İsviçre SP Kongresi’nde Türkiye’nin hukuksuz politikalarına karşı mücadele kararı

İsviçre Hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti Genel Kongresi’nde Türk devletinin anti-demokratik politikaları eleştirilirken, Türk devletine ‘evrensel temel insan haklarına saygı duyma” çağrısı yapıldı.

SP kongreye sunulan önergeyi kabul ederek, Türkiye’de yaşana anti-demokratik politikalara karşı mücadele etmeyi parti programına aldı.

İsviçre’nin Federal Parlamento Hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti (SP) genel kongresi İsviçre’nin Thun Kentinde bulunan Expo İş Merkezi salonunda gerçekleştirildi. Kongreye 500 üzerinde delegenin yanı sıra Avrupa ve İsviçre’den önemli siyasetçiler, birçok ülkenin Büyük Elçileri, Sendika Genel Başkanları katıldı. 2 gün süren kongrede SP’nin gelecekteki politikalarına yönelik tartışmalar yapılarak önemli kararlar alındı.

ASSELBORN: TÜRKİYE TEMEL İNSAN HAKLARINA SAYGI DUYMALI

Kongreye özel davetli olarak katılan Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, yaptığı konuşmasının bir bölümünde Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu politikayı eleştirerek, Türkiye’yi temel insan haklarına saygı durmaya çağırdı.

LEVRAT: TÜRK REJİMİNE KARŞI HUKUK DEVLETİNİ EVRENSEL DEĞERLER ADINA SAVUNUYORUZ

Kongrede konuşan SP genel başkanı Chiristian Levrat, İsviçre sağ partisi UDC’nin politikalarını eleştirdiği konuşmasında, SP’nin nasıl bir politika ortaya koyması gerektiği üzerinde durdu. Temel insan hakları, hukuk devleti, doğrudan demokrasi ve temel özgürlükler üzerinde duran Levrat, “Eğer biz işçinin hakkını patrona karşı kuruyorsak, kadının kendisine zor kullanan karşı verdiği mücadeleyi destekliyorsak, siyah çocuğu faşiste karşı koruyorsak, eşcinselleri haklarını savunuyorsak bunlar evrensel temel insan hakları ve özgürlüklerin gereğidir” dedi.

Konuşmasının bir bölümünde Türkiye’de yaşanan anti-demokratik politikalara da gönderme yapan Levrat, “Eğer biz Türk rejimine karşı hukuk devletini, Çin komünist partisine karşı demokrasiyi savunuyorsak bunu Hristiyanlık adına değil insanlık adına yapıyoruz. Bu mücadele bizi yan yana getirmeli. Ne özgürlük ne dayanışma parçalı değil. Özgürlük ve dayanışma herkes için olmalıdır” dedi.

İsviçre’nin ekonomik politikalarına, işyerlerinin daha demokratik alanlara çevrilmesine ve İsviçre’de son dönemde gittikçe artan milliyetçi politikalara değinerek partisinin gelecekte ortaya koyması gereken politikalara vurgu yapan Levrat, “2019 parlamento seçimlerinde sağın parlamento çoğunluğu düşmek zorundadır” dedi.

‘TÜRKİYE’DEKİ ANTİ-DEMOKRATİK POLİTİKAYA KARŞI MÜCADALE ETME PARTİ PROGRAMINA ALINDI’

SP, kongrenin ikinci gününde sunulan önergeleri değerlendirerek parti programına aldı. Parti programına alınan önergelerden birisi de “Türkiye’de barış, özgürlük ve temel insan hakları” başlıklı alınan kararlar oldu.

Salonda bulunan bütün delegelerin oyuyla kabul edilerek parti programına alınan önergede, Türk cumhurbaşkanı ve AKP Hükümeti tarafından Türkiye’de yaşanan anti-demokratik uygulamalara değinilirken, Türkiye’nin gün geçtikçe hukuk devleti yapısından uzaklaştığına vurgu yapıldı.

HDP Eş Başkanları ve milletvekillerinin hukuksuz bir şekilde tutuklanmasına değinilen önergede, Kürdistan kentlerinin yakılıp yerle bir edilerek Kürt halkına karşı ortaya konan politikalara dikkat çekildi.

Türk devletinin Suriye ve Irak’ta ortaya koyduğu politikalarında eleştirildiği önergede, Türk devletinin DAİŞ ile yakınlığına dikkat çekilerek, Türkiye’nin Rojava’ya dönük saldırılarına vurgu yapıldı.

‘İSVİÇRE HÜKÜMETİ HAREKETE GEÇMELİDİR’

SP olarak Türkiye’de yaşanan anti-demokratik uygulamalara karşı sessiz kalınmaması gerektiğini altı çizildiği önergede, İsviçre Hükümeti’nin Türkiye’de yaşananlara karşı harekete geçmesi talep edildi.

Parti programına alınan önergede devamla şu maddeler sıralandı:

İsviçre Federal Konseyi, Türkiye ile arasındaki politik ilişkilerden hareketle Erdoğan’a üyesi olduğu Avrupa Konseyi, BM’nin kabul ettiği evrensel temel insan hakları yasalarına uyması gerektiği zorunluluğunu hatırlatmalı.

Türkiye Bern Büyük Elçisi, Dış İşleri Bakanlığı’na çağrılarak, AKP hükümetini tüm siyasi tutsakları serbest bırakma ve hukuk devletine saygı duyma noktasında zorlaması istenmelidir.

İsviçre Hükümeti, BM röportörlerinin de daha önce talep etmiş olduğu uluslararası bağımsız gözlemcilerin Türkiye tarafından kabul edilmesi için girişimlerde bulunmalı.

İsviçre hükümet yetkilileri ve diplomatlar, tutuklanan milletvekillerini ve belediye başkanlarını ziyaret etmelidir.

İsviçre, Türkiye’de yaşanan işkence, kötü muamele ve savaş suçlarını belgelemek için deliller toplamalı ve ileride UCM’ye yapılacak herhangi bir başvuruda sorumluların kimler olduğunu açıkça ortaya koymalıdır. İsviçre, Türkiye’de yapılan suçların cezasız kalmasını engellemek için elinden geleni yapmalıdır.

İsviçre istihbarat teşkilatı, Türkiye’de savaş suçlarına, hukuksuz tutuklamalara ve işkenceye yönelik belgeler toplamalı. Öte yandan İsviçre İstihbarat Teşkilatı, Türkiye’nin DAİŞ ile arasındaki ilişkiye açıklık getirinceye kadar MİT ile olan ilişkilerini askıya almalıdır.

Türkiye’de hukuk devletinin üstünlüğü sağlanıncaya kadar Türkiye ile yapılan serbest ticaret antlaşması dondurulmalıdır.

Federal Konsey, Türkiye’de cezaevlerinde yaşanan işkence iddialarını araştırmak üzere Uluslararası Kızıl Haç ve CPT yetkililerini Türkiye’ye gitmesinde rol oymalıdır.

İsviçre Hükümeti, Türkiye’ye de demokrasi inşa edilinceye kadar Türkiye yönelik yapılan silah satışını durdurmalı ve Türk şirketlerine silah malzemesi üretmesi için tanınmış lisans haklarını iptal edilmelidir.

Türk devleti tarafından mağdur edilen insanlara insani vize hakkı tanınmalı.

SP milletvekilleri, Avrupa Konseyi ve AGİT ile işbirliği halinde olarak Türkiye’de yaşanan anti-demokratik politikalara karşı mücadele etmeli ve Türkiye’de barışın inşa edilmesi ve bölge insanı ile dayanışmayı büyütme cabasına girmelidir.

Öte yandan yapılan seçimlerde partinin Genel Başkanlığına tekrardan deneyimli siyasetçi Christian Levrat geldi.