İsveçli vekillerden Güney Kürdistan için halk oylaması önerisi

İsveçli vekillerden Güney Kürdistan için halk oylaması önerisi

Dördü Kürt kökenli yedi Sosyal Demokrat İşçi Partili milletvekili, İsveç Parlamentosu’na verdikleri önergede, Güney Kürdistan’da yaşayan Kürtlerin uzun süredir federatif bir yapıya sahip olduğunu ve kendi kendisini yönetme yeteneğini gösterdiğini belirtiyor ve Güney Kürdistan halkına kendi geleceğini tayin etme olanağının tanınmasını istiyor.

Bunun gerçekleşmesi için de uluslararası toplumun Kürt Federal Bölge yönetiminin Güney Kürdistan’da halk oylaması yapılması talebine destek vermesi gerektiğine vurgu yapıyorlar.

Shadiye Heydari, Roza Güçlü Hedin, Lawen Redar, Serkan Köse, Leif Nysmed, Johan Büser ve Arhe Hamednaca’nın imzalarının yer aldığı “Adil bir dünya mümkündür” başlıklı önergede, 10 Aralık 1948 tarihli İnsan Hakları Sözleşmesi’de derisinin rengi, cinsiyeti, dil ve dininden bağımsız olarak tüm halkların aynı değer ve haklara sahip olduklarının ve kendi kaderlerini belirleme hakları olduğunun yer aldığına vurgu yapılıyor.

Kürtlerin Ortadoğu’nun dördüncü büyük halk grubu olduğuna, topraklarının Irak, Suriye, İran ve Türkiye tarafından bölüşüldüğüne dikkat çeken milletvekilleri, 30-40 milyon nüfusu olan ve devleti olmayan tek halkın Kürtler olduğuna vurgu yapıyorlar.

DÜNYA KÜRTLERE VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI

Önergede 1920 yılında Paris’te imzalanan Sevres Anlaşması’nda Kürtlerin bağımsızlık istedikleri takdirde Birleşmiş Milletler’in bunun gereklerini yerine getireceği belirtildiği hatırlatıldıktan sonra “Eğer dünya bu sözleşmeyi uygulamış olsaydı Kürtlerin kendi devletleri olacak, Irak, Suriye, Türkiye ve İran’da sadece ulusal ve siyasal haklarını alma mücedelesi verdikleri için binlerce Kürt öldürülmeyecekti” ifadelerine yer veriliyor.

Dünyanın Kürtlere verdiği sözü tutmadığı, Sevres Anlaşması’ndan bir kaç yıl sonra Lozan’da imzalanan anlaşmayla Kürtlerin haklarının ortadan kaldırıldığı ve kendi devletlerini kurma hakkının yok edildiği ve batılı devletlerin Kürtlerin talep, duygu ve düşüncelerini Irak, İran, Suriye ve Türkiye’nin çıkarlarına kurban ettiği belirtiliyor.

Kürdistan tarihinde ilk genel seçimlerin 19 Mayıs 1992 yılında Güney Kürdistan’da yapıldığına ve o günden bu yana demokratik kurumların oluşturulmasında ciddi ilerlemeler olduğunu dikkat çekiyor ve Kürdistan Fedaral Bölgesinin bölge için bir örnek teşkil ettiğini söylüyorlar.

Sevres Anlaşması’nda Kürtlere verilen sözlerin yerine getirmenin zamanı geldiğini belirten milletvekilleri, bunun gerçekleşmesi için de uluslararası toplumun Kürtlerin kendi kaderlerini belirlemeleri için önerdikleri halk oylaması yapılması talebinin desteklenmesini istiyorlar.

IRKÇI PARTİDEN KÜRDİSTAN ÖNERGESİ

Güney Kürdistan’ın bağımsızlık talebine bir şaşırtıcı destek de Irkçı ve yabancı düşmanı İsveç Demokratları’ndan geldi. Partinin milletvekili Markus Wiechel, Güney Kürdistan’ın bağımsız bir devlet olduğunu ilan etmesi halinde İsveç Hükümeti’nin bağımsız Kürdistan’ı tanıması için parlamentonun karar almasını istedi.

Güney Kürdistan’da 1992 yılından bu yana özgür seçilmeler yapıldığını, Kürtlerin diğer komşu ülkelerde olmayan Kürtçe okullar, askeri güç ve ulusal haklarına gibi haklara sahip olduğunu belirtiyor, Kürdistan’ın bağımsız olmasının ekonomik gelişime ve bölgedeki barışa daha da katkıda bulunacağına inandığını söylüyor.

Tüm dünyada korku uyandıran DAİŞ çetelerine karşı Irak ordusunun hiç bir direnme göstermeden geri çekilirken, Kürt bölgelerinin direniş göstermesinin ve Peşmergelerin DAİŞ’ı girdikleri bölgelerden çıkarmalarının Kürt yönetimin kendi bölgesini yönetebilecek yetenek ve kapasitede olduğunu gösterdiğini belirtiyor.

Wiechel, bölgede yaşayan Hıristiyanlar de diğer azınlıkların güvenliklerinin sağlanması kaydıyla İsveç hükümeti’in Kürtlerin bağımsız devlet kurma taleplerine destek vermesini istiyor.