ancak iki ülkeden sanatçılar katılacakları festivaller ve etkinlikler düzenlemeyi düşündüğünü belirterek şunları söyledi.
ÇOCUK VE GENÇLERE YÖNELİK ÇALIŞMALARA ÖNCELİK VERECEĞİM
“Daha önceleri Türkiye’yi de kapsayan çocuk ve gençlere yönelik projelerde çalıştım. Türkiye’deki çalışmalarımda çocuk ve gençlere yönelik çalışmalara öncelik vereceğim. Gençlerin kültürel çalışmalar içinde yer almaları oldukça önemli. Her iki ülkede çocuk ve gençlerle çalışan pedagogları bir araya getirmeyi düşünüyorum.”
Başbakan Erdoğan ve bazı bakanların sanata ve sanatçılara olan olumsuz yaklaşımlarını ve resimde, şiirde terörizm aramalarının kendi çalışmalarını güçleştirip güçleştirmeyeceği sorusuna ise bu tür şeylerin kendisini kaygılandırdığını ancak tüm bunların çalışmaları önünde engel olabileceğini sanmadığını söyleyerek cevaplandırdı.